9 Kasım 2018 Cuma

Yaşasın Cuma !


Eveet  güzel bir hafta sonuna daha gelmiş bulunuyoruz. Geçmiş olan bir hafta içinde bazı sağlık sorunları canımı sıkmış ve bir sonuca bağlanmamış olsa da karamsarlığa kapılmamaya, kendimi motive etmeye çalışıyorum çokca. Yaşıyoruz, sorunsuz nefes alıyoruz, yiyoruz içiyoruz daha ne olsun. 
“Gülümsediğinde güzelleşmeyen bir yüz hiç görmedim. Kimi zaman içindeki o sessiz sese uzmanlardan daha fazla güven. Aerodinamik yasalarına göre o tombul ve tüylü arının hiç uçmaması gerekiyordu. Herhalde bunu ona hiç kimse söylemedi ki, uçuyor. Zamanlarının büyük bir kısmını para kazanmak ve saklamakla geçiren insanlar, sonunda, en çok istediklerinin satın alınamayacak şeyler olduğunu anlarlar. Öteki insanlardan daha akıllı ol. Yalnız bunu onlara söyleme! Mutlu olmanın en garantili yolu bir başkasını mutlu etmektir. Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın. İyi çalışan, sık gülen ve çok seven başarıyı elde eder. İnsanın tüm evrende kesin olarak düzeltebileceği tek bir şey vardır: Kendisi!” diye yazmış Aldous Huxley, ‘Algı Kapıları’ adlı eserinde.
Geçen hafta sonu yani cumartesi hava o kadar güzeldi ki kahvaltımızı balkonda yaptık. Kasım olmasına rağmen gölgede kalan balkonumuz hiç soğuk değildi. Havanın bize yaptığı bu kıyağı kaçırmadık tabi ki. Ne yazık ki kızım yoktu, günümüz çocukların çilesi haftasonunda bile kurslar, dersler, antremanlar bizi onlardan koparıyor. Neyse ki her kurs bize yürüme mesafesinde ve bizim onu bir yerlere getirip götürme eziyetimiz yok. Bu bile bizim için büyük bir lütuf.


Kendimi sabah sabah enerjik hissedince ne yaparım ? Tabi ki ıspanaklı fındıklı kek.


Kendini mutlu etme çalışmalarımdan eve bir demet çiçek ..


Pazar günü eski çalıştığım okul arkadaşlarımla Abant, Gölcük gezisi yaptık. Bu mevsimde en güzel halinde oralar. Tabi ki haftasonu olunca çok kalabalık.




                        Pazartesi iş başı. Belki de öğretmenlik yıllarımın içinde en mutlu ve huzurlu dönemi yaşıyorum. Köy çocuklarının kaybetmedikleri masumiyet ve saygı ( ebeveynleri de )  , sınıfımda geçirdiğim huzurlu saatler, yaptığımız etkinliklerle geçen zamanımız herşey çok güzel. Daha ne isteyebilirim ki..


Sabah küçük bir elle gelen köy çiçekleri her daim masamızda.


Sınıfımızın arka camından gördüğüm manzaram.


Bu hafta okuduğum iki kitap. İlki Milli Eğitimin her sene sonunda seminer döneminde öğretmenlere tavsiye kitaplarından biri. Okul Sıkıntısı Daniel Pennac tarafından yazılmış. Gerçekten her öğretmenin okuması lazım. Kendisi öğrenciyken tembel, uyumsuz ve hırsız olan yazarın eğitim hayatını sorgulayışını, sonuçta buna rağmen öğretmen ve yazar olmasının hikayesini okuyoruz.


İkinci kitap Bütün Bir Ömür. Alp dağlarını ne kadar sevdiğimi bilirsiniz. Bu dağların eteğinde yaşamış, zorluklarını çekmiş, şimdi teleferiklerle ordan oraya koşturan turistlerin rahatlığı için çalışmış, sakatlanmış Egger'i okuyunca bu işlerin bir de perde arkası olduğunu anlıyorsunuz. İçim burkularak okudum ve sevdim.


Yeni bir haftaya inşallh mutlulukla, sağlıkla, sevdiklerimizle başlarız. Herkesin gönlüne göre olsun..















6 yorum:

  1. Fotoğraflar içimi sıcacık yaptı. Sınıftakilere ve sana kocaman öpücük yolluyorum :)

    YanıtlaSil
  2. Mutlu bir hafta sonu diliyorum. Bahsettiğiniz iki kitap da ilgimi çekti doğrusu.

    YanıtlaSil
  3. Öncelikle çok geçmiş olsun.
    Gölcük hep karlı olarak resimlerde yer alıyor ama sonbahar da ayrı bir güzel görünüyor.
    Ispanaklı kek ise nefis görünüyor, ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...