''Dünyayı dolaşmak, değişik insanlarla konuşmak canlı bir kitap okumaya benzer, ikinci bir ilim sayılır. Göremediğin şeyleri görür; yeni, hiç tanımadığın insanlarla karşılaşırsın. Yabancılarla konuşmak da çok değerli şeyler kazandırır insana.''
Budva gezimizin diğer ayrıntılarını anlatmak istiyorum şimdi de. Podgorica'dan yaklaşık olarak 1,5 saat kadar bir yolculukla buraya geliniyor. Yugoslavya’yı oluşturan altı cumhuriyetten biri olan küçük ülke Karadağ Yugoslavya parçalandıktan sonra uzun süre Sırbistan ile birlikte Yugoslavya olarak, sonra da Sırbistan-Karadağ adıyla kalmış ancak 2006’da yapılan halk oylamasında sonuç %55 oranında ayrılma yönünde olmuş ve aynı yıl bağımsızlığını ilan etmiş.
Budva kasabası 3.500 yıllık tarihiyle bölgenin en eski yerleşim yerlerinden birisi. Kasabanın tarihi merkezi Roma, özellikle de Venedik tarzı mimariye sahip. Karadağ gezisi yapanlar için en cazip yer. Bizim Kuşadası, Marmaris gibi tatil beldelerimize benziyor. Hem çok kalabalık hem de her şey turistlik. Temmuz ayında gidenler aşırı sıcaklara dikkat etsinler.
Budva, Avrupa sosyetesinin ve son dönemde de Rusların gözdesi bir yer. Nüfusu 10,000 olan bu kasabaya nasıl oluyorsa Madonna, Rolling Stones gibi isimler geliyor. Rolling Stones konserine 35.000’e yakın insan geldiği söyleniyor ki Karadağ devletinin bu kadar nüfusu yok. Kent, Adriyatik sahillerinin hatta Balkanların en eski yerleşimlerinden biri olarak da önem taşıyor. Bir zamanlar Osmanlı sadırılarından korunmak için inşa edilen surlardan içeriye beş farklı kapıdan girebilirsiniz.Kapılardan birinden içeri girer girmez bambaşka bir güzellik sizi bekliyor. Daracık sokaklar, muhteşem mimariye sahip binalarla süslü. Surların birçok noktasında gözetleme kuleleri yer alıyor.
Her şehir de ünlü bir heykel olur. İşte bu da Budva 'da bulunan ünlü Danseden kız heykeli . Burada fotoğraf çektirmek ve kızın göğsünü ellemek turistlerce yapılanan işlerden biri. Tam kalenin karşısında ki yeriyle zaten çok fotojenik.Bir efsaneye göre Budva’da boğulan bir kızın heykeli olduğu söylenmektedir. Kimilerine göreyse sadece sıradan bir heykel. Heykele dokunmanın uğur getireceği yolunda söylentiler arasında.
Budva'nın merkezinde yer alan Oldtown.. Aslında bir ada üstüne kurulu ve zamanla bir kanal oluşarak yarımada halini almış. Araştırmalara göre Old Town 2500 yıllık bir yermiş . Old Town’u çevreleyen duvarların büyük bir kısmı hala görülebilir ve turistik halindedir. 1667 ve 1979 yıllarında meydana gelen depremlerden etkilenmiş. Fakat sonrasında günümüzdeki haline getirilmiş.. Günümüzde Old Town dar sokakları, meydanları, Orta Çağ’dan kalma duvar ve kuleleri ile bir labirent görünümü sunmakta. Budva gezilecek yerler listesindeki hemen hemen tüm önemli yapılar burada yer almaktadır.
Marina insanların gezdiği , bir çok restoranın ve kafenin olduğu yer. Yürüyüş, yemek ve yüzme gibi aktivite seçenekleri sunan marina birçok yat ve bota ev sahipliği de yapmaktadır. Ayrıca yaz aylarında Sveti Nikola Adası’na gitmek isterseniz buradan bota binebilirsiniz.
Church of St John the Baptist: Budva’nın en eski kiliselerinden biri. Yapı üç kısımdan oluşmaktadır ; çan kulesi, kilise ve piskoposluk binası. Tarih içerisinde mimari değişiklikler yaşayan Church of St John the Baptist içerisinde şehrin tarihini gösteren figür ve resimler de görülebiliyor.
Citadella ise Budva Kalesi..Budva’nın en yüksek noktasında bulunmaktadır. Yüzyıllar içerisinde genişletilip değiştirilen hisar günümüzde görsel önemini korumaktadır. 1836’da inşa edilmiştir. Giriş ücreti 2 Euro’dur. Burada bulunan restoranda çok keyifli bir yemek yiyebilirsiniz. Sonra da oldtown içinde gezip güzel kafelerde oturabilirsiniz..
Ilk defa duyuyorum burayı
YanıtlaSilIlk defa duyuyorum burayı
YanıtlaSilSelamlar, Pelin :) Kendim bir mim hazırladım ve seni de davet ettim.
YanıtlaSilhttp://selamsizbahce.blogspot.com.tr/2015/08/mim-1-hayal-dunyamdan.html
Lütfen sen de katılır mısın ? Sevgilerimle, Şehrazat ^-^