27 Kasım 2011 Pazar

RÜYA ve KADER

Son zamanlarda  rüyalarımda ,  sık sık,   tanımadığım  bir  yerde,  mahallelerde  sokak   sokak  geziyorum.  Ama   sokaktaki  yollar  çok dik ve  durmadan bu diklikte  tırmanıyorum.  Yollar  düzgün  değil,  kaldırımlar  taşlarla dolu,   yüksek apartmanların  dibinden geçiyorum.  Neden bunu  görüyorum ,  anlamlandırmak  istemiyorum . Bildiğim tek şey  sabah  kalktığımda  gerçekten  buralara  tırmanmış gibi  yorgun olmam..
Bugün   kütüphaneden  aldığım  kitabı  bitirmek  üzereyim.   Marguerite  Yourcear 'ın  Rüya  ve Kader  kitabı. '' Bu  kitapta  birkaç rüya anlatmak istiyorum;  çok  rüya  görmüş bir insanı  en çok  huzursuz  eden  ya da  en çok  yatıştıran  rüyaları ..''   diye  başlıyor  Yourcenar.  Herkes  gibi  o da  bu  karanlık konuda  duygularını ,  düşlerini  öyle  güzel  dile  getirmiş ki.  Bu  yüzden  sık  sık  gördüğüm  rüyaları  düşündüm. Belki   adı  üzerinde  rüya  deyip  önem vermiyoruz,  sabah birkaç  dakika  düşünüyoruz  ama  gerçekte  nedir  durum  ?    Borges “Öteki” adlı metninde:    “Ama başka görevlerimiz arasında bizim gerçek görevimiz, evreni, doğmuş olmayı, gözlerle bakmayı ve soluk almayı kabullendiğimiz gibi düşü de kabul etmemiz.”   der.  Kitaptan   beğendiğim bir    yer..  “Hayatın bize rüya kadar saçma gelmemesinin nedeni alışkanlıktır.” 
Yourcenar, bu kitabı hazırlarken amacının Freud ya da Jung’un analizlerine malzeme toplamak ya da sürrealist tarzda bir yazınsal metin ortaya koymak olmadığını özellikle belirtiyor. Rüya anlatıları ile ilgili ilk elde akla gelen bu yazım uğraklarını paranteze alıp yanından geçen Yourcenar, rüya olgusunu bireysel bir kader düşüncesiyle yan yana getirerek, otobiyografik bir yazınsal edime yöneliyor.



Ayna görüntüleri düzeltir, çarpıtır ya da tersine çevirir; bu üç ihtimal rüyanın üç şekline denk düşer: gerçekliği ideal parıltısına kavuşturan  güzel   rüyalar, kendi   hayatımızın   grotesk olduğu kadar ürkütücü, grotesk olduğu için ürkütücü bir suretini sunan kâbuslar ve tersine çevrilmiş simgeleri, Leonardo da Vinci'nin diri diri yakılmamak için kullandığı tersine yazı gibi gizli ve tehlikeli gerçekleri gizlemeye yarayan rüyalar.   Her uyur, ebedi bir aynada kendine heyecanlanan, kendini gerçekleştiren bir Narkissos'tur; rüya görmeyen   kişinin   zihni şüphesiz başkalarının zihninden daha yoksul, daha dar değildir, sadece sihirli ayna boşluğunun bulunmadığı bir oda gibidir.

Az  önce de  kitap  arası vererek  oldukça  kısa  Bunuel  filmi  seyrettim.  Çöl Adamı  Simon.. 
Dünyevi zevklerden uzaklaşıp Tanrı'ya yakın olabilmek ve çilesini doldurarak O'na layık bir kul olmak amacıyla hayatını yüksek bir sütunun üzerinde tek başına geçirmeye karar veren Simon'un felsefi hikayesi. Ne kadın kılığına giren Şeytan'a, ne de arzularına yenik düşen Simon,   sonunda  kendini  nerede  bulur?



1900 senesinde dünyaya gelen İspanyol yönetmen  Luis  Bunuel'in yönetmenliğini yaptığı sinema filmi,  45 dakikalık bir yapım.. 1965 senesinde gösterime giren film, 390 ile 459 tarihleri arasında yaşamış olan   Aziz  simeon  Stylites'in öyküsünü anlatıyor.  1927 ile 1995 tarihleri arasında yaşamış olan Meksikalı aktör  Claudio  Brook'un   'Simon'u   canlandırdığı   filmde Silvia Pinal   şeytanı,   Hortensia Santoveña   'Anne'yi, Enrique Álvarez Félix    ise    'Matias'ı   canlandırıyor.





