Evet arkadaşlar gurbetten bildiriyorum. Tam altı gündür ailemden, memleketimden, alıştığım topraklardan uzaktayım. Durun baştan anlatayım. Pazar gecesi Kocaeli'nden Çerkezköy'de kiraladığımız eve geldik. Bir hafta önce tüm eşyaları taşıma şirketiyle buraya göndermiştim. Eşimde bizi almaya gelince haftasonu, evde kalan ufak tefek eşyaları da yüklenerek çıktık yola. Benim sadece fotoğraflardan gördüğüm eve akşamüzeri giriş yaptık. Zaten on gündür annemde dinleniyordum, biraz enerji toplamıştım. Eve ilk girdiğimizde tanıdık görüntüler olunca fotolardan yabancılık çekmedim.
Tüm eşyalar orta yere atılmış durumdaydı ama dolapları ve yatağı eşim monte etmişti. Hemen işe giriştim tabi ki. Tez canlı olanlar bilir, hiç hiş yapmadan tüm gece onca curcuna içinde oturamazdım. Acil temizlenmesi gereken yerler wc, banyo ve mutfaktı. Ne yazık ki tuvaleti çalışan tüm ustalar kullanmış. Bizim de gece kullanmaya başlayacağımız tuvaletin acil temizlenmesi gerekiyordu ve iki ssat süren dezenfektasyon çalışmalarım sonucu içim rahat etti.
İlk gece yataklara bir çarşaf atarak yattık erkenden. Zaten hava çok sıcak, camları açtık uyuduk ama diğer taraftan da bir tedirginlik de yok değildi. Sonuçta yabancı bir mahalle.
Şöyle bir şey var ki bir çok eşyamı eleyip gelmiştim Çerkezköy'e. Ama yine de kolileri aç aç bitmedi. Bir taraftan sil, bir taraftan yerleştir tüm kutuları açmak ve yerleşmek de bir günümüzü aldı. Özellikle mutfak eşyalarını yerleştirmek çok oyalayıcı.
Önümde bir apartman boşluğu var umarım satın alıp burayı da doldurmazlar. Ne yazık ki her yer dümdüz ve ağaçsız. Bolca naylon poşetler, çöpler uçuşup duruyor etrafta. İnsanlar bunca çöpün içinde nasıl yaşayabiliyor aklım almıyor. Anladığım bir de bu Çerkezköy'de Anadolunun bir çok ilinden göç edip hayatını kuranlardan oluşuyor. Erzurum, Samsun, Yozgat mahalleleri varmış. Benim ev de Samsun ahalisinin çok olduğu bir yer.
Perşembe günü buraya yakın bir yerde pazar olduğunu öğrenince çıktım yola. Sora sora pazarı bulmaya çalıştım. Gittiğim yollar böyle işte; her yer inşaat, molozlar, çöpler. Ciddi bir temizlik sorunu var bu ilçenin. Ama tüm Türkiye böyle değil mi?
Yine de pazar fotolarımı çekip eve geri döndüm, uzun zamandır yürümemişim bir taraftan da iyi geldi. Temizlik için sarfettiğim gücümü evde dinlenerek ve kitap okuyarak geçirdim. Hala da dinlenmedeyim. Kütüphaneden aldığım Safiye Erol Ciğerdelen kitabını bitirdim bu hafta.
Ve son olarak taşınma videomuz huzurlarınızda. Hem küçük bir gezininde hikayesi var içinde. Hadi alın çayları, kahvaltıları geçin ekran başına.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder