20 Mayıs 2022 Cuma

Mutlu Cuma!

               Merhaba Cumaseverler!
             Haftanın yorgunluğunun biriktiği, cumartesi rehavetini ve dinlencesini bile düşünürken mutlu olduğunuz, koskoca iki günün tatil oluşunun verdiği umutlu bekleyişten oluşan cuma günümüz geldi işte. Haftanın günleri birbirinin ardı gelerek tükense bile umudu ve mutluluğu elden bırakmamak lazım. Hala okumakta olduğum Dünün Dünyası kitabından bir kez daha teyit ediyorum insanoğlunun düştüğü girdapları, kötülüğü . Ama buna rağmen dalgalara direnen ,  okyanusta bir damlacık olsa da  bunu önemseyen insanlar var. Stefan Zweig böyle bir insan, yazar, sanatçı. Birinci ve ikinci dünya savaşına tanık olup bize gösterdiği gerçekler inanın hala var. Şu an yaşanan savaşların ve nedenlerinin onlardan farkı yok. Savaş ortamında ki insanın psikolojisini öyle güzel anlatıyor ki. 
                    Zweig 1. Dünya savaşı sırasında görevli olarak Avusturya'dan  Budapeşte'ye gittiğinde ki hayat farklılığını şöyle anlatmış;
         '' Budapeşte hiç görmediğim kadar güzel ve kaygısızdı. Beyaz elbiseli kadınlar, subaylarla kol kola geziyorlardı. Birdenbire bu subaylar dün ve ondan önce ki gün  gördüğüm ordudan tamamen farklı bir orduya mensupmuş gibi göründüler gözüme. Yaralı askerlerle yolculuk yaparken üzerime sinen iyodoform kokusunuhala kıyafetlerimde , ağzımda, burun deliklerimde hissederken , subayların küçük menekşe buketleri satın alıp hanımlara nazikçe verdiklerini, sinekkaydı traşını olmuşşık giyimlibeyefendilerin tertemiz arabalcaddeden geçtiğini gördüm. Ve tüm bunlar , ekspres trenle cephe hattından sekiz veya dokuz saatlik bir mesafede yaşanıyordu.  Peki, kimsenin bu insanlara ayıplamaya hakkı var mıydı? Hayat dolu olmaları ve yaşamın tadını çıkarmaya çalışmaları dünyanın en doğal şeyi değil miydi? Belki de tüm bunların tehdit altında olduğu hissiyle, hala yapabiliyorken tutunabildikleri  her şeye, bir kaç parça şık kıyafete , son mutlu saatlerine sımsıkı tutunmaları çok doğal değil miydi?  Sabahı pırıl pırıl parlayan nehir kıyısında gezerek geçirme fikrinin binlerce insanı güneşi görmek için nasıl dışarı çıkardığını , insanoğlunun  ne kadar kırılgan , savunmasız yaratık olduğunu, saniyenin binde biri kadar bir zaman dilimi içinde tüm anıları, yaşanmışlıkları ve mutluluklarıyla birlikte paramparça olma ihtimaliyle yaşadığını gördüğünüz zaman tam olarak anlayabilirdiniz ancak.  Belki de kendilerinin , kendi kanlarının, kendi yaşamlarının çok daha fazla farkındaydılar şimdi. Beni ilk şok eden manzarayla neredeyse uzlaşmıştım.Ama sonra nazik bir garson bana bir Viyana gazetesi getirdi maalesef. Gazeteyi okumaya çalışırken , içimi büyük bir tiksini ve öfke kapladı. Tüm sayfalara kararlı bir zafer arzusu hakimdi. Bizim birliklerimizin fazla kayıp vermediğini  ve düşmanın çok ağır kayıplar verdiğini anlatan tüm o cümleleri gördüm; savaş döneminin kocaman ve utanmazca yalanları  gözlerimin önünde çırılçıplak duruyordu. Kaygısızca gezinen bayanlar ve beyler değildi suçlu olan,savaşçı duyguları körüklemek için sözcükleri kullananlardı asıl suçlular. Fakat onlara karşı çıkmak için elimizden geleni yapmazsak biz de suçlu olacaktık. ''



Kitabı otobiyografik bir okumadan çok farklı dönemlere ışık tutan ve bundan mutlaka ders çıkarılması gereken bir eser olarak okumalı. Yüzyıl geçmesine rağmen o büyük savaş üzerinden, benzer nedenlerle benzer savaşların çıktığını görüyoruz. İnsanoğlu bunca gelişme ve ilerlemeye rağmen hiç değişmemiş, çok umudum yok artık benimde . 



              Geçen hafta sonu sabah uykumdan feda ederek yollara çıktım. Saat 9 gibi sahile indiğimde etrafta fazla insan olmadığını, havanın o ılık ve tatlı haliyle her yeri sardığını görünce iyi ki uyumayı tercih etmemişim dedim. Öğleyle birlikte her yerde olduğu gibi bizim buralarda da aşırı kalabalık olmaya başlıyor. Sabah hem sahilin yolları boş oluyor hem her yer sessiz . Belediye geçen senelerde bu yolu yaptığında sağlı sollu ağaçlar ekmişti, yavaş yavaş ağaçların büyüdüğünü görmek harika.


4 kilometre gibi bir yol sonunda yan kasabaya geliyorsunuz. Denizin sabah sakinliği ve pırıl pırıl oluşu içimde binlerce şükür duygusunu uyandırmasıyla yoluma devam ettim. Ama ne yazık ki burası Marmara Denizi, hatta körfez. Yıllardır burada denize giremiyoruz sadece böyle uzaktan bakıyoruz. Kirlilik yüzünden artık doğru düzgün balık da çıkmıyor.



