Geçenlerde Ah Bu Çingeneler ( Skupljaci Perja ) adlı filmi seyrederken , şu dünyada ne kadar farklılıklar var, insanlar nasıl da birbirinden apayrı diye düşündüm. Farklılıklarımız sayesinde de zenginiz aslında. Fakat bunu kabullenecek olgunlukta değiliz. Film çok güzel bir çingene filmi. Yönetmen Petroviç'in griler, çamurlar içinde ki çingenelerini anlattığı filmi. Seyrederken yüzümde buruk bir gülümseme vardı. Bir taraftan yoksulluk , sefalet içinde çırpınan insanlar, dünyanın neresinde olursa olsun aşağılanan, tecavüze uğrayan , başında çocukla yaşam savaşındaki kadın; diğer yandan çingenelerin neşeli ezgileri..
İnternette birşeylere bakarken Liu Bolin nam-ı diğer Görünmez Adam ve sanatıyla karşılaştım. Vay be insanlar neler yapıyorlar dedim kendi kendime. 2005 den bu yana fotoğraflarında insanların hayatta görünmez olabileceklerini ve şehrin saklanabileceklerini savunuyor. Çin'in aşırı gelişmesi nedeniyle duyduğu endişeler için başlamış bu projeye. Asla fotoshop kullanmıyor. Hatta teknolojinin sanatına zarar verdiğini düşünüyor.
Diğer çalışmalarına mutlaka bakın derim. Pazar günleri neler yapılmaz ki.. Daha gün bitmedi aslında. Elimde sabah çayım , bir taraftan yazıyorum diğer taraftan TV de magazin seyrediyorum. Geç bir kahvaltı yaptık. Kızım evde değil şu an. Ona dün güzel bir kurabiye yaptım. Lorlu sakızlı Alaçatı kurabiyesi. Gerçekten çok güzel oldu.Sevgili arkadaşım tatlı cuma ameliyat oldu beklenmedik şekilde. O da bu kurabiyeyi çok sever. Ona da bir uğrayıp geçmiş olsun deyin bence. Allah'tan şifa diliyorum canım arkadaşıma..
Gri ve yağmurlu , birazda soğuk havalarda mutlaka evde birşeyler pişmeli. Bazen kitap okunmalı battaniye altında, bazen müzik dinlenmeli. Lorlu kurabiye tarifini hemen yazıyorum. Yapmak isteyenler olabilir :
1/4 Bardak zeytinyağı
2 bardak un
2 yumurta ( birinin akı üzerine sürülecek )
250 gr tuzsuz lor peyniri
1 çay kaşığı karbonat
1 bardağa yakın toz şeker
Üzerine susam
İçine damla sakızını biraz dövdükten sonra koyup hamuru yoğuruyorsunuz. Sonuç işte böyle ..
Bugünlerde ne okuyorsun diye sorarsanız , yeni bir kitap bitirdim. Peyami Safa 'nın Yalnızız..Öyle güzel tahliller varki, nasıl olur da şimdiye kadar okumadım diye kendime kızdım. Yalnız tat almanız için sıkı bir okur olmalısınız. Eski kelimeler, kafanızda bir anda çözümlenmeyen uzun cümleler, sizi düşünmeye iten paragraflar iyi olmayan okuru sıkar.
Bu uzun pazar gününü bitirmeye hiç niyetim yok. Dün gece başlayıp 40 dakikasını seyrettiğim bir filme devam edeceğim. İsa Eliboli'de durdu ..Filmin kitabı da var. Carlo Levi tarafından yazılmış.. Carlo Levi’nin bu romanı, 1961’de Sabahattin Eyüboğlu çevirisiyle Remzi Kitabevi tarafından 205 sayfa olarak okurlarımıza sunulmuş. İtalyan sinemasının büyük ustalarından, “Ben filmlerimde her şeyden çok ülkemi anlamaya ve onun öyküsünü anlatmaya çalıştım” diyen Marksist sinemacı Francesco Rosi’nin eliyle 1979’da “İsa Eboli’de Durdu” adıyla beyazperdeye aktarılan roman, sinema tarihindeki en güzel uyarlama filmlerden. Gerçekten de tam bu havada seyredilecek bir film..Film bir İtalyan köyünde, Eboli’de geçiyor. Yazar, doktor, ressam ve bir siyasi eylemci olan Levi ülkesinin az gelişmişlik sorununa son derece yalın bir dille çarpıcı biçimde el attığı kitapta peygamberin bile uğramaya gerek duymadığı bir dağ köyünde, Mussolini faşizmi döneminde yaşananları anlatıyor.
