1 Ağustos 2025 Cuma

Ağustos Cuması

                      2025 yılının ağustos ayına geldik, ne ara oldu ne zaman bunca hafta, ay, yıl geçti anlamakta zorluk çekiyorum. Elimde Yağız Gönüler'in kitabı, bir çok cümlesine hak vere vere okuyorum. '' Şu çıldırasıya yaşanan günlerde, kaygan zeminlerde, kendimize "Hâlin ahvalin nedir?" diye sormaktan çekindiğimiz bir çağda, anlaştığımız yazarlara sımsıkı tutunmamız gerekiyor.'' Bitmiyor çıldırası günler, aylar. Yaz gelsin diye tüm yıl bekliyoruz, tatilde rahat etmek, gezmek dolaşmak istiyoruz ama gelmesiyle birlikte aşırı sıcaklar, yangınlar, su krizi, ölümler birer birer kafamıza balyoz etkisiyle iniyor. Neye üzüleceğimizi şaşırdık. Yurdun her yanından yangın haberleri geliyor, kimin çıkarttığına dair teoriler dolu. Bence hepsi var neden olarak. Ama şu büyük bir gerçek ki ormanlarımız, yollar, şehirler, dereler, tepeler çöp, cam, pet şişe dolu. İnsanlar doğada vakit geçirirken çok umarsız, ağızlarda hep sigara, yürümek, dağa tepeye tırmanmak yok bizde, sadece gireyim ormana yiyeyim içeyim, mangal yapayım anlayışı var.

Bilmiyorum artık neye kızacağım, neye üzüleceğim şaşırdım. Biraz sahilde yürüyüş yapayım diyorum daha Bismillah evden çıkmadan bahçeme atılmış çöple karşılaşıyorum. Yol boyu, sahil boyu yollarda atıklar. Artık akşam zorunlu olmadıkça çıkmıyorum zaten çünkü ikindiyle birlikte insan seli başlıyor sahile inen. Tabi ki insanlar gidecek, gezecek, nefes alacak deniz kıyısında. Ama nerede artık adap, edep, saygı? Bir ben kafaya takıyorum herhalde bunu kafama. Çimlere oturmuşsunuz ailece ne güzel, ama boylu boyunca yatılmamalı oralarda. İçtiğin sigarayı hemen yerde söndürüp orada bırakmamalısın. Çimlerin içi zaten çekirdek ve sigara atığı dolu. Çocuklar, gençler çığlık çığlığa olmamalı bu alanlarda. Sende katlanan sandalyeni koymuşsun denize karşı, getirdiğin çayı yudumluyorsun belki ama kulağına bunca gürültü gelmemeli, ellerinizde ki telefonlarda izlediğiniz videoların sesini sonuna kadar açıp bize eziyet edemezsiniz.

Ama oluyor ne yazık ki. Ben de bunun gibi onlarca konudan rahatsız olduğum için evden çıkmıyorum artık.

Haftasonu ne yazık ki bizim de kasabanın dağlarında yangın çıktı ve öyle bir rüzgar vardı ki dakikalar içerisinde yangın yayıldı. Görev yaptığım köye doğru yangın ilerleyince köyü boşalttılar. Kim var kim yok özellikle köylüler yangına koştu. Etrafta ki ilçelerden de itfaiye geldi ama şiddetli rüzgarda söndürmek imkansızlaştı. Bir saat içinde yangın söndürme uçakları istendi ve hemen 3 tane uçak denizden su taşımaya başladı.

Diğer yangınlarda uçak yok, yetkili yok diye çok paylaşım oluyor ama bizde hızlı bir şekilde hepsi geldi. Devletin bence bu yıllardan sonra daha fazla yangın önleme ve koruma sistemlerine bütçe ayırması lazım. Her yıl artan sıcaklar, artan nüfusla buna ihtiyacımız var.

Bizde aşağıda ki evlerden tüm gün yangını büyük bir endişeyle seyrettik. Öyle kötü bir his ki anlatamam. Tüm gece süren çalışmalarla yangın söndürüldü ama o sırada Bursa yangın haberi geldi. Dediğim gibi biri bitiyor biri başlıyor üzüntülerin..

Aşırı bir sıcak var Marmara Bölgesi bile böyleyse diğer yerleri düşünemiyorum. Her gün 40 dereceye kadar ısı çıkıyor, nem zaten öyle fazla ki anlatamam.Çarşıya dahi çıkamıyorum gidemiyorum işlerimi yapmak için.


