30 Haziran 2023 Cuma

Bayram Cuması

                  Okulları kapattık, son öğrencilerimi uğurladım, ev işlerimizi kolayladık, kızım üniversite sınavını da atlattı ve huzura erdik çok şükür. Günler işler güçlerle geçerken blogları okuyamadım ne zamandır. Biraz biraz başladım, internette bir şeyleri okumak istediğimde bilgisayarımı açıyorum. Şu telefonunda konuşmak ve mesaj yazmak dışında bir şey yapamayanlardan biriyim. Yapamayan demeyelim aslında, sevmediğimden hiç uğraşmıyorum bile. İnstagramı bile devamlı kullansam da akşamdan akşama bir saat. O da sinirimi bozmaya başladı aslında, çünkü eskisi gibi keyifli değil. Takip ettiklerimi göremiyorum, parayı bastırıp kendini öne çıkaranları, reklamları önümüze sürüyorlar. Görmek istemediğim bir çok şeyi dayatıyor. Bakın bu tür şeylere kafayı takarım, özgürlüğüme müdahale olarak görür, ruhlarımızı, zevklerimizi ele geçirmeye çalışanların elinde oyuncak olduğumuzu düşünürüm ve bu beni rahatsız eder. Ama seçtiğim hesapların fotoğraflarını görmeyi seviyorum. 

Okumaya devam ediyorum tabi ki. Artık havalar düzeldiği için bisikletime binip beş km ötede ki kütüphaneye gidip kitap alma seremonisi yapıyorum. Bayram öncesi iki tane Sadık Yalsızuçanlar kitabı aldım. İlk önce birini okudum. Çok okumak istediğim bir yazar vardı, Jean Louise Fournier. Kütüphanelerde bulamıyordum, çok kitap okuyan arkadaşım da yok, onlarda bulayım. Ama bir arkadaşım Dersim'de ki hayatlarına ara verip bizim kasabaya dönmüşlerdi. Onlara gittiğimde kitaplığında bir Fourrnier kitabı buldum alıp hemen okudum. 



Başka bir arkadaşımdan Semih Kaplanoğlu'nun söyleşi kitabı Yusuf'un Rüyası'nı alıp okudum. Okurken bir çok not aldım kendime çünkü bilmediğim yönetmenleri haber veriyordu Kaplanoğlu. Bir zamanlar seyrettiğim Yumurta, Süt ve Bal filmlerini anlattıkları ışığında tekrar seyrettim ve çok sevdim. O da benim gibi Tarkovski'nin Ayna'sını çok seviyor. Tekrar Tarkovski filmlerini seyretme isteği oluştu ama not aldığım ve seyretmediğim bir çok film var. Semih Kaplanoğlu Fransız yönetmen Maurice Pialat hakkında yazınca filmlerini seyretmeye başladım. 

            Bahsettiğim diğer  arkadaşım bir tane kısa film yaptı, izlemenizi isterim. Kendi çabalarıyla bir şeyler yapan insanları çok seviyorum. Böyle insanlarla yolum kesişince de kendimi çok şanslı hissediyorum. Arkadaşımın filmi burada ...


Çok değerli biri de, yine blog dünyasından yollarımızın kesişmesiyle tanıştığım Sonat. Bir zamanlar blog yazardı o ama bırakmış 3-4 senedir yazmıyor. Onu ikna etmeye çalışacağım yazmasını çok isterdim. Severek okuduğum bloglar o kadar az ki, onlar da bırakır gider diye ödüm kopuyor. 
Sonat ile buluşup hasret giderdik, bana çok kıymetli kitaplar getirmiş.


             Evimin bahçesi uğraşması çok,  keyfi çok ama yoğunluktan bunu fazla yaşayamadım bir yer. Bisikletimi alıp yola sadece bir kez çıkabildim ama günler, mevsimler Allah sağlık verdiği sürece bana ait artık! Hayal etmesi bile güzel, istediğin saatte istediğin günde istediğin yerlere gidebilmek. 




Kütüphaneden hem kitap almak hem de kahvaltımı caminin yanında ki büyük çınar ağaçlarının altında yapmak üzere saat 9 gibi yola çıktım. Peynir,zeytin, domates ve salatalık birer kaba kondu, simit alındı, bisiklete atlayıp keyifli bir sürüşle bu çay bahçesine gidildi. Hemen tüm çarşıyı görebileceğim bir masaya oturdum. İnsanlar yeni yeni uyanmış fırına ekmek almaya geliyorlardı. Geldiğim yer zaten bir avuç yer, köy denecek gibi ama bizim buralar yol üstü olduğundan gelen giden çok var. Yine de sabah sakinliğinin yaşandığı ender yerlerden biri. 
Çayımı yudumlayarak o huzurun tadını çıkardım. Bazı keyifler tek başına çok daha kıymetli..


