Ekim nasıl geldi geçti anlamadan kasımı bile yarılamak üzereyiz. Sonbahar muhteşem bir mevsim. Her sene tekrar tekrar doğaya hayran kalıyorum, renklerinde kaybolmak istiyorum. Büyük şehirler de bu mümkün değil. Yurt dışında ki şehirler gibi doğanın olduğu kaçış noktaları çok az. Bu haftasonu arkadaşlarımla Ankara'da bir buluşma gerçekleştirdik. Üniversite yıllarında ki Ankara'dan iz kalmamış. Dağ taş gökdelen olmuş. Böyle bir yerde mecburen yaşamak zorunda olmadığım için içim minnet doldu.
Yaşadığım kasaba da oldukça kalabalık olmaya başladı. Her yere binalar arka arkaya dikiliyor ve buna canım çok sıkılıyor. Neyse ki bu binaların arasında sıkışmış bir bahçem var. Ve mevsiminde coşan kasımpatılarım..
Her köşesinde emeğim var ve bunu çok seviyorum..
Havayı güzel bulduğumuzda, bir de kuvvetli rüzgar yoksa soluğu bisikletle sahilde alıyoruz. Bu yolu iki üç yıldır yeni yaptılar. Sağlı sollu ağaçlar diktiler. Bazen belediyeler böyle güzel işler yapıyor işte. Bisikletimle buradan geçişimde bu ağaçların kocaman olup koyu bir gölge yapacaklarını hayal ediyorum.
Buradan yan kasabaya geçiyoruz bisikletle. Bizim buradan oraya 6 km gibi.
Eski evleriyle meşhur ama ne yazık ki zamana teslim olmak üzereler. Belediyelerin bir gün kendilerine el atmalarını bekliyorlar.
Bu ağaç altı da yazın hep geldiğim , bisikletle mola verdiğim yer.
Minik çarşısı ..
Dönüşte bizim plajdan geçiyoruz. Yazın tıka basa olan yer şu an en güzel haliyle ..
Daha da ileriye gidince balıkçı barınağı. Sahil şeridimiz oldukça uzun. İster bisikletle ister yürüyerek gidin bu saatlerinizi alıyor. Sonbaharın güzelliklerinden biri de gökyüzünün bulutlarla dolu olması bence.
Yağmurda olsa biz bu rotadayız. Hele yağmur yağdı mı kimse kalmıyor ortalıklarda.
Sonra da eve dönüş. Hele ev de kek ya da kurabiye varsa değmeyin keyfimize. Ispanaklı kek en güzel ve bu mevsim renklerine uygun. Hayatınıza bu renkleri bol bol sokun bence. Sehpanızda turuncu, kırmızı yapraklarınız olsun, topladığınız kozalakları, pelitleri saklayın bir kabın içinde, küçük kabaklar bulursanız bir yerlerde mutlaka alın !
Akşama akıyor ışıklar artık.
Bil ki gün akşamlıdır; bil ki yazın sonu hazandır
M. C. Rûmi
Bil ki gün akşamlıdır; bil ki yazın sonu hazandır
M. C. Rûmi
Çok güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık:)
YanıtlaSilOkuduğun, sayfama geldiğin için ben teşekkür
Silederim :)
Ne tatlı kadınsın Buket. Çok seviyorum seni.
YanıtlaSilBen de çoook seviyorum :)
SilHerkesin hayalinde olan küçük bir sahil kasabasında yaşamak sizde gerçek olmuş :)
YanıtlaSilSevgiler.
Kalabalığından şikayet etsem de şanslıyım
Silyine de şu büyük şehirlere göre..
Buket imreniyorum vallahi seni,taşraya gitmekle ne isabetli davrandın.
YanıtlaSilEvet blogdan daha ziyade instagramda kısa öykücükler yazarak daha keyifli vakit geçirip burayı ihmal ediyorum,farkındayım.Dönücem ;)
Balthus yanlışın var taşraya gitmedim zaten bu kasaba da doğdum
Silve hiç şehirli olmadım :) Hatta en büyük hayalim köyde yaşamak :)
Sevgili Buket,
YanıtlaSilBen de çok imreniyorum. 9 yıldır İstanbul'dayım iş güç nedeni ile. Her yıl "bu sene son" diyoruz" ama kaldık burada...
Diliyorum biz de küçük, denizli, doğası güzel, sakin bir yerde yaşayabiliriz bir gün:)
Sevgiler.