* ''Geleneksel Hint bakış açısına göre, bir insanın hayatı dört kesin ve net mevsime ayrılır, her birinin kendi meyveleri, hakları ve görevleri vardır.
Birinci mevsim, çocukluk ve ilkgençliktir, bu eğitim döneminde sonradan işe yarayacak her şey alınmalıdır. İkinci mevsim olgunluktur; o dönemde erkek koca, baba olur; aile sorumluluğunu sırtlanır ve bununla da topluma katkı ve süreklilik sağlar. Bu zenginlik haz, ün ve dünyayı tanıma gibi arzuların peşinde koşmanın hoş görüldüğü ve doğru olduğu mevsimdir. Bundan sonra evlatlar da ana baba olduklarında, kopuş ve 'ormana gidiş' mevsimi başlar. İşte bu kopuş ve çekilişle insan ; neşeleri, kaygıları, başarıları, hayal kırıklıklarını -yani hayatta geçici ve yanılsama olan her şeyi- geride bırakarak daha gerçek ve kalıcı olana yönelir.
-Seçmek isterse- sonuncusu da her şeyden bağların koparıldığı , basit bir dilenci olunan mevsimdir; insan sinyasin olur; arzular dahil olmak üzere geçici olan Ben'in sahip olduğu her şeyi simgesel olarak yaktığı ateşin renginde bir giysi giyer ve artık yalnızca makşayı, yani değişimler dünyası , hayat ve ölüm okyanusu olan samsaradan kesin olarak özgürleşmeyi arar.
Modern Batı dünyası da -hepsi maddesel olan- kendi amaçlarını emeklilik dönemiyle gerçekleştirir. Altmış ya da altmış beş yaşında çalışmaya son veren kişi ; balık tutmak, resim yapmak ya da bir zamanlar olmuş olduğu şey - müdür, şef, avukat, kasiyer- olmadığı için sıkıntıdan patlamak için para alır. Pek çok kişi bu nedenle kalp krizi geçirir ve herhangi bir şey olma ihtimalini kesin olarak yitirir.''
Dönemlerimi adım adım geçerken hayatımızın şekli de bakış açımızda çok değişiyor. Herkesin hayatı bir sona doğru evriliyor farklı şekillerde. Hayatımı irdelemediğim, kendimi tanımaya çalışmadığım bir zamanım dahi olmadı.Çocukken dahi kafamda deli sorular vardı. Sorular seçimlerinizi etkiliyor. Şu an bir çok insana emekli olup bir kenara çekilme isteğim anlamsız geliyor. Aslında daha çalışabilirim, aslında bu kadar gençken işe devam etmeliyiz, aslında çocuklarımızı okutup evini arabasını almadan işimiz bitmiş değildir, aslında aslında..
Tamam işim kutsal, son 8 senesinde köyde yaparak yıllardır almadığım hazzı aldım ama yine de sizi sıkan, onaylamadığınız bir çok durumun içinde suyunuzu sıkan , fare çarkında dönüp durduğunuz duygusunu içinizden atamadığınız bir yaştasınızdır.
Şimdi başka bir mevsime geldiğimi hissediyorum. Yukarıda yazılanlar gibi..Ormana gidiş..Bir çok şeyden kopmak istiyorum. Yıllardır çoğalan eşyalarımı, giysilerimi, hatıraları, biriktirdiklerimi atmak, rahatlamak istiyorum. 50 metrekarede yaşamak, az eşya, az insan, az teknoloji istiyorum.
*Atlıkarıncada Bir Tur Daha
kitabından
Çok anlaşılır şeyler yazdıkların.
YanıtlaSilEvim var, arabam var, çocuğum okulunu bitiriyor. Emekli olmamiçin tüm şartlar hazır 😊 ama ben çalışmaya devam edeceğim. Emekli olmak ya da çalışmaya devam etmek kişinin kendi kararı olunca güzel bence. Kimsenin söz hakkı olmayan bir alan.
Hayırlı olsun Buletciğim.
Cici okulumun bana verdiği yeni enerji olmasa ben de düşünecektim. Fakat şimdilik gençler bana ben onlara iyi geliyorum. Bir ritmi yakaladım, uzun zaman sonra. Tadını çıkarmak istiyorum. 🥰 sevgiler
İnşallah zeynepcim hepimiz için en hayırlısı olur..
Sil