6 Ağustos 2021 Cuma

Merhaba Cuma!

                       İnsanın sağlıkla, huzurla, umutla merhaba demesi ne güzel bir şey ! Yaşadığımız bu kötü günlerin biteceğine dair umudumu koruyarak, sağlıklı bir şekilde hayata devam ettiğimin bilincinde ve tatilin sıcaklara rağmen keyfinde bugün merhaba demek istedim. Bir taraftan da aşırı üzgünüm  tüm dünyayı felaket  haberleri sardı. Son bir haftadır cehennem günleri yaşıyoruz. Elimden gelen sadece her zaman yapmaya çalıştığım  çevreci hayat şekli. Umarım bu felaket dolu günleri atlatırız.

                      Uzun zamandır yazamadım, nedenini anlatacağım. Beni soran , merak eden , mesaj yazan ( hahhaa 1 kişi o da kendini biliyor :) çok teşekkür ederim.  Uzun zamandır yazamadım çünkü bayram öncesinde karavanla yola çıkıp gezdik dolaştık.

                    Bu sene bize yakın bir yere gidelim , kendimizi yollarda yormayalım dedik ve İzmir Karaburun'a yola çıktık. Aman nerde yorulmamak mümkün mü? Kocaelinden Karaburun'a tam 8 saatte gittik. Karavanla ücretli otobanı kullanamıyoruz çünkü normal taşıtların neredeyse 3 katı fiyat ödüyorsunuz uzunluktan dolayı. Zaten karavan çektiğiniz için hızda yapamıyorsunuz; yavaş yavaş  giderek öğle saatlerinde Karaburun'a ulaştık. Daha aşağılarda ki yerleri de biz seçmedik çünkü nedense bu sene karavancılara hiç bir yerde göz açtırmıyorlar. İyi ki de buraya gelmişiz.  Çok güzel bir tatil geçirdik.


                       Karaburun merkez sahil kesiminde değil. Hükümet binası, pazar yeri, emniyet gibi birimler yukarı kısımda bulunuyor. Bir iki kilometre aşağıda denize nazır yer iskele diye geçiyor. Burada pansiyonlar, oteller, restoranlar var ama çok kalabalık değil neyse ki.  İskele camisinin yan tarafında bir boşluk var biz de ilk başta buraya park ettik karavanımızı.


İlk gittiğimiz gün Çarşamba günüydü ve Karaburun'un pazarı vardı.   Hem iç taraflarını gezerek alışverişimizi bu pazardan yaptık ama orada bile pazar oldukça pahalıydı. Fazla çeşitte yoktu, küçük bir pazardı. 


                       Bir gece merkezde kalarak  o gün keşfettiğimiz yürüme mesafesi olan İncirlikoya karavanımızı getirdik ve sonra ki 2 hafta boyunca hep burada kaldık. Karavanla insanlar koy koy geziyor ama bizde artık yaştan mıdır ya da tembellikten midir bilmiyorum böyle güzel yer  bulunca başka bir tarafa gitmeden tüm tatili burada geçirdik. Bizim olay yazlıkçı karavana döndü ama biz halimizden memnunuz.


                             İncirli koy böyle bir yer. Belediyenin çok güzel bir işletmesi var. Duş, şezlong, wc, yeme içme ne isterseniz temiz temiz var. Gençler çalışıyor. Denizi o rüzgarlı ve çok dalgalı zamanlarda bile koy olduğundan çok sakin ve tertemizdi.


                          Şezlong kiralamak istemeseniz de plaj tarafına şemsiyenizi açıp günü geçirebiliyorsunuz. Ben de sabah kahvemi burada ki söğüt ağaçlarının altında içiyordum. Kitabımı okuyup insanları seyrediyordum. Sonra sıcak mı bastı, cup denize !


                              Günlük rutinimiz şöyleydi. Bizimkiler uyuyor olsa da ben en geç saat 8 gibi kalkıp uzun deniz kenarında sabah yürüyüşümü yapıyor , denize giriyor ve karavan önü kahvaltımı hazırlıyordum. Geç kahvaltımızı tepeden deniz manzaramıza karşı plaja gelen insanların telaşını seyrederek yapıyorduk uzun uzun. 
Ne yazık ki her gelen etrafa çöpünü atıyor. Gözlemlediğim kadarıyla eli yüzü düzgün, bu yapmaz dediğin adam bile mutlaka elindekini yere atıyor. Gençlerden tutun yaşlısına kadar. Her sabah benim etrafı temizleme rutinimde oluştu böylece. Yok arkadaş bizden bir şey olmaz milletçe. Hiç umudum yok artık.


                                   Sonrasında dinlenerek ya da denize girerek günü geçiriyorduk. Karavanımız tüm gün güneşte olmasına rağmen izolasyonu gerçekten iyi bence. Hiç bunalmadan içinde de oturabildik o öğle sıcaklarında. Öğleden sonra rutinimiz foroğrafta da görüldüğü gibi midye, patates. Karaburun'un midyesi meşhurmuş. Temiz deniz midyesi de bulunca hiç fırsatı kaçırmadık .


                 İlk günden itibaren etrafta bulunan komşularda yakından bizimle ilgilendiler. Bir ihtiyacınız olursa diye başlayan sohbetler diğer günler artarak devam etti. Bahçelerinde yetiştirdikleri sebzelerden getirdiler hatta kurban bayramında kavurma pişirip getirdiler.


