19 Temmuz 2024 Cuma

Temmuz Cuması

                                      Bugünden başlayayım en iyisi,haftanın özetini geçelim. Tatilden döneli beş gün oldu ve günlerim dinlenmekle geçiyor çoğunlukla. Ama hayat akarken öyle boş boş oturmakta olmuyor tabi ki. Bu sabah sekiz gibi kalktık, pazar arabamızı alıp çıktık yola. Malum benim emekli bir senedir evde sadece oturuyor. Ben zorlamasam evden dışarı çıkmayacak. Karı-kocaların çok da birbirine denk düştüğünü sanmayın, genelde zıtlıklar çoktur. Benim gibi hiperaktif kadının kocası da sakince, düz bir çizgide:)  Neyse ben sabahın sekizinde alıp kocamı pazara gittim. Sabah pazarını çok severim, tezgahlar yeni yeni açılır, çok kalabalık ve gürültülü değildir. Meyveler , sebzeler taptazedir. 


Artık köylünün domatesi, salatalığı, biberi de çıkmış. Rengarenk tezgahlar arasında gezmek kadar sevdiğim şey yok. Yanımda pazarcılara verdiğim yumurta kolileri, naylon poşetleri de getirmiştim çünkü hafta boyunca birikiyor ve tekrar kullanılsın istiyorum. Çöpe çok az şey atarım. Onları da isteyenlere veriyorum.


                       Pazar arabamızı doldurup -bu arada iki kişinin haftalık pazar arabası bin tl gibi doluyor, şoktayım- eve dönüyoruz. Dönerken ekmek alıyoruz çünkü kahvaltı daha yapmadık. Evde tüm pazarlıkları yerleştiriyorum, kırmızı erik ve vişne aldım onları yıkayıp saplarını da ayırıp buzluğa kaldırıyorum. Tüm hafta boyu bunları kaynatıp meyve suyu olarak içiyoruz. Bir taraftan çayı koyuyorum. Ama hava o kadar sıcak ki terden ıpıslak durumdayız. Duşlarımızı da  alıp balkona hazırladığım kahvaltıya saat 11 gibi oturabiliyoruz.



                     Kahvaltımızı zaten her sabah balkonda yapıyoruz. Çok şanslıyım balkonumu çevreleyen çam ağaçlarım sayesinde her yer yemyeşil ve karşı evlere engel. Sabah bergamotlu çayımı yudumladığımda hiç bir yorgunluğum kalmıyor. Bu arada eve gelirken mahallemizin horozunu görüyorum, tüm sabah ötmüş şimdi de sıcaktan sesi çıkmıyor.


Bu hafta boyunca okuduğum kitabın son sayfalarına gelmiştim, son çayımı da alarak koltuğuma geçiyorum. Memento Mori adını taşıyan konusuyla hızlıca okuduğum bir kitap oldu, fena değildi. Benim de her zaman düşündüğüm bir paragrafı paylaşmak isterim;

“Hayatımı yeniden yaşasaydım, her gece kendimi ölümü düşünmeye zorlar, böyle bir alışkanlık edinirdim,” dedi Mortimer. “Ölümü hatırlama alıştırmaları yapardım. Yaşamı bundan daha fazla pekiştiren, yoğunlaştıran bir alıştırma yoktur. Ölüm yaklaştığında insanı gafil avlamamalı. Bürün yaşam beklentisinin bir parçası olmalı. Her daim mevcut bir ölüm mefhumu olmadan, yaşam tatsız tuzsuz bir şeydir.”

                Bir taraftan da canım o kadar çok Saik Faik hikayeleri okumak istedi ki, o kitabı da sehpamdan eksik etmiyorum. Ara ara açıp bir öykü okumak bir ferahlık veriyor yüreğime.

         Bugün cuma olunca eşim cuma namazına gitti. Ben de bu saatlerini değerlendirmek istedim, cuma süresini açıp okudum. Bir taraftan da eşler arasında benzer inançların olmasının da ne büyük nimet olduğunu düşündüm. Onunla en büyük en önem verdiğin şeyi paylaşmak ve bu yolda yürümek ne kadar güzel dedim. Kalbim daha bir mutlu oluyor bunları hissettikçe. Arapçadan sureleri okuyup anlamasam bile Kuranı Kerimin o gücünü hissetmek bile öyle iyi geliyor ki. Sonrasında tekrar mealini okuyorum ve şöyle diyor Cuma Suresinde;

  1. Ey iman edenler, Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında hemen Allah’ın zikrine (anılmasına) koşun ve alım satımı bırakın; eğer bilirseniz, o sizin için daha hayırlıdır.
  2. Namaz kılındıktan sonra da yeryüzüne dağılın, Allah’ın bol nimetinden nasip arayın ve Allah’ı çok zikredin ki, kurtuluş bulabilesiniz.
  3. Böyle iken, bir ticaret veya eğlenti (eğlence) gördüklerinde ona fırladılar ve seni ayakta bıraktılar. De ki: “Allah’ın katındaki, eğlenceden de ticaretten de hayırlıdır ve Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.”