Cumartesi sabah erkenden taşıma şirketiyle eşyalarımı Çerkezköy'e gönderdim. Bir hafta annemlerde kalarak dinleneceğim dedim çünkü sonrasında baya yorucu ev yerleştirme olayı var. Eşya elemek, düzenlemek, kolilere koymak da çok yorucuydu. Vücudum isyan etmeye başladı; kollar ve bacaklarımda uyuşmalar, karıncalaşmalar başladı. Biraz mola vermem gerekiyor. İşler yoluna girmeden gideyim bir tatil yapayım da içimden hiç gelmiyor ve evde vakit geçiriyorum tüm gün.




Allahtan annemlerin evi denize nazır :)

Sabah balkonda ailece -annem, babam, ben ve kızım - kahvaltı yapıyoruz. Bu taşınma sayesinde bakın ne güzel hep dip dibe olduk diyorum bizimkilere. Ama bana çaktırmasalar da üzgünler.. Hep beraber yaşamışken bunca yıldan sonra nereden çıktı bu gurbet demeseler de üzüldüklerini biliyorum. İnsan yine de kendi düzenini arıyor, kendi eşyalarını, kendi ritmini..Ama bize de iyi geliyor; kızımla kendimizi annemle babamın o yumuşak şefkatli kollarına bırakmak.



Anne evinde zaman tatlı tatlı geçiyor. Kitaplarımı okuyorum, balkonda dinleniyorum. Çarşıya bile gitmiyorum, hiç yürümez, gezmez oldum. Halbuki yazın gelmesini bisikletle gezmeyi, sabah yürüyüşleri yapmayı hayal ediyordum çalışırken. Öyle yorulmuşum ki içimden hareket etmek gelmiyor. Sabahları balkonda oturup denizi içime dolduruyorum uzun uzun. Çerkezköy'de çok özleyeceğim biliyorum.




                             Geçen gece facia bir olay yaşadık. Yine annemle balkonda oturuyorduk gece saat 11e doğruydu. Annemin evi sahilde olduğundan gelen giden çok oluyor, insanlar vızır vızır. Birden bağrışlar duyduk ve yirmi metre ötenizde o kalabalıkta cinayet işlendi. Kızını sahilde döverken başka bir adam uyarmış niye böyle yapıyorsun diye. Adamla tartışmışlar ve bunu unutmamış öldüren. Ertesi gece karısıyla yürüyüş yaparken onca insanın içinde bıçaklamış. Bizde o bağrışları duyduk. Baktığımda bekçiler adamı etkisiz hale getirmeye çalışıyorlardı. Elinde koca bıçakla oradan oraya koşuyordu. Ve 35 yaşında iki çocuk babası bizimde bildiğimiz pırıl pırıl bir adam olay yerinde vefat ettti.
Tüm kasaba şoktayız. Öyle çok olay olmaya başladı ki artık ne olduğunu bilmiyorum bu insanlara.



                    Temmuz 29. Böyle aşırı sıcakların olduğu temmuzun son günlerinde tam 21 yıl önce kızım doğdu. Artık yetişkin bir kızım var ve her sene buna inanamıyorum. Onca emekle, sevgiyle, güzellikle büyütmeye çalıştığımız çocuğumuz artık bir yetişkin. Ama ben hala ona bebek muamelesi yapıyorum :) Ara ara kızsa da bana o da seviyor bu ilgiyi. Şükürler olsun ki bu yaşlara kadar sağlık ve mutlulukla geldik.
Kızıma doğum gününde ne yapalım diye sorduğumda isteklerde bulunmuyor. Planladığım şeylere hep uyum sağlıyor. Bu konu da babasına çekmiş, çok uyumlu bir kızdır. Ben mesela çok arıza çıkarırım, kafama yatacak çoğu şey öyle uyarım.
              Doğum günü sabahı karşı kıyıda ki kasabaya gitmeye karar verdik. Hem sabah serinliğinde vapur gezisi yapacaktık hem de kahvaltıyı şöyle deniz kenarında keyifle yapacaktık. Sabah 8 vapurunda tatlı tatlı süzülen vapurdaydık.



                          Yarım saatte Hereke'ye geldik. Burayı çok severim. Küçük bir sahil beldesi. Son yıllarda yürüyüş yolları, ağaçlar, heykeller ile deniz kenarı da çok güzel oldu. Balıkçı restoranları, çay bahçeleri, piknik masalarıyla tam keyif merkezi.