                                          Bağ evimize gidip bahçeyi temizlemeye çalıştık, bir adamla anlaştık ama geleceğım diyerek üst üste gelmedi. Gelmediği gün işleri ben yapayım dedim elim su topladı hatta sonuçta ortada yapılmış bir şey de gözükmediğinden moralim çok bozuldu. Sinirden oturdum ağladım. Bir taraftan Allaha dua ediyorum bu kadar bunalan kuluna yardım et diye. Gerçekten içten edilen dualar kabul oluyor, o gün bir adam daha bulduk ve anlaştık. 



Sonra ki üç gün gelip tüm işlerimiz öyle güzel yaptı ki anlatamam. Videosunu çekeceğim ilerleyen günlerde. Moralim yerine gelince mutfağa giriyorum, bunu yeni farkettim. Babamın istediği kurabiyeleri tepsi tepsi yaptım, herkes mutlu oldu :)
Bu hafta Kurban Bayramını kutladık hatta devam ediyor. İlk gün annemlerde sabah kahvaltısında bir araya geldik. Arife gününden itibaren anneciğim sardığı sarmaların, tatlıların fotoğraflarını atmaya başladı grubumuza. Allah uzun ömürler versin, enerjisini, neşesini kimse de görmedim ben bu dünya da. Onca şey yapar akşamına da bel ağrısından yatar da bir kez bize sızlanmaz. Kahvaltının olmazsa olmazı bir de simit dolmasıdır ki size bunu daha sonra anlatırım. 
Tabi ki bayram tatlımız biz boşnakların Hurmanisa tatlısıdır. 
Annemin Hurmanisası sülale de çok meşhurdur..



                   Uzun süren masa sohbetinden sonra günün ilk kahvesi içilir. Öğleden sonra da artık azalmış aile büyüklerimizin ziyaretine gideriz. İlk olarak babamın ablası 83 yaşında ki halama gittik. Oradan annemin ablası yani teyzeme gittik. Ama geçen sene ölen küçük teyzem ve ondan da küçük teyzemleri hatırladığımızda kalbimiz öyle sıkışıyor, neşemiz bir anda öyle bir kesiliyor ki bunu kaybı olan herkes bilir. Hep buruk, bir yanımız eksik yaşıyoruz artık. Ananem, babanem, dedelerim şimdi nerede?  Daha geçen bayram beraber olduğumuz, neşeli bir sofranın etrafında oturduğumuz kayınvalidem ve kayınpederim nerede?
Düşünmemeye çalışarak üstesinden geliyorum...


Bayram gecesi kuzen çocukları yani bizim kızlarımız bir araya gelerek sabahladılar. Çocuklar böyle zamanlar da birbiriyle vakit geçirsin, akrabalık bağları kopmasın istiyorum. Teyzemin kızının evinde sabaha kadar oturup eğlenmişler. Sabahta kahvaltı hazırlamış gençler, bana fotosunu gönderdiler. Nasıl mutlu oluyorum onlar böyle bir araya geldikçe. Kendi çocukluğumu hatırlıyorum belki de, kızımın hafızasında da anılar biriksin istiyorum...
Bizden bu kadar.. 
Bugün biz kuzenler sahilde kahvaltı yapmak üzere sözleştik.. Birazdan gideceğim. 
Herkese, tüm blog arkadaşlarıma hayırlı bayramlar hayırlı cumalar dilerim!














19 yorum:

  1. Hayırlı cumalar, ağzınınzın, birlikteliğinizin bereketi artsın. Kitapları not aldım bir ara bakacağım.

    YanıtlaSil
  2. İyi bayramlar Buket, hakikaten ne güzel çocuklarınıza bayram ruhunu vermişsiniz, böylece onlar da sürdürecek bağlarını mutlaka..
    Annenin de eline sağlık hakikaten nasıl enerjiymiş maşallah!
    Kayıplar evet bayrama hüzün katıyor, yaşlandıkça bu hüzün de artıyor. Çocukken de kayıplar vardı mutlaka ama anlamaz, keyfimize bakardık.. Hayat böyle işte, bir yolculuk..
    Ama en sevdiğim sahildeki tek başına keyif oldu ;))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizlere de iyi bayramlar!
      Daha yazdıklarını okuyamadım Ceren ama şimdi oturdum geliyorum bloguna..

