Bir anda bizi yakalayan, süregelen hayatımızı alt üst eden, dört duvar arasına hapseden durumla karşı karşıyayız. Panik olup ne yapacağını bilmeyen, olumsuz senaryolarla hem kendini hem başkalarının içini şişirenlerden misiniz, yoksa aman ne olacak bana bir şey olmaz diyenlerden mi? Kendime bakınca dengesiz olduğumu görüyorum; sabahları boğaz ağrısıyla uyanıyorum tamam bugün hasta olacağım galiba diyorum ama sonra mantığımı devreye sokup kontrolü elden bırakmamayı tercih ediyorum. Hayat böyle bir şey işte, bir gün de insanın düzeni tepetaklak olabiliyor görüşündeyim. Hiç bir şeyin garantisi yok, bakalım haftaya yazabilecek miyim bu satırları. Çokta karamsar olmamak için güzel şeylere bakışımı çeviriyorum.
Geçen hafta okullar bir anda kapanmadan önce köyde gezmiştim. Bahar her yeri sarmış, hava ısınmış, tomurcuklar patlamış ben de bu tablo da mutlu mesut yerimi almıştım.
Yemyeşil olmuştu kırlar iki günde. Doğa yine gerçeği fısıldıyor bize. Dün bak kuru ve ölüydüm bir güneşle ne hale geldim. Çok güvenme haline, her an her şey olabiliyor.
Cuma okul kapanmadan önce hemen toplandık, hamurumuzu yoğurduk, minik kalpler yaptık.
Hatta bir gün önce hava öyle güzeldi ki, arkadaşlarla ilk bahçe sezonunu açıp oturmuştuk.
Sonra ki gün evlerde kalmaya başladık şimdi ki gibi. Yurt çapında 1 kişinin öldüğü haber verildi. Mesajlar gruplar arası uzun uzun akmaya başladı ve hala öyle. Nedense paniğe hiç kapılmıyorum. Ölüm dahi olacaksa istesen de istemesen de göreceksin. Durumu kabullenip önlemlerini alıp yaşamaya 'mecbursun'...
Arada çıkıyorum markete gitmek için. Yolumu uzatıp deniz kenarına gidip şöyle bir derin nefes alıyorum. 17 Ağustos depremini görüp neredeyse 3 ay çadırlarda yaşamış olmamız belki güç veriyor. 7 Katlı apartmandan sağ çıkmayabilirdim, üzerine 20 yıl yaşamayabilirdim şimdi de ne olacaksa göreceğiz sakinliği içindeyim.
Sevdiğim kapıya bakıyorum her seferinde. Yanında ki evi yıktılar yerine apartman gelecek ve belki bir gün buna da sıra gelecek, bir daha göremeyeceğim diyorum. Hem çok seviyorum o bahçe kapısının orada olmasını hem bir gün başka şeyler gibi onunda yok olacak olmasına üzülüyorum.
Evde ki klasik köşem. Saatlerce oturabiliyorum; kimi zaman örgü örüyorum kimi zaman kitap okuyorum kimi zaman bir şeyler seyrediyorum..
Vazgeçilmez ikilim çay ve bir motif bazen de kahve..
Bugün doğum günüm. Kısmet evde izole olarak kutlamaktaymış. Anacığım pasta yapmıştı bir kaç gün önce. Yedik bitirdik tabi. Bugün değil de yarın kendime çilekli pasta yapacağım. Sevdiğim bir şey olsun istedim, kakaolu kek ve üzerinde çilekleri çok seviyorum. Pastane işlerini sevmem ev yapımı tercihimdir daima..
Okullar kapanmadan bir öğrencim hatırlamıştı ve çok mutlu olmuştum. Minik ellerden alınan çiçekler gibisi yok. İnşallah sağlıkla kavuşacağız.
Bugün çıktım kendime çiçek aldım bir de. Şimdi yanı başımdalar, belki bir tane fotoğraf çekip instagrama da koyarım, hatıra kalsın diye. Bu yaşıma da herkesten kopuk girmek varmış, ne yapalım her şey insanlar için. Bugün bu hallerimizle ilgili güzel bir Gökhan Özcan yazısı okudum, sizinle de paylaşayım:
''Hayatın bu körelten ritmi, bu kusurlu kısır döngüsü, bu arsızca kurgusu, herhangi bir doğal ya da kasıtlı sebeple aksadığında, durmadan akan şeyler durduğunda, normal dediğimiz gidişat anormale çevirdiğinde, bir virüs, bir hastalık, bir deprem, bir kriz, fazlasıyla ısırgan bombalar, istenmeyen bir mülteci akını ya da başka herhangi bir ‘arıza’, insanlarla hazza bağlanmış bu yeni hayat döngüleri arasına girip ‘her şeyi berbat ettiğinde’ yaşamaya mecbur kaldıklarımız nasıl da boğar hale geliyor bizi. Nasıl da ‘ne yapacağını bilemez’ oluyoruz hepimiz. Ölmekten, sahip olduklarımızı yitirmekten, konforumuzu kaybetmekten, acılara gark olmaktan korkuyoruz, evet! Ama asıl korkumuz bunun ötesinde bir şey... Biz, şunca kalabalığın içindeyken ıssızlaşabilen bir yeryüzünde çaresizce köşeye sıkışmaktan, gerçeğin gelip yakamıza yapışmasından ve her birimizin yüzüne tek tek yaşadığımız şeylerin toplamının bir hayat etmeyeceğini haykırmasından korkuyoruz asıl! İllüzyonu sona erdiren ve gerçeği bütün çıplaklığıyla yüzümüze vuran o kaçılmaz, kaçınılmaz, o dehşetengiz komuttan...''
