Eylül ayı bitmek üzere. Yavaş yavaş hava serinlemeye başladı, özellikle gece artık balkonlarda otururken üzerimize bir şeyler alıyoruz. Üşümeyi özlemişim.. Yaz gelsin yetti bu soğuklar derken aşırı sıcak geçen sıcak günler bezdirdi. Denize girip serinleyemiyorsan işkennce bu yaz mevsimi. Benim mevsimim ara mevsimler galiba, geçişler. Dikkat etmekte lazım insan arada kalınca hastalanması daha kolay oluyor.
Köyde olmanın güzel tarafı özlediğiniz doğaya kavuşmanız, şehir gürültüsünden sıyrılıp nefes almanız. Ama şu son yıllarda bizim de köy köylükten çıktı. Çok fazla insan İstanbul'dan gelip arazi satın alıp ev yapmaya başladı. Bir de yukarılarda bir yerlerde devlet baraj mı ne yapıyormuş, köy içi yollar vızır vızır iş makinesi, kamyon kaynıyor. Kaç yıldır bu böyle.
Yine de okul çıkışı minibüs gelene kadar köy içinde geziyorum. Ne yazık ki bizim köy de atılmış köpeklerle dolu. Bir deri bir kemik kalmış dolu köpek aç halde geziyor.
Bu hafta size karpuz tarlasından görüntüler var 😊
Öğrencilerimle de gidip karpuz topladık sonra da tüm okul afiyetle yedi..
Sınıf içinde de küçük saksılara bu senenin bitkilerini ektik..
Sonbahar köşesi hazırladık birlikte, burada incelemeyi çok seviyor çocuklar. 4-5 Yaş çocuğu öğrenmeye o kadar hevesli ki. Onlarda ki şaşkınlık ve merak hiç bir yaşta yok sanırım..
Sabah okula giderken sahilde tek kalmış eski evinde boşaltılmış olduğunu görünce üzüldüm. Yakında burada son model yüksek bir bina olacak. Üstelik sahil kısmında ki binalar 3 katı geçmeyecek denmesine rağmen. Bir zamanlar deprem görmüş yerlerde hızla yüksek katlar başladı. Kot farkı diyorlar , giriş diyorlar bir yolunu bulup bildiğini okuyor insanlar.
Sabah uğradığım simitçi teyze her sabah iş başında..
Eve döndüğümde işten, kendime bir kahve yapıyorum; yorgunluk kahvesi. Bir de kitap. Gün boyu telefonu elime almam, instagram vb. kullanırım ama gün boyu hiç açmam. Sadece akşam dinlenirken bir saat bakarım. Sonra örgü örerim çok dinlendirir beni, o sırada film, belgesel seyrederim.
Agota Kristof'un şu herkesin severek kitabını okudum. Anlattıkları çok cansıkıcı, tüm kitap kötülükler üzerine kurulmuş sanki. Zaten yazar kitapta ;
'' Hiç bir kitap kötülükleri gerçek hayatta ki kadar yansıtmaz '' gibi bir şey söylüyor. Dünya, insanlar kötü gerçekten ama okuduklarım öyle mide bulandırıcıydı ki bunları yansıtması o duyguyu vermesi sanat işte denmemeli.
Bir de arkadaşım Sonat'ın babasının yazdıklarını okudum kısmen. Çokm değerli bir edebiyatçıymış rahmetli babası. Nasıl güzel şiirler, denemeler yazmış..
Sahilimizde yeni ekilmiş zeytin ağaçları var. Bu insanlar daha zeytinler olmadan torba torba toplamaya başlamıştı. Ama gördüğünüz gibi durum böyle 😢
Bizim bağ evinde de zeytinler yere döküldü. Sağlam olanları topladık, saklayacağız kasıma kadar. Tabi bir şey olmazsa o zaman topladıklarımıza ekleyerek zeytinyağı yaptıracağız. Bakalım deneyeceğiz, belki saçma bir fikirdir ama atmak istemedik.
Artık kışlık sebzelerimiz de ektik, kısa bir video çektim. Kanalıma yükledim, seyretmek isterseniz buyurun burada.
Evet :) 9 eylülde şartlar bir anda değişti hemen dilekçe yazdım ve tekrar köydeyim. Bu sefer yanımda ki öğretmen arkadaş farklı. Bakalım bu sene getirecek..
Benim elimde de Agota Kristof'un üçlemesi var. Büyük Defter'i dün bitirdim, diğerikisine devam edeceğim. Çok etkileyici. Otobiyografik öğeler taşıdığını düşününce daha da çöküyor insanın üstüne.