Haşmet Babaoğlu'nun yazdıklarını okurum bir de pazarları toptan. Geçen ay yazdıklarından birini saklamışım. Sizlerle paylaşarak yazımı bitirmek istiyorum. Herkese iyi pazarlar !
Genç adam kararlı adımlarla kitapçıya girdi.
Bir masanın üzerinde yan yana dizilmiş Chuck Plahniuk ve genç kuşaklarca yeni keşfedilip sevilen Sabahattin Ali romanlarına göz ucuyla bile takılmadı. Doğrudan kişisel başarı ve gelişim bölümüne geçti. '' Başarının Anahtarları '' 7 Adımda Başarı , Başarı yolculuğu, '' Başarının Sırları '' falan filan hepsi oradaydı. Genç adam kravatını gevşetip ceketinin düğmesini açtı, hafifçe öksürdü ve heyecanla kitapları karıştırmaya başladı.
O an eylemci ve şair tarafı ile tanınan keşiş Thomas Merton'un sözlerini hatırladı.
'' Bütün hayatını başarı merdivenini tırmanmaya adayan insanlar biliyorum, sonra en tepeye çıktıklarında bir bakıyorlar ki, merdiven yanlış duvara dayanmış..''
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Cuma Gelmiş!
Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...
-
Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...
-
Hangimiz karışık duygular içinde şu hayatı sürdürmüyoruz ki? Gün içinde bile inişli çıkışlı ruh halleri, temelde ki m...
-
Güzel kasabamızdan merhaba! Geçen gün kasabamıza ait bu fotoğrafı görünce kaydettim sizlerle paylaş...
Ne keyifli bir pazar olmuş, dolu dolu. Sonra kendimi düşündüm neler yaptım diye.. Bir-iki film seyretseydim iyi olurdu aslında. Yine de çok boş geçirmediğim için mutluyum. Güzel bir haftan olsun. Sevgiler...
YanıtlaSilGörünmez adam çok ama çok iyimiş önümüzdeki pazar kahvaltı sonrası çayım elimde izlemek üzere şimdilik ertelendi :))
YanıtlaSilTelefon kulübesi önündeki adam ne ilginç?
YanıtlaSilNe güzel bir haftasonu hakikaten.
sevgiler
buket hanım merhaba. sık sık sitenize girip bakıyorum. neler izlemişsiniz neler okumuşsunuz diye. okuduğunuz,önerdiğiniz kitaplardan henüz okuyamasam da tavsiye ettiğiniz filmleri izlemeye çalışıyorum sıkça. bahsettiğiniz filmi de izlemek istedim. ne yazık ki yarım kaldı her sitede.siz internetten mi izlediniz? rica etsem link verebilir misiniz? ya da site adını yazabilir misiniz? şimdiden teşekkür ederim. :)
YanıtlaSilçok teşekkür ederim..yazdıklarımı okuduğunu söyleyenler olunca çok
Silseviniyorum :)
tabi ki link veririm. ben de bir yerlerden bulup yazıyorum , not alıyorum bu kitapları , filmleri. sonra filmi netten araştırıyorum. varsa çıkıyor zaten. ben de seyrediyorum. ama sık olarak
şuralardan seyrediyorum.
http://www.izlebizle.net/
http://unutulmazfilmler.com/
Buketcim seni okumak gerçekten hem çok özel hem de bilgilendirici, yaptığın her şey insanda yapma isteği uyandırıyor:)
YanıtlaSilteşekkürler canım..
Sil