Vapurun yanaştığı iskele yanında beyaz bir köşk bizi karşılıyor. Bu 1898 yılında İmparator Kaiser 2. Wilhelm'in Hereke ziyareti için yapılan köşk. Denize paralel olarak inşa edilen köşk Yıldız Sarayı Marangozhanesinde parçalar halinde üç haftada üretilip deniz yoluyla buraya getirilmiş. İç mekan duvarları ve tavan kalem işleriyle süslü. İçinde ki halılar, perdelik kumaşlar ve ipek döşemeler hepsi Hereke'de üretilmiş. 
Daha önce içini gezdiğimden tekrar gezmiyorum. İsteyenler 35.tl gezebilir.


                          Tarihi merkez camiyi de gezdikten sonra deniz kenarında bir çay bahçesinde kahvaltımızı yapıp martıları, balıkları seyrettik. 
   


                         Dondurmamızı alıp sıcak falan demeden kaleye doğru tırmanışa geçtim. Kızım gelmeyip beni ağaçların gölgesinde bekledi. 2021 yılında restoresi tamamlanan Bizans kalesi küçük ama çok güzeldi. O sıcakta fenalık geçirmeye ramak kalmışken kalenin esen rüzgarına kendimi bırakıp kitabımı çıkardım okudum, okudum. İlk önce kafesinde otururken zeytin ağaçlarının gölgesini farkedip elime sodayı alarak çimlerin üzerinde oturdum uzun süre.



                           Buradan aşağı merkeze inerek tren istasyon durağını gezerek sahil heykellerine bakarak tekrar Halı üretim merkezine geçtim.




                        Hereke halısı meşhur, Dolmabahçe ve Yıldız sarayında da bulunuyormuş. Bir metre karesinde milyon düğüm varmış. Halı müzesi ufak ama çok değerli bilgiler edineceğiniz bir yer. Hereke halısında işlenen temalar ilgi çekici. Hayat ağacı, Hereke şehri vb. Bir kaç kadın halı dokumaya devam ediyor, biraz durarak izledim ama öyle güç bir iş ki. Canım kadınlar yine üretiyor, güzelleştiriyorlar..


                            Dönüşte pastaneye uğrayıp pastamızı alıyoruz. Akşama kızımın arkadaşları gelip kutlama yapacağız çünkü. 
Güzel bir hafta geldi geçti böylece. Çok sevdiğim kaktüsleri arkadaşlarıma, kaktüs sevenlere dağıtıyorum çünkü bu kadar çok çiçeği götüremem. Yaz başı ektiğim kudret narları meyvelerini verdi. Ben balın içine koyuyorum ve her sabah aç karnına bir kaşık yiyorum. Çok faydası olduğu söyleniyor, özellikle mide ağrılarına karşı...
                                             Mutlu Ağustoslarımız olsun!






14 yorum:

  1. amanin yaa güvenliğimiz de kalmadı. bunun dışında hoş haberler yine :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok fena oldu artık bu küçücük kasabada bile bunlar
      oluyorsa ...

      Sil
  2. Aferin size, öyle güzel örneksiniz ki cümlemize, yaşamak sizinki gibi olur ve yazmak tabii ki, fotoğraflarınla birlikte her zaman enfes bir fotoroman yazıyorsun. E okur da odun olmadığına göre her seferinde tadını çıkarıyor tabii ki:) Bunca güzelliğin içinde cinayetten söz etmek istemedim bu arada...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında biz bloggerlar burada birbirimize benziyoruz, ortak özelliklerimiz çok fazla o yüzden örnek olmak ne demek, hepimizde bu duygular zaten var.
      Keşke farklı kesimler okusa, gençler okusa şu blogları. Her birimizde gizli
      misyonlar var, güzellikler var. Blogların çok öğretici olduğuna da inanıyorum. Ne yazık ki gençlerin çoğunluğu saniyelik ekran kaydırmalarla uğraşıyorlar.Başka alanlarda başka mecralarda onlar.
      Bizde burada bir avuç insan içimizi döküyoruz işte, ona da şükür :)

      Sil
  3. Müthiş dolu bir yazı yazmışsın Buketciğim <3
    Gözünüzün önünde yaşanan kötü olay için üzgünüm, inan artık insanlar sokağa çıkmaktan, birini bir konuda uyarmaktan imtina etmeye başladı. Kimin ne olduğunu, psikolojik bir rahatsızlığı olup olmadığını bilemiyorsun. Her yeri şiddet bürüdü :(
    Umarım bir an önce yorgunlukların sona erer ve keyifle dinlenirsin.
    İnstada Hereke gezini gördüm, çok keyifli görüntülerdi.
    Kızını yeni yaşı için kutlarım, önüne güzel kapılar ve iyi insanlar çıksın hep inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Momentos içten dileklerin için..

