11 Kasım 2022 Cuma

Bugün Cuma

                          Cuma günleri kendime çiçek alma dönemi başlamıştır. İlkbahardan sonra bu dönem bitiyor çünkü hem bahçemden hem de doğadan kendim kopararak evimi çiçeksiz bırakmıyorum. Çocukken bile anneme her zaman etraftan çiçek toplar götürürdüm. İnsanın ismiyle bağlantılı kaderimi oluyor ne!
Bu cumada çiçekçiye gidip kasımpatı almayı planlıyorum. Her çiçek alışımda bir ara okuduğum Ahmet Tulgar'ın yazısı aklıma geliyor. Bakın şöyle bir bölüm var yazı da , ne de doğru;
''Çiçek alanların çiçek alırken yüzlerine bir bakın. O çiçekleri kime aldıklarından ya da birine mi, kendilerine mi aldıklarından bağımsız olarak bir özgüven, bir kendinden, hayatından memnuniyet ifadesi olur bu çehrelerde. Hepsinde. O geçici çiçeklerin, o boynunu eğmeye, solmaya temayüllü hayatın içinde güzelliği bulmuş olmanın sevinciyle biraz şımarık, biraz gururlu, hadi onu da söyleyelim, handiyse kibirlidir halleri. O sırada, o alışveriş anında başkalarının uğraştığı sıradan işlerden ellerini eteklerini çekmiş olmanın, inceliklerle meşgul olmanın, güzellikle iştigal etmenin zarif züppeliği.''



                      Vallahi doğru, kusura bakmayın züppeyim bu konuda. Sonuçta çok sevdiğim bir şeyi başkalarından beklemeden yapıyorum, hayatın bu güzel inceliğini yakalamış ender insanlardan biriyim, bunca yozlaşmış şeye kafa tutuyorumdur bir anlamda. Yine şöyle yazar Ahmet Tulgar;
                    ''Başka bir şeye benzemez çiçek alışverişi çünkü. Başka bir alışverişe benzemez. Günün ve şehrin ortasında yumuşatıverir sert, olan her şeyi. Çiçek alıcısıyla çiçek satıcısı arasında güzellik üzerinden kurulan bu ilişkinin, çiçek tozları yayılır ortalığa. Kelebek etkisi yaparak, açar ruhlarını yakınından geçenlerin de.''


Bu hafta içinde okulumuz da rutin eğitimler, bahçeden cennet hurması toplama, her gün ıhlamur kaynatma, sobada kestane pişirmekle günler geçti.



                Doğanın en güzel renklere sahip olduğu bu mevsimde tekrar tekrar hayrete düşmek, minnet duymak, yaşam sevinciyle dolmak ne güzel bir şey. 


Burası neresi mi? 
Haftanın bir günü gittiğim Fidan Yetiştiriciliği kursu. Fidanlar, bitkiler, ağaçlar hakkında belki bir şeyler öğrenebilirim diye biraz tereddüt ederek gittiğim meslek edindirme kursu bu. Bu kursa genelde bu işi yapmak isteyecek erkekler gelebilir tahminiyle gitmiştim ama çok ilginç gelen 7 kişinin hepsi benim gibi bu işle ilgisinin olmadığını , çevre , doğa sevgisi yüksek, kırsal yaşamda yaşam hayalleri olan insanlar olduğunu gördüm. Hocamız da çok ilginç bir karakter. Tarım ve ziraat odasından göndermişler. Elinde siyah deri çantası, koyu takım elbisesi, Anadolu şivesiyle tam köy enstitüleri zamanından gelen biri sanki. Öyle hoşuma gitti ki bu özellikleri anlatamam. Bu devirde nerede bu ciddiyet.
Üç derse gittim ama bir çok şeyde öğrendim şimdiden.


                         Kurs akşam altıya doğru başladığından dışarıda yemek yiyorum perşembeleri. Evdekilere de sizde başınızın çaresine bakın dedim bugün. Akşam yemeği koşturmacasının olmadığı , öğrenci psikolojisine girdiğim bu anları çok sevdim. Hava da güzel nasıl olsa deyip sahilde yedim yemeğimi..

Yeni evin bahçesine üç ağaç ektim. Elma, kayısı ve portakal.


                   Bu hafta okuduğum kitap. Kitaphaber sitesinde yeni yazımı yayınladılar. Okumak isteyenler 
                         Bugün ara tatilimize başlıyoruz tüm öğretmen ve öğrenciler olarak. Kısmet olursa pazar günü küçük bir seyahata çıkıyoruz. Merak edenler instagramdan takip edebilir, biliyorsunuz böyle zamanlarda nereye gittim, ne yaptım paylaşımda oldukça bonkörüm :)
Şimdiden herkese mutlu tatiller !







