2 Mayıs 2018 Çarşamba

İki Günde Kazdağlarında

         Hafta sonu yakın bir yere gidip tatil havasına girelim dedik. Cuma gecesinden otobüse atlayıp sabah erken saatlerde Edremit otogarında olduk. Kendi arabamız olmadığından otobüs saatleri önemli. Sabahın 4'ünde otogarda olup ilk minibüse kadar yani sabah 6.30 a kadar orada bekledik. Netten ucuz bir otel bulduk Küçükkuyu da. Sahil kenarında Gümüş Hotel küçük odaları da olsa temiz ve tek gece kalışımızı rahatlıkla karşılayan bir otel oldu.


Sabahın 8 inde fazla insan olmadan otelin kahvaltısını yaptık. 


Odamız hazır değildi ve saat 9dan sonra gelmemizi söyledikleri için sahilde yürüyüş yapmaya karar verdik. Bizim gibi sahilde olan çok az insan vardı.


Küçükkuyu  Edremit'e minibüsle 1 saat sürüyor.Assos'la Edremit arasında küçük bir sahil kasabası. Limanında kayıklar , tekneler, sandallar. Denize sıfır çay bahçeleri, balıkçı lokantaları. Uzun bir yürüyüş yolu.


Sabah 10 gibi otele girip biraz dinlenip tekrar yollara çıktık. Amacımız Küçükkuyu'ya 5km uzaklıkta ki Adatepe köyüne gitmekti. Buraya giden minibüs var mı diye araştırdık ama yokmuş. Biz de taksiyle 15 tl ye gittik. 


                  Adatepe'ye  varmadan önce Zeus Altar'ını gezdik. Altar sunak demekmiş, sunak da tanrılara kurban sunulan yere deniyormuş. Homeros’un İlyada destanında, tanrıların İda Dağı’nda yaşadıklarından ve Truva Savaşını buradan izlediklerinde  bahsediliyor. Bölgede araştırma yapanlar, denize ve Edremit Körfezi’ne hakim yüksek bir tepede olduğu için buranın Zeus’a ait olduğunu düşünmüşler. Manzaranın tadını çıkardıktan sonra Adatepe’yi keşfe çıktık. 

İşte ziyaret edilen altar bu kaya ..


                            Köyde bulunan camiyi mutlaka gezmelisiniz. İçi renkli ahşap, işçilikler hayran bırakacak özellikte. 



Adatepe köyünün ortasında bulunun çınar ağaçlarının altında yorulunca birşeyler içtik. Bu köyün dondurması çok meşhurmuş, gelmeden duymuştuk. Ben de denedim ve çok beğendim.



 Lavanta, kakule, zencefilli olanları denedim, zaten bunlar sevdiğim tatlardı. Dondurma olarak çok başarılı buldum.


                 Buradan tekrar Küçükkuyu'ya inmemiz gerekiyordu. Tekrar taksi çağırmayalım, gidenlerden birine rica edelim dedik. Zaten gelen misafir çok buraya.Bir çiftin arabasıyla Küçükkuyuya döndük. Buradan farklı bir yolda bulunan köy olan Yeşilyurt'a gitmemiz gerekiyordu. Buraya da ulaşım yok bu yüzden yine taksiyle 15 tl ye gittik.



               Mitolojiye göre, dünyanın ilk güzellik yarışması, köyün de bulunduğu bu dağda yapılmış ve yarışmada Kral Priamos'un oğlu Paris, Helen, Athena ve Afrodit arasından güzelliğin ve sevginin simgesi Afrodit'i kraliçe olarak seçmiş. Yüzyıllardır yaşamın sürdüğü, Likyalılar, Persler ve Romalılara zaman zaman yurt olan bölge, antik İyonya'nın önemli geçiş noktalarından birisini oluşturmuş.


Akşam üzerine doğru otelimizin bulunduğu Küçükkuyu'ya geri döndük. Burada sahile gidip kahvemi içip kitabımı okudum bir süre. Etraf sakin, hava güzel olduğundan bu masada keyfimiz uzun sürdü.


Akşam yemeğini yemek için çok alternatif var. Biz balık yemek istedik ve bu tür çok restoran var. Fiyatları inceleyerek karar verebilirsiniz. Biz oldukça uygun fiyatta bir yer bulduk. 


Ertesi gün Ayvacık minibüsüne binerek Assosiçin yola çıktık. Küçükkuyu'dan Assos'a direkt ulaşım hazirandan itibaren oluyormuş. Bu yüzden ilk olarak Ayvacık'a gitmek gerekiyordu. Ayvacık'a gittiğimizde Assos'a gidecek minibüsün 2 saat sonrasına olduğunu öğrendik. Bu yüzden çok zaman kaybedecektik. Biz de o yöne giden yola çıkıp otostop yaptık. 


Yine burayı gezmeye gelen bir aileyle Assos Antik köye kadar geldik. Assos'a gelmeden önce Behramkale köyüne geliyorsunuz. Burada bulunan antik şehre girmek ücretli.
Behramkale Köyü, Osmanlı döneminde kurulmuş eski bir köy. Antik şehir, yüzünü güneye yani denize dönmüşken, köyün yerleşimi ters tarafa doğru kurulmuş. Köy antik kent surları içinde yer alması ile dikkat çekiyor. Sadece 150 haneli bir yerleşim. Yaklaşık 30 senedir sit alanı olarak koruma altında olduğu için yeni bina inşa etmek yasak. 