            Sabah okul için yola çıktığımda yan apartmanın giriş kapısı dikkatimi çekti. Artık gül mevsimi başlamış ve ben bunu yeni fark ediyordum. Her sene açan güller, fırça çiçeği ve sardunyaları ne yazık ki birinci katta oturan amca göremeyecek. Hatta karşı apartmanda oturan emekli öğretmen de geçen hafta vefat etti , o da yok artık göremeyecek diye düşündüm. Çiçeklerin ve baharın neşesini bir anda silen ölüm gerçeği her yerde yüzünü gösteriyor, bir yanım her daim buruk.



Okulda hala sobaları yakıyoruz .Binaların içi soğuk. Bari son kalan mısırlarımızı da patlatalım diyorum çocuklara, çok seviyorlar  çünkü.


Okul dışında geçirilen zamanlar..


                   Yıllar önce aldığımız küçük bir arsayı düzenleyelim, ekelmi biçelim istedik bu sene. Bunun için bağın temizlenmesi gerekiyordu. İlk önce biz yaparız dedik ama iki metre kare yeri saatlerce yapamayınca ve akşama da pert olunca bunu yapan birilerini tutmaya karar verdik. Yavaş yavaş bağımızda hayallerimizi gerçekleştireceğiz kısmetse.


Elimde baltayla çalı çırpıyı kesmeye çalışan ben !



                     Bu hafta nihayet balkon sezonunu açmış bulunuyorum. Tüm eşyaları yıkayıp paklayıp saksıları düzenledim. Minderleri, yastıkları çıkarıp yerleştirdim, Balkonun yedi aydır üzerine yapışan kirini , pasını temizledim ve balkonu kullanıma açtım. Bu sene biraz geç oldu bu iş çünkü havalar bir türlü ısınmadığından hep ertelemiştim.
Neredeyse iki aydır küçücük arsamızda usulüne uygun işler yapalım diye çeşitli insanlarla münasebet halindeyiz. Ne yazık ki toplumun her kademesinde hem de okumuş etmiş insanından öyle çok yalan dolan gördük ki anlatamam. Memlekette işini yasaya uygun yapmaya çalışınca , kaçak iş yapmayınca başın daha çok ağrıyor. Hayallerimizi gerçekleştirme sürecinde sıkıntı içindeyiz ama her gün ve her gece dua ediyorum. En sevdiğim dua ;
Rabbim! kolaylaştır zorlaştırma, Rabbim hayırla sonuçlandır!
Ve biliyorum ki İnşirah Suresinde dediği gibi olacak;
 “Şüphesiz zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber kolaylık vardır.''
Cumamız mübarek, mutlu ve huzurlu olması dileğiyle..





















10 yorum:

  1. Balkon köşesine bayıldım:) kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Nasıl güzel yine.. Yemyeşille masmavinin ortasındaki mutlu çocukluk ayrı güzel, güller ayrı, balkondaki sedire ayaklarını altına toplayıp oturarak kitap okumak ayrı, ama hele o bağın ilk anlarını görmek ve belki bu blog sayesinde aylar / yıllar içinde "bakarsan nasıl bağ olur" adım adım izleyebilme fikri apayrı... Kolay gelsin!

    YanıtlaSil
  3. Senin ve ailenin de Cumanız mübarek, mutlu ve huzurlu olsun. Ben yazını okurken bunlardan epey depoladım... Fotoğraflarınla da sakin bir sahil kasabasında dolaşmanın keyfini yaşadım yine, teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  4. hayırlı cumalar, hayalleriniz gerçek olsun..

    YanıtlaSil
  5. ne güzel balkon. bağ da ne güzel fikir. sabah sahilde bisiklet de :)

    YanıtlaSil
  6. Güller bu sene bir günde hep birlikte açmaya başladı sanki, çok çok güzeller. :)
    Bu senenin balkon mevsimi keyifli geçsin. :)

    YanıtlaSil
  7. Zweig benimde severek okuyabildiğim bir yazar. İnsanlar gerçekleştirdikleri gelişme ve ilerleme kadar kendilerini değiştiremeyişleri üzücü. Hala savaş ve hala yıkım :)
    Komşuların için üzüldüm başınsağolsun Buketcim, ölüm gibi bu kadar net bir gerçek varken bunu bile tam kavrayıp hala hırs ve bencilliklerimize yenik düşüyoruz ya..
    Sahil turu bisiklet harikasın, sakinliğin tadını çıkarmışsın. Arsa daki işler içinde kolay gelsin, bakılınca neler olacak bak gör, balkonun tam keyif mekanı, güzel bir hafta dilerim..

    YanıtlaSil
  8. Zweig geç tanıştığım ama çok sevdiğim bir yazar, yazdıkları mutlaka dokunacak bir yer buluyor. Umuyorum küçük bağınız için işleriniz sorunsuz ilerler. Artık insanlarla muhatap olmak istemiyorum ve yazdıklarınız da bana bunu bir kez daha anımsattı.

    YanıtlaSil
  9. O bağ kim bilir nasıl güzelleşecek zamanla. Kolaylıklar diliyorum.

    YanıtlaSil
  10. Ne güzel yazmışsınız her şeyi. Çok içten ve samimi. Allah kolaylık versin, her şeye rağmen insan umuda tutunuyor. :)

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...