Çocukların içinde bir iş yaptığınız zaman güzel tarafları olduğu kadar olumsuz yönlerini de yaşıyorsunuz. Okul giriş ve çıkışları doğal olarak okul çevresinde olduğumdan çocukları ve gençleri gözlemleme şansım yüksek.. Acaba bir ben mi böyleyim? Öyle umutsuz anlar yaşıyorum ki, hem gelecek açısından hem de bu ortamda nasıl kızımı yetiştireceğim konusunda...
Hangi olumsuzluklardan bahsetsem size ; 7 den 17 ye tüm çocukların küfürlü konuşması mı, okulun hemen yanındaki kafede öğrencilerin çekinmeden sigara içmelerimi, itiş kakış bağırtılı kavgalı ilişkilerinden mi, gece geç vakitlere kadar sokakta gezen çocuklardan mı desem...O kadar çok kafaya taktım ki bu konuyu her olumsuzluğu görüyorum ve bu canımı sıkmaya yetiyor.
nerden bu konu aklıma geldi derseniz bu gece seyrettiğim Bunuel filminden ..Filmle sorunların katlanarak sürdüğünü görüyorum. Filme gelirsek Unutulmuşlar, Los Olvidados seyrettiğim..
Film Mexico’nun fakir semtlerinde yaşayan ve çoğu kimsesiz olan çocukların yaşamından bir kesit sunar. El Jaibo ıslahevinden kaçtıktan sonra yeniden mahalleye döner ve kendinden yaşça küçük çocuklarla birlikte bir çete kurar. Böylece diş geçirebildikleri hasta ve sakat kimseleri dövüp paralarını çalmaktadırlar.
Çarpık aile ilişkilerine, sistemin acımasızlığına çarpıcı bir bakış atan Luis Bunuel’in toplumsal düzeni eleştiren önemli filmlerinden biridir.
Film, çoğu amatör olan oyuncularla gerçek mekanlarda çekilmiş. Luis Bunuel bu filmde Meksika’ yı kötü yönleriyle gösterdiği gerekçesiyle ülke çapında sert bir şekilde eleştirilmiş. Özellikle başroldeki oyuncu Pedro ‘nun annesinin Pedro’ya karşı sert ve sevgisizlik tavırlar sergilediği sahneler, hiçbir Meksikalı annenin çocuğuna böyle davranmayacağı gerekçesiyle yerden yere vurulmuş ve oluşan olumsuz hava nedeniyle film ancak dört gün gösterimde kalabilmiş..
Los Olvidados Luis Buñuel'in ayrıksı filmlerle dolu arşivinde belki de en ''normal'' filmdir. Buñuel sıradan insanların gündelik dertlerine değindiği filminde açlık, yoksulluk, toplumsal yozlaşma gibi temalara eğilerek düz anlamlardan ve gerçeklikten uzak filmlerinin aksine 1944 - 1952 yılları arasında etkisini gösteren İtalyan yeni gerçekçiliğinin izinden giden bir filme imza atıyor.. İşin ilginç yanı ise, filmin başarısızlığından korkarak Buñuel'e sürrealist öğelerden kaçınmasını konusunda baskı yapan yapımcı Óscar Dancigers'e rağmen Los Olvidados'a damgasını vuran sahnenin Buñuel'in has dünyasını temsil eden, slow-motion tekniğiyle çekilmiş eksantrik bir rüya sahnesi olacak olmasıdır. Buñuel'in gerçekleri de en az rüyaları kadar sarsıcı olacaktır.
Film başlarken ekranda beliren not, bu savı doğrular niteliktedir:
''Bu film gerçeklere dayanmaktadır. Hiçbir karakter hayal ürünü değildir.''
Filmde Pedronun cezalı olarak girdiği Çocuk Çiftliğinin müdürünün sözleri anafikri veriyor :
''çocuğun karnını doyurun, daha iyi düşünecektir. Çocuk yerine sefaleti kilit altına alabilseydik sorunlar çözülürdü ''..
Film her kentin arka sokaklarına işaret ediyor. Benim gördüklerim bunun yanında çok masum belki ama eğer çocuklarımız böyleyse oturup düşünmemiz lazım...
İzlememiştim filmi merak ettim boş bir zamanımda izleyeceğim inşallah, o dediğin şeyi bende çok düşünüyorum henüz bir çocuğum yok evli bile değilim :) ama okulların yanlarından geçerken bazen düşünüyorum ve korkuyorum böyle bir ortamda nasıl çocuk yetiştirebilirim diye :(
YanıtlaSilaynı kaygıları taşıyan insanların olduğunu öğrenmek bile umut verici.
SilKaygılarınız yersiz değil,bu dijital çağın marifeti bunlar,büyük kısmı.Filmi izlemiş olabilirim resimler yabancı gelmedi.Tanrıkent'i anımsattı bana bazı yönleriyle.Aslında filme gerek yok günlük yaşamda kısa bir gözlem yapmak kafi.
YanıtlaSilevet tanrıkent değilmi? bir de buna benzer bisiklet hırsızları var , yine seyretmek istedim şimdi...
Silpelin pembesi güzel bir konuya değindin . bende etrafımda okula gidenleri öğrencileri gördüğümde hayrete düşüyorum . makyajlar minicik etekler el çantalarıyla okula gitmeler .şu sigara zaten ayrı bir pislik. sen böyle düşünceli bir anne olduğun için kızını böyle kötülüklerden koruyacağına eminim ben :)
YanıtlaSilteşekkür ederim nesrin, iyimser dileklerin için özellikle. ama diğer çocuklar içinde üzülüyorum, böyle olmamalı diyorum:(
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilLuis Bunuel en başarılı öykülerini Meksika topraklarında anlattığını söyler. Mutlak süürrealist olan 'bir endülüs köpeği' ve 'altın çağ' filmlerinden sonra çektiği 'las hurdas' ve belgesel sinema dilinin ağırlıkta olduğu bu film 'los olvidados', Bunuel'in ticari kaygı taşımayan son filmleridir. Bundan sonrası popüler olmasa da, daha yumuşak ve daha naif fimlerdir.
YanıtlaSilBunuel izlemenize sevindim. Ben de, geceden karar verdiğim 'gündüz güzeli'ni' post edecektim bugün.
gündüz güzelini ben de bir ara post olarak yazmıştım. ara ara bunuel izlemeyi seviyorum , seyrettikçe de yazıyorum işte birşeyler..
Siliflas etmekte olan kapitalist sistemin çarpık yansımaları en çok çocuklar üzerinde görülüyor.
YanıtlaSilbunu yalın ve açık dile getiren yönetmen ve yazarlara nedense kominist deniyor.
sevgiyle.
iflas ediyormu sence , almış başını gidiyor bence tolga. etkisi katlanarakta artıyor. dediğin gibi çocuklarımızı da sinsice ele geçiriyor..
Silbunuel ve önemli bi film izlemişsin.
YanıtlaSilbu adamın çok önemli filmleri var.
:)
aaa deeptone aşkolsun:) fazla beni takip etmiyorsun demek. geçmiş yazılarımda bunuel seyretme günleri yaptığımı ve filmlerini seyrettiğimi hep yazdım. seyretikçe de yazıyorum :)
Silçok önemli bir konuya değinmişsin canım...
YanıtlaSilbence olayların bu şekilde gelişmesinde büyüklerin rolü fazla:(
herkes çocuklar ile ilgili üzerine düşeni yapması gerekiyor gerek maddi gerek MANEVİ..çocuğu olamayanlar bile bir çocuk karşısında onun yaşına uygun şekilde hareket etmeli...