Hüdavendigar Camii

Hüdavendigar Camii Osmanlı sultanı 1. Murat Hüdavendigar tarafından 14.yy 'da yaptırılmış. Osmanlı'nın kendine özgü eserlerinden olan cami tek kubbeli ve kare planlı olarak inşa edilmiş. Antik kent sınırlar içinde , tepede yer alıyor camii. İçerisinde yer alan kadırga resimleri Osmanlı cami mimarisinde pek karşılaşılmayan bir örnek oluşturuyor.
Cami'nin giriş kapısı, kendisinden daha eski Cornelius kentinin kapısı aslında.  Cornelius Kilisesini onartan Kral Skamandros'un kapıya yazdırdığı yazılara dokunulmamış. Sadece haç işaretinin iki kanadı kırılmış. Kral şöyle yazdırmış:
'Skamandros şehri başkanı Anthimos, mükafat olarak kendi günahlarının bağışlanması için istekli bir şekilde dua ederek, gayretle ve emek vererek, Aziz Cornelius Kilisesi'nin sağlam olmayan bölümlerini güzelleştirmek için tamir ettirdi. Her kim bu kilisenin güzelliklerine, durumuna, mozaiğine ve olağanüstü ihtişamına bakarsa, Tanrı'nın kölesi olan ve bu binayı tamir ettiren Anthimos'un ölmeden önce işlediği günahların affı için dua etsin.'


Behramkale köyünden yürüye yürüye Assos limanına indik. Zaten 1 km lik tepeden aşağıya inen yol. Yorulmadan etrafı seyrederek inmek zevkli. 


Liman içi çok küçük , bir kaç tane lokanta ve oteller var. Yıllar önce burada yediğim ve unutamadığım avcı böreğini tekrar yemek istedim. Lokanta değilde deniz kıyısında şimdi adını unuttuğum ( üzerinde gözleme, çay, kumda kahve falan yazıyordum ) bir kafeye girip söyledik. 


Teyzelerden örtüler aldık..



Assos'tan tekrar otostopla Ayvacık'a gidip burda minibüse binip Küçükkuyu'ya döndük. Otelden çantalarımızı alıp otobüs saatimize kadar Akçay'da gezelim dedik. Akçay'da sahile inip yemek yiyecek yer olarak tekne haline dönüştürülmüş tekneleri seçtik. Buraların meşhur balığı papalina ısmarladık .


Çarşı ve sahilinde gezerek birazda olsa Akçay'ı görmüş olduk.


Akşam kahvemizi denize sıfır bir kafe olan Efe Kafe de içtik. 


Otobüse az bir zaman kaldığı için tekrar Edremite döndük. Gece olduğundan merkezinde bulunan Faruk Serpil Parkında gezerek zaman geçirdik.



İki güne bir çok şeyi sığdırarak gece otobüsüne bindik. Aradan 3 gün geçti ve yorgunluğumuzu hala atamadık . Üstüne otobüste ki klimadan dolayı  sesim kısılıp grip oldum ama bunlar geçici seyahat kalıcı diyerek yeni rotaları şimdiden hayal etmeye başladık bile.




5 yorum:

  1. Cok sevdiğim yerlerdir.İyi yapmıssinız.Esimin çalistiği isyerinin kampı vardi. Yillarca Küçükkuyuya geldik. Geçen yıl ev arama nedeniyle arkadaşımin yazlığı var Burhaniye'deydim Asos dışinda oralari ve aşaği doğru gezdim Pelit Koyü vb. Simdi bu satırlari yazarken karşimda İda Dağı.Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah komşu olsak oralarda. aradığınız evi buldunuz öyleyse. herkesin hayali denize yakın olmak. ben de şimdi yaşadığım kasaba da bahçeli denize yakın bir evde yaşıyorum. tek eksimiğimiz denize girememek. aslında herkes giriyor ama biz girmiyoruz. izmit körfezi sonuçta. etrafta onlarca fabrika, bence kirli deniz

      Sil
    2. Ege'den vaz gectim Ankara Kizilcashamamdan dağ evi satın aldik .Cok memnunum yazları Sinoptayım .Deniz ihtiyacini karşiliyorum. Hafta sonu hafta ici gidiyoruz . Sevgiler

      Sil
  2. Bir hafta sonuna ne çok şey sığmış, bravo! Gezdiğiniz tüm yerleri iyi bilirim, annemlerin yazlığı Edremit`e yakın. Bu yüzden sık gidiyorum oralara. Adatepe en sevdiğim yerlerden biri.
    O bölgede ulaşım ancak yazın daha iyi. Buna rağmen iyi gezmişsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pelin doğmadan yani yeni evliyken o bölgeye gitmiştik yıllar önce. o zaman arabamız vardı heryere gittik. hala araba almamaya direniyoruz. artık gereksiz geliyor. böyle de geziyoruz diyoruz. çok gerekirse kiralnır zaten. ama dediğin gibi yazın assosa devamlı minibüs varmış. 1 hazirandan itibaren.

      Sil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...