Ruh Yordamı'nda ne güzel yazmış Gökhan Özcan;
''Bazen dünyayı içime sığdıracak kadar genişliyor Yüreğim, bazen kendi çırpıntılarına bile dar geliyor. Bazen küçük bir gülücük yetiyor içimi ısıtmaya, bazen dağlara yükselen kahkahalar bile yetmiyor yüzümü güldürmeye. Bazen inanılmaz derecede uçarı, bazen iflas olmaz biçimde kanadı kırık oluyorum.''
Bir hafta geldi geçti demeyelim, insan ruhu neleri barındırıyor en kısa zaman parçasında bile. Rutinlerimiz devam etti, işe gittik geldik, hafta sonu şablonlaşmış kimliklerimizi yaşadık, değişen yine bir şey yoktu. Eskiden belki bir on yıl önce olsa bu beni rahatsız ederdi. Nereye kürek sallıyoruz böyle, hep aynı işler, güçler, insanlar, görevler diye dertlenirdim hatta mutsuzluk depresif sınırlara yaklaştırırdı beni..
Yaşla gelen bir şey mi bilmiyorum, herkeste de böyle değil tabi ki ama son yıllarda inişsiz çıkışsız düz bir yaşamı seviyorum. Farklı bir şey aramıyorum. İsteklerimi, yaşamımı alt sınırlara taşıdım.
Artık gün bitimine doğru eve çekildiğimiz, kendi koltuklarımıza geçip dinlenmeye çekildiğimiz saatlere özlem duyuyorum. Eşimle bir araya geliyoruz, üç beş gün kritiği sonrasında artık aynı odada dahi oturmayan kızımın yokluğunu eh ne yapalım tüm ergenler böyle deyip acımı bastırıp kahvelerimizi içtiğimiz birbirinin aynısı geceleri geçiriyoruz.
Hayatın anlamı herkes için farklı. Ben dingin sularda vakit geçirmeyi seviyorum. Hafta sonu mutluluğum bir kek ve kahve kadar basit. Bu cumartesi kek yerine elmalı turta yapıyorum. Bahçeye koltuklarımızı çıkarıyoruz, kahvelerimizi de alıp dünyamıza gömülüyoruz.
Bahçeme bir iki dokunuş yaptım, köyden gelen kabaklarımı da koyunca ne güzel oldu! Bir kabak bu kadar mutlu eder mi insanı, ediyor işte.
Sevdiğim yazarın iki kitabını daha bitirdim bu hafta. Ama diğer okuduğum iki kitap kadar etkilemedi beni. Gerçi yine de güzel yazmış.
Okulda geçirdiğim zamanlar tüm öğretmenlik yıllarımın içindekinin en mutlusu.
Hava çok güzeldi bu hafta, fırsatı kaçırmadık doğaya çıkarak bulutları izledik.
Sınıfımızda sonbahar köşemiz..
Bu hafta hayvanları koruma gününü kutladık. Her çocuk evde velisiyle bir kuş evi tasarladı. Evde yapılan işleri çok önemsiyorum çünkü anne babalar mecburi de olsa çocuğuylaq bir şeyler yapmış oluyor. Bazı veliler gerçekten çok yetenekli, çok güzel işler çıkıyor ortaya.
Okula gelen kuş evlerini inceliyoruz. Her çocuk nasıl yaptığını anlattı , içlerine kuş yemi de koyarak sıra ağaçlara asmaya geldi.
İşte kuş evlerimiz artık ağaçta.
Okul bahçesinde oynarken gökyüzü harikaydı..Dostoyevski'nin Beya Geceler 'de ki nidası aklıma geldi;
Ama, sevinç ve mutluluk insanı ne kadar da güzel kılıyor!
Artık battaniye altındayım geceleri. Nakış beni en sakinleştiren şey oldu son yıllarda.
Kızlarla buluşmamız , yine kendimiz için bir parti. Sonbahar partimiz bu sefer benim bahçe de oldu. Okul sonrası saat 4 gibi buluşup yiyeceklerimizi çıkardık dışarı. Hava da öyle sakin ve ılıktı ki, iş sonrası yorgunluğumuzu bu tatlı bahçede attık.
