Sabahattin Kudret Aksal'a kulak verelim bu güzel günde;
Bir sabah ellerin cebinde çık evinden
Ceketin iskemleye asılı kalsın
Bekliye dursun dostun
Kahvede
İşe gitmekten de
Bugünlük vazgeç
Öylece dolaş çiçek kokan sokaklarında
Güzel şehrinin
Yeniden tat gökyüzünü
Ağaçlara selam ver
Apartmanların hatırını sor
Senden başkaları için değil
Bu güzel gün
Mavi gök.
Bugün Kurban Bayramının birinci günü. Sabah bayram namazına gitti erkekler. Ben de annemin evine, kızım garsonluk yapıyor biliyorsunuz o da kafeye görevinin başına. Kardeşimde eşiyle bayram kahvaltısına gelince çaylar demlendi, sofra kuruldu. Annem yine bizi dinlememiş oturmuş sarmaları sarmış, simit dolması kızartmış. Büyük sofranın çevresinde uzun bir kahvaltı yaptık. Öğleye doğru Allah kabul etsin kesilen kurbanlar geldi. Uzunca bir etleri bölme ve yerlerine hemen götürme sürdü. Komşulardan kesemeyen, mali durumu iyi olmayanlara çokça koyduk. Akrabalar da aynı şekilde, unutulmadı. Çok çocuğu olanları bulmaya çalıştım. Biz dağıtım yaparken annem kavurmayı da pişirmeye başlamıştı.
Çok sevdiğim bir velim baklava açıp bir tepsi bize de verdi arife günü. Özlemişim ev baklavasını, aklımıza geldikçe yemeye başladık.
Bu hafta hızlıca geçti yine. Sabah güllerle karşılandım yine. Öğrencilerim bana şöyle diyor; '' Öğretmenim ne çok seviyorsunuz çiçekleri, kuşları.'' Büyük birisinden bu kadar bir şeye yönelmiş bir sevgi göremiyorlar bence.
Çocuklarım yine harika resimler yaptılar. Karınca yaptık dairelerden. Sonrasını hayal edin karıncaları ve ailelerini diye konuştuk. Sene başında karalamaca yapan bu çocukların şu resimlerine bakın, ne kadar harika değil mi?
Üzülüyorum ama başka bir yolu da yok bu dünyanın hali işte. İnek, koyun yetiştirsem hiç satamazdım herhalde.
Mahalleden manzaralar..
Sardunyada ki yazıya bakar mısınız! Ne yapsın artık insanların koparma huyuna çare yok bari doğru yönlendirelim diyorlar. Benim bahçeden de çok şey koparıyorlar hatta bahçeye girip ellerini kollarını çiçekle dolduranı yakaladım. Saksılarım da çalınıyor çok.
Okula doğru giderken gördüğüm hoş manzaralar..
Balkonumda kendi başıma saatlerimi çok seviyorum biliyorsunuz. Kahvemi alıp nakış yapmak terapi gibi. İşlemeli defterlerimden çok satın alınıyor, ben de yapmaya devam ediyorum. Bir çok edebiyatseverin evinde defterimin olduğunu bilmek de çok güzel bir duygu.
Bu hafta iki harika film izlendi ve önerilir..
Neyse bayram günü sinirlerimi bozmak istemiyorum. Kardeşimin haftalık bisiklet fotolarıyla sizlere veda etmek istiyorum.
Çok kalın bir kitap olan K.Mansfield hikayelerini de baya bir okudum ama insanın elinde bu kadar kalın bir kitap olup okumaya çalışması sinir bozucu gelmeye başladı. Ben de yarıda bıraktım. Yeni bir kitap alıp okudum dünden beri de okuyorum.
Niçin Ağlıyorsun Elizabeth Mutlu Değil miyiz? Selahattin Yusuf'un edebiyat denemelerini içeriyor. Keyifle okudum ama bazı yerlerde yazara da sinir oldum.
Kitabın ismi , Friedrich Nietzsche ölüm döşeğindeyken kız kardeşinin yanında ağlaması üzerine söylediği bir sözmüş. Kitaptan bir paragraf;
''Olayları ve parlayan renkleri istiyorsun. Yaşamın göz alıcı ambalajını istiyorsun. İşte sana binlercesi! Ama bil ki biraz sonra bunlara bakmaktan yorulacaksın. Yaşam üzerine sana daha genel bir bakış kazandırabilsin diye kendi içindeki derin temaşayı aramaya koyulacaksın.
Biraz da benim bahçeden görüntüler..
Hafta içi arkadaş buluşmaları oldu.
Bunca güzel şeyden sonra bu hafta içi yaşadığım çok sinir bozucu bir olaydan da bahsetmek istiyorum. Bağ evimizin hemen yan tarafında ki arsaya da ev yapılıyordu. Koskocaman bir ev yaptı sahibi ve sonrasında da aramızda ki teli çıkararak taş duvar yapmaya başlamış . Bizden habersiz de bana ait olan küçük ağaçları kesmişler, bitkilerimin üzerlerine basıp iş yapmışlar son olarak da zeytin ağacını kepçeyle çıkaracaklarını söyledikleri bir telefon ettiler. Biz de hemen koşa koşa oraya gittik, durum karşısında moralim çok bozuldu. İlk foto onlar gelmeden önce benim taş sedirimin olduğu yer. Nasıl bitki dolu ve sonrasına bir bakın. Zeytin ağacını zor kurtardık.
