1 Mayıs 2012 Salı

PRAG 2

Prag  gezimize  devam..Şehirdeki  yollar  bozulmamış, eski tip  taşlar yollar  boyunca. Trafik şehir içine fazla  sokulmamış. Metro  ve  tramvay çok kullanılıyor. Metro girişinde  bilet  atıyormusunuz diye denetleyen yok. Otobüste de  şöfor yalnızca kapıları açıyor.  Bilet atıp  atmamak vicdanınıza  kalmış.  Saatlik, günlük,  aylık  biletler  satılıyor. Bilet  atmadan  devamlı metroya , otobüslere  binebilirsiniz ama yakalanırsanız  cezası  varmış...








Gezimizin ikinci  günü  Praga 2 saat  uzaklıkta olan ,  görülmesi gereken yerlerden   Karlovy Vary 'e  gittik.  Tur  rehberimizin   adam başı  60  euro  olduğunu  söylediği bu geziye  biz  kendimiz  gittik.  Metroyla  Florenc  denen  yerde inerek  buradan  Karlovy  Vary  denen  yere  bilet aldık. Biletler  gidiş-dönüş  30 türk lirasına geliyor. Farkı  görüyorsunuz. Orada  da  gezerken  birçok  Türk  tura  rastlayıp  anlattıklarını da bir  güzel  dinledik :))






Prag'ın 125 km batısında bulunan Karlovy Vary, Çek Cumhuriyeti'nin Bohemya bölgesinde bulunan kaplıcalarıyla ünlü bir turizm şehri. Buraya, Prag'dan günübirlik turlarla ulaşmanız mümkün. Yaklaşık 2 saat süren yolculuktan sonra Karlovy'e vardığınızda şehrin ortasından geçen ve 'sıcak' anlamına gelen Tepla Nehri karşılıyor sizi. Nehrin her iki yakasında da karşılıklı, 3-4 katlı rengarenk binalar var. Hepsi kartondan yapılmış, film setlerindeki ev dekorlarını andırıyor. Bu görüntü havadaki pus ve sıcak kaplıca sularının yükselen buharıyla birleşince, ortaya masalsı bir şehir çıkıyor. Şehir dağların eteklerinde kurulduğu için oldukça yüksekte; dolaşırken sık sık temiz dağ havasını ciğerlerinize doyasıya çekmenizi tavsiye ederim.






 Atatürk'ün 1918 yılında kaldığı Carlsbad Plaza Oteli'ni görebilirsiniz. Zaten Karlovy'e, Kralın banyosu anlamına gelen Carlsbad da deniyor. Üstelik otelin girişinde 'Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Kemal Atatürk burda kalmıştır' yazan bir de levha var.





Termal sularından faydalanmak için Atatürk'ün yanısıra, Stalin, Mozart ve Rus Çarı Petro gibi bir dönemin önde gelen siyasi lideri ve sanatçılarının de uğrak yeri olan Karlovy Vary'e bugün de, Avrupa'nın çeşitli yerlerinden sağlık turizmi için gelenlerin sayısı oldukça fazla. Ama genellikle orta yaşın üstü ve yaşlı nüfus göze çarpıyor. Tabi Karlovy'i anlatırken Becherovka'dan bahsetmeden de olmaz. Çeklerin çok tanınmış likörü olan Becherovka, 1807 yılında bu şehirde, adı Jean Becherovka olan bir doktor tarafından geliştirilmiş. Birçok şifalı baharat ve bitkiyi karıştırıp ağrıları dindirici bir ilaç yapmaya çalışan doktor, karışıma alkol ekleyince tadının çok güzel olduğunu farketmiş. Ve ortaya bu likör çıkmış. Tarçınla karanfil karışımı bir aromaya sahip Becherovka'yı eczanelerden de alabiliyorsunuz. Yerel halk, ağrı sızılara karşı evlerinde sürekli bulunduruyormuş.






Bohemia kristali, porseleni ve granad adlı taşı da ünlü. Kaplıca sularını içtikleri yassı bir porselen ibrikleri var. Soğuk havalarda elleri de ısınsın diye bu tip bir ibrik imal etmişler vaktiyle. Turistler de şehirdeki herhangi 12 kaplıca çeşmesinden bu porselen ibrikler ile sıcak ve tuzlu sudan içiyor ve geleneğe icabet ediyorlar.







Karlovy  Vary  'de  turlar tam gün geçiriyor  ama bence  gereksiz.  Eğer  termal  sudan  yararlanmayacaksanız   tüm güne  gerek yok.  Bizde  Prag' a   dönüp  keşfetmediğimiz  yerler için  yola çıktık. Hava oldukça güzeldi. İstikametimiz   meşhur Louvre  Cafe de  biraz  dinlenmek...







Burada  biraz  dinlendikten  sonra  yola  devam ettik.  Her tarafta  sosisler var. Hatta  bizim dönere de rastladık. Turist kadar  satıcılarda da Türk yoğunluğu  var..




 



Vitrinler cıvıl  cıvıl  ... Kuklalar  çok fazla  ama pahalı. 






Yemeğimizi  nehir  kenarında  yedik. Ama  buraya özgü  değil de  pizzaydı  yediğimiz..






Dolaşırken  karşımıza  ilginç  müzeler çıkmadı  değil :)








Akşam üzeri de  oldukça  keyifli  kukla  tiyatrosuna gittik..





Gece otele dönerken neler çıktı karşımıza neler:)





Prag  gezimiz  devam edecek :))


14 yorum:

  1. En çok o müzeye güldüm :) Ellerinize sağlık, ben gezi postlarına bayılırım.

    YanıtlaSil
  2. Prag...
    İkinci fotoğraf gerçekten hoşmuş.

    YanıtlaSil
  3. Ben Prag'a hiç gitmedim ama sen öyle bir anlatmışsın ki en kısa zamanda gitmek istedim.
    devamını bekliyorum hevesle.

    YanıtlaSil
  4. bendeki ödülünü unutma.
    :)

    YanıtlaSil
  5. Harika anlatmışsın gene arkadaşım. Emeğine sağlık. Ne güzel gezmişsiniz. Demek ki turlara katılmak pek de avantajlı değil.En güzeli eline bir harita alıp kaybola kaybola dolşmak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. araştırıyoruz da tursuzda alınan uçak biletleri pahalıya geliyor. turun içinde bir de otel oluyor. bakalım deneye deneye öğreneceğiz:)

      Sil
  6. Ben de sizinle birlikte geziyorum canım. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  7. Fotoğraflar harika, Prag'ı görmeyi çok istiyorum zaten, şimdi daha da sevdalandım :)

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...