19 yorum:

  1. İyi tatiller! Bu hafta pişti olmuşuz aynı renk çiçekler bende de :))) eve gideyim de sana bir foto atayım! İyi tatiller şimdiden (fidan yetiştiriciliği çekirdekten mi?!? Öyleyse muhteşem!!!)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel bir renk değil mi:)
      Fidan yetiştiriciliğinde hoca çok daldan dala atlıyor ama güzel yine de. daha yetiştirme aşamasına gelemedik. fidancılık yaparsak iş yeri olarak neler olması gerekli onları anlattı hoca. konu bitkiler olunca gideyim dedim bu kursa. bakalım şimdilik memnunum..

      Sil
  2. Buketciğim spordan geldim ve tüm yorgunluğumu alıverdi yazın, fotoğrafların. <3 Eline sağlık. :) Ahmet Tulgar' ın çiçekler hakkında söylediklerine bayıldım, evet aynen çiçek alırken ben de öyle hissederim. :)
    Teşekkürler paylaştığın için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oh ne güzel momentos spor üzerine dinlence olmuş. Bir de kahve yada çay da içtiysen daha ne olsun :)

      Sil
  3. Ah o soba eski günleri hatırlattı. Ne kadar güzel günlermiş sobanın etrafında oturmak üstünde çay kaynatmak. Rabbim huzurunuzu daim etsin. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepimizin böyle anısı var değil mi? Ben de yıllar sonra bu köy okulunda
      bunlara tekrar sahip olduğum için çok minnettarım.

      Sil
  4. çok mutlu tatiller diliyorum, sevgiyle kal...

    YanıtlaSil
  5. Selam Pelin Hanım ne güzel yazı. Çiçeği seven ben mutsuz olduğumda şöyle çiçeklere bakıp onlarla uğraşıp mutlu oluyorum. Şimdi hercai menekşe aldım Ekilecek. Onlara sabah akşam bakmayı sulamayı çok seviyorum. Çayımı alıp karşısına oturmayı. Sevgilerle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. oo hercai zamanı da geldi demek. çiçeksever bizler birbirimizi iyi anlarız değil mi :)

      Sil
  6. Ne kadar doğru söylemiş Ahmet Tulgar, ah keşke o kadar erken gitmeseydi kendisi de, ne kadar üzüldüm ani ölümüne. Çiçek almayı ben de çok severim, kaç kez kendime sipariş etmişliğim vardır, kapıya gelince de gülmekten ölüyorum :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahmet Tulgar ani ölümüne bende çok üzüldüm. Yaşasaydı hatta bir de yaşlansaydı daha ne çok ne güzel eserler, yazılar yazardı . Eski yazılarını açıp açıp okuyorum bende.

      Sil
  7. Ah! Ahmet Tulgar ve kalbe dokunan tespitleri... :((
    Fidan yetiştiriciliği kursu, bahçe işleri için ne güzel bir başlangıç olmuş. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten öyle, iyi ki başladım bu kursa diyorum. hem farklı insanlar tanıdım hem de hocamız sayesinde bir çok şey öğreniyoruz.

      Sil
  8. İnsanın kendi için bir şey yapması harika bir duygu. Ne iyi yapmışsın o kursa giderek. O çiçeklerin sana verdiğini tahmin ettiğim mutluluğu yazmıyorum bile. Hayat bu kadar şahane iken, güzellikleri görmezden gelmek niye diye düşünürüm ben de. Bir çiçekte, böcekte, gökyüzünde, denizde, daldan düşen kuru yapraklarda, sobanın üstünde pişen kestanede, çocukların şen kahkahalarında, kuşların cıvıltısında, toprağın kokusunda, vapurun düdüğünde, yeni öğrenilen bir bilgide... bizi yaşama bağlayan ne çok şey var gözlerimizi ve yüreğimizi açarsak aslında. Gönül gözün hiç kapanmasın. Sevgiyle kal Buket'cim!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel dedin öyle, gönül gözümüz hiç kapanmasın! Çok sevdim, inşallah başka farkına varmadıklarımızında farkına varırız. çok öpüyorum!

      Sil
  9. Seyahatte bol keyifler dinlenmeler dilerim. :) Bir de ilk alıntı pek hoş, tabii çiçeklerde. :)

    YanıtlaSil
  10. Aaa! Züppeyim yani öyle mi? Bayıldım. Züppenin dik alasıyım:))

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...