Cumartesi günü hava o kadar soğuktu ki pazar günü yapacağımız geziyi iptal mi etsem diye düşündüm. Sonra görmediğim Gölyazı 'yı gezmeye bir daha fırsat bulamam diye olsun, ne olursa olsun gideceğim dedim. Dün yani pazar günü hava neredeyse 10 derece ısındı. İyi ki gittik. Güneşi özleyen herkes yollara dökülmüştü bizim gibi.
İlk önce Bursa Gölyazı'ya gittik gezdik . Benim için Polonezköy'den sonra ikinci fiyasko yer oldu. Onu bir daha ki postta anlatacağım. İlk olarak Cumalıkızık fotoğraflarını düzenlediğimden buradan başlayayım.
Gölyazı'ndan sonra Bursa'ya oldukça yakın olan Unesco tarafından da koruma altına alınmış Cumalıkızık'tayız.
İlk kez buraya 15 sene evvel gelmiştim. O zaman daha bir saf, tam bir köy, az keşfedilmiş bir yer olduğundan çok zevk almıştım. Ama şimdi hele pazar olduğundan öyle kalabalıktı ki, ne gezdiğimden bir şey anladım ne de çektiğim fotoğrflardan. İnsanlar akın akın evlerin arasında, köylüler kurt olmuş, herşey ticarete dökülmüş bir çok yerde olduğu gibi.
Yine de güzel anları paylaşmak isterim sizinle.
Cumalıkızık köyüne gitmek için Bursa ’dan çıkıp Ankara istikametine doğru yaklaşık 12 km gittikten sonra sağa bir yol ayrılıyor ve tırmanmaya başlıyorsunuz. Uludağ eteklerinde kurulmuş olan 700 yıllık Osmanlı mimarisinin yaşayan en güzel evlerinin bulunduğu köye geliyorsunuz. Aracınızı köy okulunun bahçesine park ederek, yaya olarak köyü gezmeye başlayabilirsiniz..
Köyde yöresel ürünler her yer de..
Köyün, evlerinin arasında Cin aralığı denen bir aralık var. Bir Mahalleden diğer mahalleye kısa yoldan geçiş için. Aralık o kadar dar ki bırakın iki kişi yan yana geçmesi, geniş yapılı bir kişi dahi biraz yan yürüyerek geçebilecek bir genişlikte. Burada durup dilek diliyorlar..
Evler, 700 yıllık Osmanlı mimari örneklerini halen canlı vaziyette sizlere sunuyor. Cumbalı, kafesli iki, üç katlı kerpiç evler. Alt katları genellikle taştan ve içleri ahşap yapılar. Evlerde halen yaşam sürüyor. Yaklaşık köyde 150 hanede yaşam mevcut. Evler değişik renklerde (yeşil, sarı, kırmızı, çivit ) boyanmış. Her evde genellikle odun sobaları kurulmuş duvarlarından bacalar çıkmış ve yanan odun kokusu etrafa yayılmış tarihi yaşayarak etrafı gezmek çok büyük bir zevk veriyor.
Çok güzel yapmışsınız Buket. Bayıldım fotoğraflara...
YanıtlaSilEnfes kareler... Ve Cumalıkızık, ne kadar yakınımızda aslında.
Paylaştığın ve hatırlattığın için çok teşekkür ederim.
Bu yorumu bir çok kişiden duydum.Her güzel yerin kaderi sonunda bu oluyor sanırım.Yine de güzelliği için görmeye değer.Sevgiler...
YanıtlaSilBuket hanım,
YanıtlaSilfotoğraflar ve yorumlarınız her zaman ki gibi çok güzel..........
Avrupa ülkelerinde ve bizde yeni moda özellikle pazar gününü metropol yakınındaki köylerde geçirmek.
Doğayla iç içe, yöresel yiyeceklerin servis edildiği temiz ve şirin lokantalar, tabii ki hediyelik eşyaların satıldığı minik dükkanlar.
Ülkemizde en meşhur pazar günü ve tatil gezisi köylerinden biri Bursa Cumalıkızık. İzmir'e yakın Şirince köyü, İstanbul'a yakın Sapanca ilçesi ve Maşukiye köyü, Ankara Beypazarı ilçesi aklıma gelen diğer meşhurlar......,.
Özellikle dizi çekiminin ardından köy halkı esnaflığa soyununca ortaya çıkan manzara maalesef bu oldu, yine de deneyimi gezerek ve görerek yapmak güzel, bir sonraki Bursa ziyaretinde görüşmek kısmet olur inşallah sevgiler:)
YanıtlaSilMerhaba, bloğunuzu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım. Bana da beklerim ;) Sevgiler...
YanıtlaSilhiç denemedim ama bir kez de hafta ortası gitmek, o sakinliği görmek, yaşamak istiyorum cumalıkızık'ta:)
YanıtlaSilCanım;
YanıtlaSilCumalıkızık'a gideli seneler oldu ama ben hep hatırlarım. Biz gittiğimizde de epey kalabalıktı. Böyle güzel yerlerin diziler sonucu akına uğramasına hem seviniyorum bilindiği için hem de üzülüyorum. Güzel bir bahçede yemek yemiştik kimsecikler yoktu orada sakindi hatta şaşırmıştık bunca kalabalık bulamamış burayı demiştik. Evler pek güzeldi ama içlerini görmedik tabi. Reçeller harikaydı. Zaten ben erişte tarhana reçel falan görmeyeyim aklım gidiyor. O cin aralığından geçmiştik ayyy ne tırsmıştım oldum olası sevmem böyle rivayetleri, yani severim ilgimi çeker de birebir yaşamak pek hoş değil benim gibi tırsak bir tip için. Oradaki kapılar çok güzeldi, pek çok fotoğraf çekmiştim. Manzara da harikaydı. Keşke tekrar gidebilsem. Ayrıca fotoğraftakki işli örtülere de bayıldım. Bak ben gittiğimde öyle şeyler görmemiştim, kesin yeniden gitmek gerekiyor:)
Sevgilerimle
Üniversiteyi Bursa'da 4 yıl okudum ama Cumalıkızık'a ancak 1 sefer gidebildim. Büyük kayıp. Fırsat bulduğumda mutlaka tekrar gitmek istediğim yerlerden. Dediğiniz gibi, popülerleştikçe kalabalıklaşıyor ama, güzel bir pazar günü avm kalabalığındansa, oranın kalabalığını tercih edecek duruma geldik :/
YanıtlaSil