Çok kötü olaylar değil mi? Hele savaş varsa insanların iyi bir özelliği kalmıyor, insanlıktan çıkıyorlar. Ama bu kadar kötülük bu kadar en uç olaylar arka arkaya sıralanıp roman olunca da canım daha çok sıkılıyor. sanki şu insanları en damardan nasıl etkilerim amacıyla fazla doz verme de başka bir kötülük bence.
Çok güzelmiş karpuz tarlasında olmak :) İrili ufaklı onlarca karpuzu çocuklar görünce çıldırdı, onları videoya da çektim hatta instgrmda paylaştım, güzel bir etkinlik oldu o gün..
Zeytinleri ve ağaçları görünce nedense çok mutlu oluyorum. Bence saklayın, azıcık dediğin zeytinden bile kendi zeytinyağını üretmek harika bir duygu... daha da çoğalsınlar dilerim. :)
Bakalım iki ay durursa bir kasa yerden topladık. Zeytinyağ geçen sene yaptırmıştık, kötü zeytinden bile çok güzel yağ çıkmıştı. Rüzgarla çok dökülme oluyor çünkü İçim elvermedi ziyan olmasına onca zeytinin.
İnsanımızın bu hoyrat mı diyim ne diyim bilemedim meyvesini topluyorsun hadi niye kırıyorsun o dalı iş yerimizin bahçesinde meyve ağaçları var hafta sonu geçiyor pazartesi bir bakıyorsun dallar yerlerde sinir bir şey üstüne kırmayın diye yazdığım da oldu ama nafile. doğal yaşıyorsunuz ne kadar güzel. Hülya
Birkaç haftadır bakamamıştım, köye geri mi atandın sevgili Buket? Aşırı sevindim hayırlı olsun :) Çocuklar da çok sevinmiştir.....
YanıtlaSilEvet :)
Sil9 eylülde şartlar bir anda değişti hemen dilekçe yazdım ve tekrar köydeyim. Bu sefer yanımda ki öğretmen arkadaş farklı. Bakalım bu sene getirecek..
Bütün sahillerdeki otel ve evlerin yıkılmasını isterdim, tüm dünyadaki. En az 2 km içerde olmalılar.
YanıtlaSilAynen ben de isterdim. Bu kadar açgözlük, dünü unutma , ders almama
Silanıtları bunlar.
Benim elimde de Agota Kristof'un üçlemesi var. Büyük Defter'i dün bitirdim, diğerikisine devam edeceğim. Çok etkileyici. Otobiyografik öğeler taşıdığını düşününce daha da çöküyor insanın üstüne.
YanıtlaSilÇok kötü olaylar değil mi? Hele savaş varsa insanların iyi bir özelliği kalmıyor, insanlıktan çıkıyorlar. Ama bu kadar kötülük bu kadar en uç olaylar
Silarka arkaya sıralanıp roman olunca da canım daha çok sıkılıyor. sanki şu insanları en damardan nasıl etkilerim amacıyla fazla doz verme de başka bir kötülük bence.
oh organik hayat :)
YanıtlaSilvalla öyle :)
SilOyy! Karpuzlara bayıldım. :)
YanıtlaSilYetiştirenin eline sağlık, yiyene afiyet olsun. :)
Çok güzelmiş karpuz tarlasında olmak :)
Silİrili ufaklı onlarca karpuzu çocuklar görünce çıldırdı, onları
videoya da çektim hatta instgrmda paylaştım, güzel bir etkinlik oldu o gün..
Zeytinleri ve ağaçları görünce nedense çok mutlu oluyorum. Bence saklayın, azıcık dediğin zeytinden bile kendi zeytinyağını üretmek harika bir duygu... daha da çoğalsınlar dilerim. :)
YanıtlaSilBakalım iki ay durursa bir kasa yerden topladık. Zeytinyağ geçen sene yaptırmıştık, kötü zeytinden bile çok güzel yağ çıkmıştı. Rüzgarla çok dökülme
Siloluyor çünkü İçim elvermedi ziyan olmasına onca zeytinin.
Zeytinağacını görünce üzüldüm:((
YanıtlaSilEktikleriniz bereketli olsun
Teşekkürler :)
Silİnsanımızın bu hoyrat mı diyim ne diyim bilemedim meyvesini topluyorsun hadi niye kırıyorsun o dalı iş yerimizin bahçesinde meyve ağaçları var hafta sonu geçiyor pazartesi bir bakıyorsun dallar yerlerde sinir bir şey üstüne kırmayın diye yazdığım da oldu ama nafile. doğal yaşıyorsunuz ne kadar güzel. Hülya
YanıtlaSilBen de anlam veremiyorum, aklım almıyor bu yapılanları doğaya olsun hayvanlara olsun. Daha bu ağaçlar minicik zaten, büyümesine bile izin yok :(
Sil