Sağlıkla daha nice mutlu seneler. Ucu açık ne olacağı belirsizlikten ürküyoruz.Her gecenin ardından gün geliyor. Güneş açıyor. Bize umut veriyor. O zaman umutsuz olmanın anlamı yok diyorsak ta kaygılarımız bazen bizi daraltsa da bir gün bitecek.Umutlarımız zihnimizin bir köşesinde daima hazır bekliyor.
YanıtlaSilBugün de nasıl güneşliydi gün.gerçekten insan unutuyor bunalımını
Silher şeyi. inşllh başladğı gibi bitecek.
güzel günler göreceğiz umudu ile NİCE MUTLU SENELERE ...
YanıtlaSilçok teşekkür ederim..
SilO zaman mutluluk, neşe ve sevinç getirsin yeni yaşın :) İlla ki geçecek, devir daim olacak, anılarda yer edecek ama geçecek..
YanıtlaSilKuru dallar tomurcuklandığına göre, çorak topraklar yeşillendiğine göre, bu da geçecek inşallah...
Sevgiler pembe pembe :)
çok çok teşekkür ederim..
SilDoğum gününüz kutlu olsun. Geçecek inşallah bu günlerde.
YanıtlaSilMutlu yaşlarınız olsun, daha güzel günlerde sağlıkla kutlayacağınız. Sevgiler...
YanıtlaSilaminn hepimiz için inşllh
SilSağlıklı, mutlu nice yaşlar dilerim... Bu yıl böyle karantinada geçiyor olabilir, gelecek yıl bu günü düşünüp daha da mutlu olmak var... O halde hoş gelsin yeni yaş... Sahibinin gönlünde neler var ise onları getirsin... :)
YanıtlaSilçok teşekkür ederim hepimiz için olsun bu güzel dilekler.
SilNice mutlu, sağlıklı huzurlu keyifli yaşlara!!!
YanıtlaSilBen önlemini alıp, evden çıkmamaya özen gösteren, bundan sonrası Allah'a emanet diyen taraftayım. Gelecek olan varsa engelleyemem ama elimden geldiğince önlemimi alabilirim.
Virüsten daha çok insanlığın bu denli kötüye gittiğini görmek beni çok üzüyor. Başkasının ihtiyacı olur mu diye düşünmeyen stokçular mı ararsın, fiyat artışı yapanlar mı, her şeye rağmen insanları dolandıranlar mı, peki ya günlük kazandığı ile geçinenler? İşte bunlar beni virüsten daha çok yıprattı.
Herşeyin hayırlısı inşallah kolaylıkla atlatırız bu dönemi..
Sevgilerimle
Dediğin gibi başkaları içinde endişe etmek ayrı yıpratıyor
Silinsanı. bugün yaşlı komşularımıza uğradım alacakları bir şey var mı
diye. bu salgından kurtulsakta artık huzur yok gibi geliyor bana.
yaşarsak kimbilir neler göreceğiz.
güzel dileklerin için çok teşekkür ederim.
Nice güzel yaşlar olsun..
YanıtlaSilteşekkür ederim..
SilBuket hanımcım o boğaz ağrısı bende var bir başlıyor bir bitiyor, psikolojik temeli veya mevsimsel yanı oldukça yüksek olsa da malesef içinde bulunduğumuz durum bunu çok körüklüyor. Yine sizin oralardan harika kareler, ahh deniz kıyısı nasıl özledim, evlerde ve sağlıklı kalmamız dileğiyle tekrar yeni yaşınızı kutluyorum. Dilerim çok güzel ve sağlıklı gönlünüzce nice yaşlarınız olur, sevgilerimle... :)
YanıtlaSilDaha başındayken bu salgının bukadar paranoya olduk ya
Silbilmiyorum sonumuzu. büyüklerimiz için ayrı endişe ediyorum. duadan
başka yapacak bir şey yok ne yazık ki.
Ne güzel yaklaşmışsınız olanlara. inşallh hepimiz için
YanıtlaSiliyi günler gelecek..
sağlıklı mutlu yıllar diliyorum. kapalı kalmanın psikolojisi cok zorlu. ama içe dönüp, bir tefekkür şansı da veriyor insana. sağlıklı günlere tez zamanda ulaşmak dileğiyle sevgiler
YanıtlaSilBiraz gecikmiş "iyi ki doğdun" dileğim var, kabul eder misin?
YanıtlaSilNasıl etkilendik hepimiz, umarım en kısa zamanda tüm dünya sağlığına kavuşur temennisindeyim ama öte yandan bunun çok kolay olmayacağını da düşünmüyor değilim. Ülkeleri, politikaları, insanlarına verdikleri değeri görme fırsatı yarattı bu kriz bize. Bugünler geçer de sağ salim kalırsak ekonomik kriz bizi bekliyor.
Kabul etmez miyim ne demek, ben teşekkür ederim..
SilÜniversite yıllarımda çok okurdum Gökhan Özcan'ı, anımsadım... Evet, alıştıklarımızdan , konforumuzdan kopunca panik oluyoruz, belki farkına bile varmıyoruz bu sebebin. Bendeki duygu ise daha çok matematik kafamla ilgili. Tedbirler alınabilecekken alınmıyor, ciddi çözümler üretilmiyor. yoksa, evet, eninde sonunda zaten öleceğiz... Güzel zamanlarınız olsun bu arada, mutlu seneler.
YanıtlaSilBu günlerin de yaşanması gerekiyor demek. İnşallah insanoğlu bir şeyleri görür,
Silfarkına varır, dersler çıkarır..