                                Tatil boyunca iki güzel kitap okudum. İlki Miras. Oldukça güzel bir kitap . Konusu zaten çok hassas ve bunu yaşayanın ağzından aile içinde ki ilişkilerin , ana babalık kavramlarının sorgulanması, kardeşlerin bile aynı ailede olmasına rağmen geliştirdikleri farklı karakter özellikleri sizi öyle çok düşündürüyor ki. Kitap bittiğinde göğsüme oturmuş olan koca bir kayayla bir kaç gün daha yaşadım.


                                Diğer kitap Dominik asıllı Amerikan yazar  Junot Diaz'dan Boğul. Yazar ilk kitabıyla 2008 yılında Pulitzer ödülü kazanmış. Bu kitabında da Amerika rüyası yaşayan, sefil hayatlarında bir şeylere tutunmaya çalışan, sömürülmüş bir çok insanın hikayesi var. Okurken dünyanın uzak bir bölgesinde tanıdık acınası yaşamlara bakıyorsunuz ve kalbiniz tekrardan sızlıyor.


Karaburun'da geçirdiğimiz harika 15 gün sonrasında eve geldiğimizde kızımın 17. yaşını kutladık arkadaşları ve ailemizle. Genç kız olduğundan beri yalnızca arkadaşlaryla kutluyordu. Bu sene arkadaşlarını organize ederek bizim bahçe de bir arada olduk. Hasta olan dedemizde iyileştiğinden onu da bahçeye getirerek kutlamayı beraber yaptık ve çok güzel oldu. İki dedemiz, anane, babane, hala, yenge ve arkadaşlarıyla tatil sonrasında  güzel bir buluşma yaşadık böylece.



Çok çok şükrediyorum bu günleri gördük. Neredeyse Pelin 6 yaşından beri bu bloga yazıyorum, Pelin ellerinizde büyüdü diyebilirim. Bu sene 12. sınıf oldu ve bu pazartesi okula başladı. Allah güzel günler gösterir umarım ve en çok istediğim iyi insanlarla ömür boyu karşılaşması.
Eve gelince Karaburun videosu da hazırladım..Seyretmek isteyenler buyrun :)






10 yorum:

  1. Tatil fotoğaraflarını insragramdan takip ettim :) Ben de güzel bir köşe bulunca oradan ayrılmak istemiyorum hemen. Sırf yeni bir yer görmek için koştur koştur yapmaya gerek yok ki, sıkılana kadar olduğumuz yerin tadınj çıkartmak gerek :)

    Pelin'e zihin açıklığı diliyorum. Bilgiç de tercih yapacak bu hafta. Başka türlü bir çocuk olsa seneye yine girersin diye tercih yaptırmazdım ama bu sene nasıl çalışmadıysa seneye de yapmayacağını biliyorum. Ve neyse ki sevebileceği bir bölüme puanı yetiyor. %50 burs da alıyor. Daha fazla zorlamaya gerek yok diyorum. Güzel insanlarla karşılaşınlar, yolları açık olsun çocuklarımızın.

    Dedenizin iyileşmesine çok sevindim.

    Pelin'e nice harika yıllar diliyorum. Senin de anne olma günün kutlu olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel sevdiği bölümde okuyacak, daha ne olsun. Allah hepsine zihin
      açıklığı versin ve güzel , faydalı arkadaşlarla tanştırsın. Seneye bugünlerde
      bizde de durumlar sizinki gibi olacak bakalım hayırlısı.

      Sil
  2. Ah Buket ben seni neydeyim şimdi :) Ora benim köyüm yahu, 2 aylık bebekken götürüldüğüm her sene uzun uzun kaldığım ve inşallah kısmetse birkaç gün sonra da gideceğim veeee fotoğraflarından birinde bizim ev de var :)))) Nasıl teğet geçmişiz misafir ederdim sizi halbuki.. Ama güzel geçmesine sevindim şimdi videoya gidiyorum…. <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aa gerçekten mi?
      karaburun nasıl sevdim yıllar önce de gittiğimde de. bu yazda çok
      iyi geldi. her yer adaçayı ve kekik kokuyor sanki. ama çöpler
      burada da çok. karavanla kaldığımız yeri her gün temizliyordu her günde
      tekrar çöp oluyordu. öyle sevdik ki bir kaç satılık ev sorduk ama
      nerdee ! öyle pahalı ki evler. bu insanlarda nasıl böyle para var, nasıl alıyorlar diye her gün aynı şeyi konuşuyorduk. keşke oradayken kesişseydik
      tüh!

      Sil
  3. Bu tür endişeli dönemlerde okurları merakta bırakmamak gerek sanki, insanların aklına bin türlü şey gelebiliyor:) Neyseki mutlu son, doğum günü gencinin doğum günü de kutlu olsun bu arada, 17 güzel yaş:)

    YanıtlaSil
  4. bende kayıplarda olunca fark edememişim Buketciğim. çok güzel fotoğraflar. iyi gelmiş belli. keyfin huzurun daim olsun canım. sevgiler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. daha hiç bir bloga bakamadım, instagramdan takip ediyorum en çok. bloglar
      için bilgisayarın başına geçmem gerekiyor o da çoğu zaman erteleniyor.
      çok teşekkür ederm dileklerin için..

      Sil
  5. Mükemmel bir 15 gün geçmiş. İmrendim açıkçası :)

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...