Yeni bir cuma geldi çok şükür. Yine nasıl geçti bu hafta demeyeceğim , günümüzün pelensek lafı oldu . Cumalar seviliyor tabi ki , haftasonu yapılması ümit edilenlerin müjdecisi çünkü. Hele bu cuma yani yarın resmi tatil biliyorsunuz. Bu da üç günlük tatil demek. Ee pelinpembesini tanıyanlar bilir , en küçük tatil değerlendirilir. Ne yapacağımı buraya yazmayacağım, instastory de bol paylaşım sizi bekliyor :)
İlk önce bu haftanın sağlık, afiyet ve huzurla geçmesinden büyük minnet duyduğumu yazacağım. Sevdiklerim , ailem, arkadaşlarımla sorunsuz bir hafta daha geçirdiğim için şükürler olsun.
Şükürler olsun ki mayıs ayının o güzel ve benim en sevdiğim meyveleri çıktı. Erik, kiraz , çilek ne kadar
yesem bıkmam. Pazardan böyle kasayla aldım dört günde bitti.
Küçük kasabamızın sahil şeridine kilometrelerce yol yapıldı, ağaçlar ekildi, yan kasabayla sahilden yolu birleştirildi. Merkezde ki arabalarla dolu halini her gördüğümde içimi büyük bir sıkıntı kaplıyor. Sonra eşimle bisikletimizi alıp yeni yapılan bu yola çıkıyoruz. Trafikten, kalabalıktan kurtuluyoruz. Daha buralar keşfedilmediğinden sakin. Denize karşı bir bankta oturup kaldık saaatlerce.
Kitabımı bu sessizlikte, karşımda deniz ile okumak gibi harika birşey yok
Okuduğum kitabı tavsiye ederim , çok beğendim. Serdar Tuncer'i bilen bilir zaten . Her sayfasını düşünerek, hak vererek , düşünerek okudum. Bitti kitap iki günde, bir arkadaşıma hediye edeceğim şimdi de.Biraz alıntı kitaptan size :
''Elbiselerimizle şık, simamızla güzel, bakışlarımızla derin, yürüyüşümüzle alımlı, cüzdanımızla muteber, nefesimizle var olduğumuzu zannetsek de, biz sadece kelimelerimizle varız, kelimelerimiz kadarız.''
''... ama içimizdeki arayış hevesi yok mu, o hep çocuk kalıyor, arıyoruz. Annemizin sinesinde, babamızın ellerinde, sevgilinin omuzlarında, çocuklarımızın istikbalinde, koltukların heybetinde, cüzdanların cesametinde, sanal dünyanın oyununda, yalan dünyanın koynunda hep bir şeyler arıyoruz.''
''İçimizle meşgulken, dünyanın bize en uzak köşesinde açlıktan kıvranan bir insanın varlığı, kendisinden haberimiz olmasa bile kalbi bir sezişle -niye'sini bilemesek de- iştahımızı kaçırır, sofradan kaldırırdı bizi. İnsan olmak böyle bir şeydi.
Dışımızda yaşanan her şeyden haberdâr olduğumuz bu çağda, aynı adamın açlıktan ölüş haberini sofra başında seyrederken ziyâfete devam edebilişimiz, o adamın sadece haberi, bizim kendi içimizde ölüşümüzün ise tescilidir. İnsan kalamamak da böyle bir şey...
Dışımızda yaşanan her şeyden haberdâr olduğumuz bu çağda, aynı adamın açlıktan ölüş haberini sofra başında seyrederken ziyâfete devam edebilişimiz, o adamın sadece haberi, bizim kendi içimizde ölüşümüzün ise tescilidir. İnsan kalamamak da böyle bir şey...
Bu haftanın en güzel olayı Kocaeli kitap fuarı. Gidip kitaplar içinde gezmek, onlara dokunmak, sayfaları karıştırmak , yazarlarla tanışmak, kitaplarını imzalatmak benim için şu dünya da en güzel şeylerden biri. Birçok kitap aldım ama ne yazık ki fuarlarda ki yüzde şu kadar indirim falan aldatmaca. Sahaflarda güzel fiyatları yakalıyorsunuz. İnternetten daha ucuza alıyorsunuz aslında. Yine de kitap almadan dönmek olmazdı.
Aldıklarım sehpamda okunmak için bekliyor ..
Şükürler olsun ki bu yıl da balkon sezonunu açtım. Çok sevdiğim balkonumda inşallah oturduğumuz günler çok olur.
Bahçem iyice çiçeklendi. Okulda çocuklarla boyadığımız çam kozalakları da etrafa serpiştirdim.
Kızım sprey boya istedi geçenlerde. Graffitileri çok sevdiğimden hemen destek çıktım, kimbilir belki bir gün o da graffitici olur. Gerçi ilk iş isimlerini yazmak olmuş arkadaşıyla:)
Yeni bir haftasonuna doğru huzur ,sağlık ve umutla kalın ...
ne güzel bir etkinlik olmuş ferah ferah :)
YanıtlaSilSadece adını yazsa da söyleyim başarılı olmuş.Az anlarım çizim işlerinden ;)
YanıtlaSilSo lovely to catch up with you and your always beautiful scenes of serenity and beauty and charm. Your balcony garden looks so inviting; enjoy the heavenly harvests of May!
YanıtlaSilHappy Monday!
Φιλάκια (Filakia:kisses in Greek!)
Poppy:)