Tema sonbahar olunca kurabiyelerimizde böyle :)
Bu hafta içi blog dünyasından tanıştığımız Sonat ile buluşmamız oldu. Aslında kendisi Ankara'da yaşıyor ama bir şekilde yaşadığım kasabayla bağlantısı olduğunu öğrenince çok şaşırmıştık. Yazları bizim şehre geliyorlarmış. Geçen hafta buluşmuştuk, bu çarşamba da onun yazlık evinde görüştük. Blog deyip geçmeyin, sanki kırk yıllık tanıyorduk birbirimizi. Evinin manzarası eşliğinde içilen çayla sohbetin tadını anlatamam.
Kemal Sayar'dan bir sözle bitirmek istiyorum cuma yazımı, kulak verelim lütfen;
''Sonunda yalnız kalıyor insanlar. İnsanın muhtaç olduğu bir tebessüm, bir tatlı bakış.''
sayfanıza bayılıyorum tam bir sonbahar cümbüşü olmuş resimlerle kuşlar yaşadı sizin okuldaki kucak dolusu sevgiler....
YanıtlaSilo kuş evleri ne şirin, yapan elleri yerim:))
YanıtlaSilHayırlı cumalar
çok güzel yapmışlar , bizde bu kadar beklemiyorduk :)
Silİnsan sıcağı gibisi yok, sıcacık bir gülümsemem oldu okurken ve fotoğraflara bakarken.
YanıtlaSilAnladığım T.SINGER, biraz daha kitaplıkta bekleyebilir demek ki:)
Belki sen beğenirsin Buraneros, aslında diğer 2 kitabı
Silne güzeldi ama bunlarda beklediğim etkiyi bulamadım.
Sonbahar temalı kurabiyelere bayıldım, çok güzeller:) Dag Solstad bana pek hitap etmedi belki de yanlış kitaptan başladım. Elinize sağlık ve afiyet olsun.
YanıtlaSildag Solstag'ın diğer iki kitaplarını ben çok
Silsevmiştim, hatta bu son kitabını merakla bekliyordum.
O zaman 50 yaş bir an önce gel diyorum kendi adıma.... Birkaç kişi daha dedi senin ilk paragrafta yazdıklarına benzer şeyleri. Zira buralar pek dalgalı...
YanıtlaSilŞükretmeyi, minik detaylarda mutlu olmayı çok seviyorum ama tam karşıtı da geçerli, ufacık nedenlerle modumun düşmesi vs.. Üstelik başkasına bu kadar kolay yardımcı olurken kendimle kıyasıya savaşmam... 40lar zor hakikaten.
Kuş evlerine bayıldım, benim de bir sincabım var her gün gelmeye başladı, sincap yemi aldım, koydum sağa sola dur bakalım ne yapacak :) Kış öncesi ne tatlı minik canlar bunlar!
aa Ceren ben 50 değilim ama :))
Silben de kırklı yaşların ortasını 2 yaş geçtim :)
Duygu dalgalanımı bende de yok değil, en muzdarip olan eşim. hele bir balıksan
sırf duygusallık, karamsarlık, içe kapanış. ama artık isteklerim, beklentilerimin dozu azaldı sanki. olmaz mı hayallerim, ama sabırla beklemeyi seçtim
ve andan mutlu olmaya bakıyorum. çok beklentim olsun istemiyorum.
Draga mea,
YanıtlaSilTe salut si admir frumusetea toamnei si a vietii, de ce nu, la tine! O viata fermecata prin ochii si sufletul tau!
Mii de imbratisari,
Mia
Thank you Mia !
SilGörseller şahane. Bahçe gönlümü çaldı. Sevgiler.
YanıtlaSilSenin adına öyle seviniyorum ki bu yayınları okuyunca..
YanıtlaSilHer gün bir önceki günden mutlu olman dleğiyle..
Balkabaklı kurabiyelerden aldım bi tane :)
Sevgiler.
İnsanları birbirine yaklaştıran dil mi duygu mu diye soran olsa, benim yanıtım duygudan yana olur Buket. Senin bloğunda ya da instagramda paylaştığın dünyandan yansıyan duygular da o kadar samimi, öyle içten ki. Okul için gittiğin köye bakışın, eğitimine katkı sağladığın çocuklara yaklaşımın, okumaya - izlemeye olan ilgin, sürekli üretme arzun, yeni yerler tanımak konusundaki merakın... ortak dünyamızın ipuçları oldu. Ben de seni tanıdığım için çok mutluyum. Bol okumalı, gezmeli anılar paylaşalım inşallah...����
YanıtlaSil