      Sil
  3. Önce iyi bayramlar dilerim Buketciğim, bayram sofralarınız ve annenizin neşesi daim olsun. <3
    Sonra iyi tatiller dilerim ve kızının sınavı için geçmiş olsun, sonucu gönlüne göre olsun dileklerimi ileteyim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim güzel dileklerin için, ne zamandır blogları okuyamıyorum
      şimdi geliyorum sayfana :)

      Sil
  4. Unutuyordum, asıl yazmak istediğim ilk paragraftaki instagram eleştirine -yanına facebook ve twittrerı da ekleyerek- kesinlikle katıldığım. Zamanımızı bile isteye çaldıklarını son postta yazdığım söz ettiğim "Çalınan Dikkat" kitabını okuduktan sonra iyice kanaat getirdim. Kendi istedikleri akışı ve reklamları dayayıp duruyorlar.
    Bir cesaret etsem tümünü sileceğim, kurtulacağım. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Facebook bile öyle oldu evet, ona da sadece kendi anlarımızın fotoğraflarını yüklemek için ve geçmişte ki anılara bakmak için giriyorum. Bir çok şeyin tadı kaçtı gerçekten. demek sen de böyle bir kitaptan bahsettin, bakıyorum şimdi.

      Sil
  5. Buket'cim sen gittikten sonra, yıllardır girmediğim bloğuma girdim tekrar. Ben ondan vazgeçmişim ama, istatistiklere bakınca hala ziyarete gelenler olduğunu görünce mutlu oldum birden. Bir şekilde birileri için ilginç olabiliyor demek ki yazdıklarım... Sayfa düzenini değiştirdim bu gazla. Sanki benim son yazdığımdan sonraki zamanlarda gelen yeni düzenlemeler ile biraz daha temiz bir sayfa yaratmak mümkün olmuş gibi. Yazmaktan hiç vazgeçmedim zaten. Defterlere ve kendime sakladığım sessiz satırları, bir heves buraya taşırım belki. Bir dijital günce olur mu burası, ne dersin?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonat bak ben vazgeçmeyeceğim senden, ısrar edeceğim yazman için :)
      Sen yazmalısın, kendine sakladığın satırları eklemelisin buraya, şimdi blog listeme de ekleyeceğim blogunu. Eğer başlarsan gözümden kaçmasın!

      Sil
  6. Ne çok ortak ilgi alanımız ve zevklerimiz var Buket.
    Bayramın sonuna geldik, ben de güzel bir Temmuz diliyorum sana.
    Sevgiler, mutlu haftasonları...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benzer zevkler, ilgi alanları olmasa bu kadar keyifle takip etmezdik
      birbirimizi değil mi :)
      Bloguna ara vermesen, hep yazsan ne iyi olur. İnstagramdan çok burada
      hem okumayı hem görselleri çok seviyorum. Seninkiler de çok değerli bir blog.
      Öpüyorum canım..

      Sil
  7. Bayram kesinlikle budur dedirttin, fotoğraflar ve eylemler muhteşem. Ve kısa film. Ahh o pencere ardındaki derin oyuklar... Dede evinde, ki coğrafya aynı, orada oturmaya bayılırdım, bizim şansımız şu idi: Köy izleri daha çok olan minik bir kasabaydı ama şahane bir avantajı vardı; o zamanlar yeni yollar olmadığından Ortadoğu coğrafyasına gidilen tek yol kısa bir düzlükten sonra döne döne dağ tırmanan çakıl toprak karışımı bir yoldu, o pencere oyuğunun önünden geçen yabancı plakalı araçları dağa tırmanırken ve bir yok olup sonra diğer virajdan çıkarken izlemek ne keyifti. Filmi izlerken, onda araçlar ve yol olmasa da o oyuk sayesinde, geçmişi yaşadım:) Arkadaşının eline ve fikrine sağlık, küçük oyuncu harikaydı ayrıca, teşekkürler yaşattığın keyif için:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi bayramlar Buraneros ama bayramda bitti ben cevap yazana kadar. Ailece kutlanan bayramlar çok kıymetli. Herkes buna sahip değil ne yazık ki, ailemle beraber olurken biraz da burukluk yaşıyorum. Eşimin ilk anne babasız bayramı mesela. Onun gibi dolu insan var.
      Film hakkında yazdıklarını arkadaşıma okuyacağım. Bu akşam buluşuyoruz çünkü. Eminim çok memnun olacaktır..

      Sil
  8. pialat çok iyi yaa fransız sineması zaten çok özel :) kaplanoğlunun en iyi filmi bencesi herkes kendi evinde :) maşallah ne dolu bir yazı olmuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkes kendi evinde'yi hala seyretmedim, dur bugünde ona başlayayım :)

      Sil
  9. Geçmiş bayramınız kutlu olsun efenim. :) Ne güzel bizim çocuklar da böyle büyüyüp bir araya gelecek mi acaba?

    YanıtlaSil

Merhaba Cuma

                          '' Kendini sevmezsen başkasını nasıl sevebilirsin ?'' diye soruyor Tina Turner Mutluluk Sana Yakış...