13 yorum:

  1. Güzel bir post olmş, tebrikler :)

    http://lunaparkqueen.blogspot.com

    YanıtlaSil
  2. Bende rüya gördüğümde, ne gördüğümü net hatırlamasamda, yorgun uyanıyorum. Kitabı okunacaklar listeme aldım :)

    YanıtlaSil
  3. “Bilinçaltı düşüncelerimiz bilince çıkmadıkça karşımıza kader olarak çıkar.” -Jung

    YanıtlaSil
  4. Kitap ve film ilginç geldi. Wish List'e alınacaklar artık...

    Sevgiler,

    Bengi

    YanıtlaSil
  5. göz atmak gerek sanırım bu kitaba..

    YanıtlaSil
  6. Benim çok sevdiğim iki isimden bahsetmişsin Buket, heyecanlandım birden;)
    Yourcenar, özel bir yazar; yoğun, sıkı ve zehirlidir dili. Ben Ateşler'i defalarca okudum ve kim bilir ölene kadar daha kaç kere okurum. Bunuel keza, hayranım onun bakışına. Çölün Simon'u, bayıldığım bir filmi değil ama komiktir yine de, keyifle izlemiştim.

    Rüyalar demişken, Jung ve Freud'la ilgili bir film çekti Cronenberg, biliyorsundur, A Dangerous Method. Seyretmediysen aklında olsun.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. Bunuel deyince aklıma Paris'te geceyarısında bahsi geçen filmini indirip izleyememem geldi aklıma. Bu yapıtı da merak ettim şimdi. Rüyalarla ilgili kitaptaki anlatım da çok etkileyici, bazen upuzun rüyalar gören bazense simsiyah bir boşukta saatleri geçiren birisi olarak okunması gerekenlere ekledim bile.

    YanıtlaSil
  8. evet arkadaşlar, justine'nin dediği gibi çok iyi bir yazar. asıl ateşler önemli. ben diğer kitaplarını da bulmaya çalışacağım. bunu tesadüf kütüphanede görünce alıp okudum.
    justine, filmi duydum ama daha seyredemedim, bilgilendirmen çok güzeldi, teşekkürler..

    YanıtlaSil
  9. ben de rüya görmeyenler katagorisine giriyorum, ya da görüp hatırlamıyorum. yourcenar'ı tanıyorum. bu filmi izlemeye çalışacağım:)

    sevgiyle.
    tolga

    YanıtlaSil
  10. İnsan rüya görmemeliydi!

    Daha doğrusu hiç uyumamalıydı... Böylelikle Freud gibilerle hafızamız dolmazdı ( bir Freud düşmanı konuşuyor :) )

    Paylaşım için teşekkürler...

    YanıtlaSil
  11. son postu görüp, 'rüya ve kader'i de okumalısınız diyecekken, aslında o kitaba bu bahçede rastladığımı hatırladım.

    kitapta rüyaların tasviri ne kadar güçlü, önsöz ise rüya üzerine yazılacak sayfalarca kitaptan daha fazlasını söylüyordu. eğer ilgi alanınız rüya ise, yky adarno'nun 'rüya kayıtları'nı da yayınlamıştı. ama marguerite yourcear'ın rüyaları kadar güçlü ve iyi anlatılmış değillerdir.

    luis bunuel içinse filmleri kadar afa yayınlarından çıkma biyografisine, 'son nefesim'e bakın derim. rüyanın sineması üzerine etkisini anlatır, gerçeküstücü sayılmasında hiç şüphesiz bunun etkisi çoktur.

    nihayet, ayşe şasa-ihsan kabil-sadık yalsızuçanlar kollektif çalışması 'düş,gerçeklik ve sinema'yı söylemek isterim. ki o kitap, genç bir adama hayatı sinema-düş-masal saç ayağı üzerine kurabileceğini hissetirmişti.

    YanıtlaSil
  12. TEŞEKKÜRLER ÖNERİLERİN İÇİN. BUNUELİN KİTABI BENDE DE VAR. ÇOK SEVEREK OKUMUŞTUM. DİĞERİNİDE HEMEN NOT ALDIM.

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...