29 Temmuz 2013 Pazartesi

400 Darbe


                Kızıma arka arkaya  cezalar vermeye  başlayınca oturup düşündüm. Nedense aklıma  Truffaut 'nun   Dört Yüz Darbe  filmi  geldi. Yeniden  izlemek istedim.  Les Quatre Cents Coups  filmindeki  Paris'li  çocuk   Antoine  ile  aynı  yaşta sayılır kızım. Filmde  toplumsal düzene uyum sağlayamayan çocuğun  üzerindeki baskıyı  seyrederiz.  Antoine  kendini  ispatlama,  varolma  savaşında toplum kurallarına  ters düşünce yalan söylemeye,  hırsızlık  yapmaya başlar. Ailesiyle olan sorunları, ilgisizlik onu daha çok bu tür  davranışlar göstermesine sebep olur.
              400  Darbe  aile  yapısına karşı oldukça fazla eleştiri içeriyor. Bir çocuğun gözünden  katı kuralları,  sevgisizliği görmek oturup kendimizi de gözden  geçirmemizi  sağlıyor.  Ya da  bende ki  etkisi  böyle  oldu. Kurallar gerekli midir   ya da nereye kadar , nasıl  olmalıdır ,  bunun  çizgisi kişiden kişiye  değişiyor. Aynı kurallar her çocuk  bünyesinde de farklı kabul  görüyor. Hele bir de özgürlüğüne düşkün,  bildiğini okuyan bir çocuğunuz  varsa devamlı çatışma halinde oluyorsunuz.



              


               Bazı şeyler denk gelir  ya  okumakta olduğum   Carlos Fuentes  in  Körlerin  Şarkısı adlı  kitabında  benzer bir öyküye  rastladım.  Eski  Haklar  adlı  hikayede kapatmasıyla beraber yaşayan büyükbabanın yanında  bir de torunu vardır.  Anne - babası  olmayan  torununu  kendi  ahlak  kuralları içinde  büyütmektedir.  Bir gün çocuğun  teyzeleri kiliseye dahi gitmeyen bu adamın elinden çocuğu alırlar. Büyük teyzesinin  evinde yaşamaya başlayan  çocuğu ilginç  bir  gelecek  bekler. Görünüşte ahlak kurallarıyla  bezenmiş teyze evinden hikayenin  sonunda çocuk  büyükbabasına şöyle bir mektup yazar :
               ''  Gel beni al,  lütfen.Bilmiyorum ama  galiba çiftlikteki  yaşam  buradakinden daha  ahlaklı.  Sonra  sana açıklarım ..''












2 yorum:

  1. çocuk eğitimi de dahil bütün eğitimlerde ödül kadar cezaya da yer var. bence ebeveynler buna cesaret etmeli.

    körlerin şarkısı alıntısı ise, yürek acıtan bir çehov öyküsünü hatırlattı bana. o öykü ki, bir mektuptur aslında. ve ayakkabıcı yanında çalışan küçük çırağın parmaklarının ucunda yükselerek posta kutusuna attığı zarfın üzerinde sadece iki kelime yazılıdır: köye dedeme.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Buket,
    9 yaşında bir erkek annesi olarak aynı durumları yazşıyorum bazen, Robert Mackenzie / Çocuğunuza Sınır Koyma 2 okudun mu bilmiyorum ama faydasını görüyorum ben, bazen fazla ceza ya da zamansız ödül, çocuğun daha çok bocalamasına neden oluyor ki, bir de erken ergenlik diye bir durum var.
    Zor bir süreç ama bir iki yıla kadar herşey rayına oturacak diye umut ediyorum ben:)
    Kızına ve sana sevgiler...

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...