                         Hafta içi bağ evimize sadece sabahın erken saatlerinde gidip sulama yaptık. Ttail dönüşü susuzluktan ölmüş bulacağımı sanıyordum bir çok bitkiyi. Ektiğim domateslerin çoğu ölmüş, 3-4 tane kalmış ama diğer taraftan kayısılar meyve vermiş, ayçiçekleri hiç yoktu bir anda çıkıp büyümüşler, kabaklar bile nasıl yerleri kaplamış göreceksiniz.



                             Havuçlar bile minik minik olmuşlar. Allahım öyle güzel bir duygu ki. Emek verdiğin şeylerin böyle fazlasıyla  sana dönmesi..Ama dediğim gibi çok sıcak ve tüm gün burada yapacak iş olmadığından saat sabah 5 buçuk gibi gidip saat 8-9 a kadar çalışıp geri dönüyorduk. Bu hafta bir de dinlenecektik :)




Uzun süre evde olmayınca annemlerle çok özleşmişiz. Bir akşam üstü onunla zaman geçirdim sahilde. Beraber gezdik dolaştık biraz.
Biraz da Tiflis anılarımdan bahsetmek istiyorum. Çok güzel mekanlar, sokaklar, köşeler gördüm. 
Bakın şöyle;



Bir kafe burası..




Turistlik noktalarda...


                       Fabrika Hostelin önünde ki bu minibüste beraber şipşak foto çektirdik , iki dakika sonra çıkana ne güldük ya bu biz miyiz diye :)


Her köşede bir şeyler satılıyordu. Ah şu şişelere bayılmıştım.




Ve geldik bir haftanın daha sonuna. 
Mutlu ve huzurlu hafta sonları !! 















14 yorum:

  1. Keyifli bir gezi olmuş, belli. Gürcistan'a gitme hayali içimde canlıyken çok özendirici oldu bu fotoğraflar... Darısı başıma diyeyim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sevdik biz bu ülkeyi. Hem fiyatlar bizim için uygun, hem farklı bir külütr hem tarihi hem mutfağı çok güzel. Gerçi çok fakirlik var ama.

      Sil
  2. Ne güzel fotoğraflar; güzel bir yaz mevsimi sizinle olsun....

    YanıtlaSil
  3. Mutlu hafta sonları, pazar çok pahalı inan ve dediğin gibi 1-1,5 harcamadan araba dolmuyor. Sergiden gözlediğim kadarı ile arabalar dolmuyor artık 100 tl ye aldığım yeşil fasulyeyi almaya gittiğimde kadın bu hafta 150 tl deyince çok şaşırdım, neden zam geldi dedim güneş yakıyor dedi. Yaksada ürünü toplayabiliyorsun ve satabiliyorsun, üründe azalma olması lazım ki zam olsun. Oysa biz böyle bir zam olayı uygulamıyoruz, herkesin fiyatlandırma olayı farklı oluyor. 2,5 milyar maaşa zam geldi ilk olarak tüm poğça ve unlu mamüllere zam yapıldı? Ne oldu ürün mü azaldı??????

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o zaten büyük sorun, az biraz maaşlara zam gelmeye görsün
      bizim millet üstüne daha fazlasını zam yapıyor. çok fırsatçı insanlar. tarım, çiftçilik çok zor gerçekten, pazara gidince neyse veririm ama mesela bu
      hafta şok oldum limonun kilosu bizde 20 tl idi. şimdi 100e kadar çıkmış, yok
      artık!

      Sil
  4. kahvaltı masası, bağ evi vee hayat ne güzeel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağlığımız yerindeyken hayatı güzelleştirelim be Deeptone :)

      Sil
  5. Eşler zıt olmalı olayın özü o :) Pazar bizde eşimin görevi her hafta aldıkları ile verdikleri arasında söylene söylene geliyor, aşırı pahalandı sebzeler meyveler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi:)
      Bir de emekli eş olayı var ki sormayın. Onu da bir gün anlatacağım :)

      Sil
  6. Hayat hem zor hem pahalı ama vazgeçmek de çok zor, ölüm olduğunu hatırlamak hayatı daha da anlamlı kılıyor, tüm zorluklara rağmen sıkı sıkıya tutunuyoruz, insanoğlunun gerçeği bu. Umarım her şey daha güzel olur.

    Tiflis fotoğraflarına bayıldım, sonuncu olan favorim oldu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel yazdın insanoğlunun gerçeği bu diye. Evet öyle böyle hayat devam ediyor, küsüp, nefret edip, el ayak çekmek de olmaz.

      Sil
  7. Yorum yaxdım sanıp, gelince baktım ki yaxmamışım :)) acil B vitamini laxım bana.
    Renklerine bayıldım; hem Türkiye hem Gürcistan... Tadını doya doya çıkart, hak edilmiş bir keyif gerçekten de.... <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok mutlu olduğumuz bir gezi oldu, tek kızım yoktu ona canımız sıkılmıştı ama dil kurunda bir üst seviyeye geçtiğinden de bu telafi oldu. Kısmetse yakında yeni bir seyahatte beraberiz. Sizin memlekete doğru :)

      Sil

Ağustosun Son Cuması

                İlk, orta derken son cumaya da geldik işte. Günler, aylar nasıl hızlı geçiyor, geri de hafızadan yavaş yavaş silinen anılar...