Tam dibimizde artık böyle bir ev var. Varın siz düşünün..
Hayırlı ve mutlu bayramlarımız olsun!
Ay en sonu okumaz olaydım, mimari bir zevksizlik içeirisndeyiz, doğayı bozalımda ne olursa olsun. Var öyle insanlar , babamda yazlıkta zeytin çimlerime gölge yapıyor ,diye öfkelenen komşu ile tartışmıştı. Sonrasında zeytin hastalanmıştı hep şüphelendik bir şey mi yaptı zeytine diye. Umarım komşularınız iyi insanlar olsun.
YanıtlaSilNeyse zeytine sevinelim.
İyi bayramlar.
Bir dönüm arsan olacak en az yoksa dibinde böyle şeylere maruz kalıyorsun. Ama
Silo da nasıl olur bu devirde bilmem. Bizde zamanında denk geldik bu arsayı almıştık 400 metrekare bile değil. Küçük olunca dip dibe oluyor.
Bunlarda devasa bir ev yaptılar, bir de böyle zararları dokunmaya başladı valla
daha şimdiden böyle sorunlar bakalım ne olacak..
Doğa ve sanatla iç içe harika bir eğitim veriyorsunuz öğrencileriniz çok şanslı…maalesef artık resim müzik dersleri boş ders gibi algılanıyor hem sistem hem öğrenciler tarafından çok üzücü…sizin gibi öğretmenler inş bu yargıyı yıkarlar sevgiler Fatma
YanıtlaSilMerhaba Fatma,
SilNe yazık ki dediğiniz gibi, hele bu derslerde çocuklar bile hiçe sayıyor, bir
şeyler yapmak istemiyorlar. Aslında toplumda ki bir çok sorun bu derslerin
hakkıyla işlenmesiyle bitebilir.
Benim anasınıfı. Ama elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
İyi bayramlar canım, ağaç ve bitki barbarlığı ne yazık ki her yerde, inşaat manyaklığı da...
YanıtlaSilİyi bayramlar Leylakdalım..
SilMutlu huzurlu bayramlar!
YanıtlaSilHoşgeldin Zeugma, teşekkürler..
Silson fotoğraf yeterince üzücü..yine de iyi bayramlar..
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim..
SilMerhabalar Öğretmenim.
YanıtlaSilSizin şu Cuma yazılarınızı ve paylaşımlarınzı çok seviyorum. Çok renkli ve çok anlamlı. Hazırlarken ne büyük bir emek sarfetttiğinizi hissedebiliyorum. Yine çok güzel, çok tatlı, hatta bayramdan daha tatlı bir paylaşımdı. Bayramınızı kutlarım. Sağlık, sıhhat ve afiyetler dilerim. Daha nice bayramlara gönül huzuru içinde erişmenizi dilerim.
Yazlık bahçeli evin sınır komşusu olduğunuz insanların size haber vermeden ihata duvarı yapımına girişmeleri çok ayıplı bir durum. İnsan önce bir haber verir, karşılıklı danışılır ve ona göre yapılması gerekenler yapılsaydı, çok daha uygun olurdu. İnşAllah bundan böyle bu komşunuzla bir sorun yaşamazsınız.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar Recep Bey,
SilÇok teşekkür ederim blog yazılarımı beğenmenize mutlu oldum. İnsan
bir şey yapınca güzel bir geri dönüş alınca yaptığı işten keyif alıyor. Ben de
bayramınızı kutlar, sağlık afiyet dilerim.
Üzüldüm,doğa canavarları güzelim evinizin dibinde bitmesine😔İmara açanlar daayrı doğa katili... Nice nice sağlıklı ve mutlu bayramlar diliyorum 🥰
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim ben de bayramınızı kutlarım. Ne güzel
Siltanımlamışsınız doğa canavarları diye. Tam da bu!
Ne büyük hadsizlik, nasıl bir sınır tanımazlık! Çok üzüldüm ve sinirlendim. Bence ülkemizdeki en büyük problemlerden bir tanesi bu... Sınırlarını bilmeyen yetişkinler çocuklarına da o sınırları sağlıklı öğretemiyor ama herkes hakkını arıyor. Sorumluluk duygusundan arınmış bir hak talebi de beni irrite ediyor. Sizi çok iyi anlıyorum....
YanıtlaSilGünlerdir sinirimden kendime gelemedim, daha ilk günden kavga
Siletmemek için kendimizi zor tutuyoruz ama olanda oldu. Çok iyi tespit , böyle
insanların çocuklarına biz istediğimiz kadar eğitim verelim.
bayramlar kalabalık ailede güzel oluyor :)
YanıtlaSilevet .)
Sil