      Sil
  4. Merhabalar.
    Yangınlar hepten kötü, ama orman yangını denince ben daha kötü oluyorum. Geçmiş olsun, sizin de kasabanın dağlarında ormanda yangını çıkmış, bereket fazla yayılmadan söndürülebilmiş. Tekrar geçmiş olsun.

    Bakın, insanlarımız dışarıda çok pisler. Evlerinin içine gösterdikleri temizlik titizliğini, dışarıda göstermiyorlar. Geçmişte bizler de birkaç kez piknik yaptık, önce başkalarının bıraktıkları çöpleri temizlemek zorunda kaldık. Ama bizim piknik bitince bulduğumuz gibi değil, temizlediğimiz gibi bıraktık. Bizler kıyamayız.

    Çok güzel bir Cuma paylaşımı olmasına rağmen, üzücü orman yangınları nedeniyle buruk kaldık.

    Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey,
      Dediğiniz gibi bir yere oturmaya, pikniğe falan gittiğimizde hatta kamp yapmaya karavanla parkettiğimizde hemen etrafı temizliyorduk bizde. Zaten çöp
      atma, çöp bırakma huyumuz hiç yok. Tertemiz ortam bırakıp ayrılıyoruz her yerden.
      Keşke şunu herkes yapsa, bu bilince ulaşsak toplumca..

      Sil
  5. Nasıl olur ya gözünüzün önünde...... Çok acı. Elinde bıçak beklemiş adamı ha... İnşallah çocuklarının önünde olmamıştır bu acı olay :( Ben haber okumadığım için etkilendim, modum değişti.. Yazının geri kalanına odaklanamadım pek.
    Çöp konusuna ben de çok takıyorum, uyarıyorum, bir gün de beni böyle bıçaklayacaklar..
    Pelin'e mutlu yıllar dilerim, 21 demek vay be.... Ne güzel birlikte olmanız..
    Taşınmayı keşke uzun yazsan, nasıl oluyor neler yapıyorsun merak ediyorum..... Umarım çok yormazsın kendini (benim bloğa yazmışsın, ben de sana yazdım bak).. Kolay gelsin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artık böylesine kötü olaylar kapı önümüzde olmaya başladı. Nerden nereye.. Bir zamanların huzurlu ve az nüfuslu kasabası ne hallere geldi. Haberleri görsen Türkiyede her gün kadın cinayeti, kedi köpek dövüp öldürenler, ahlaksızlık ne diyeyim her çeşidi var. Öyle bir işkence ki bunlar arasında yaşamak.
      Taşınma işini yarın cuma yazımda paylaşacağım keza çok yorulduk.Bir haftadır hep bir koşturmaca.

      Sil
  6. Belated wishes for your daughter. Looks like it was a wonderful birthday. I am just like you when it comes to being outside. Just told my husband the other day that I often hate walking in our neighborhood because of all the trash. Why can't people just use all the garbage bins that are readily available everywhere? Instead, people clean out their cars from trash and tissue and cigarettes and litter the environment. It's so depressing. Where is the care and concern for their surroundings and how others feel? Why go to enjoy the park or beach if you are going to leave all your crap behind? I'll never understand. And I'm also overwhelmed by noise pollution and angry that the malignancies of racism and supremacism and barbarism that plague the world because of evil buffoons in suits and ties. Sorry to hear about the fires around you and the terrible murder. Some people hold so much anger inside of them and lose a grip on all common sense and decency when the slightest incidents occur. I stay home and craft and read books, especially during the heat of the summer. Good luck with the move. Take care.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Thank you very much for visiting my blog, Tammy..

      Sil
  7. Buket, ağustos biraz serinlikle geldi, inşallah böylece de bitsin artık bu yaz, yangınsız, afetsiz.
    Memleketin haline dertlenmekten, her kötü olayda üzülmekten bi hal olduk. Çok üzüldüm senin anlattığın acı olaya da..
    Senin postların da tam hayatın içinden, her şey var ama en çok güzel fotoğraflar, umut veren görüntüler, güzellikler. Çerkezköy'den de bekliyoruz sonraki zamanlarda.
    Pelin'in ömrüne bereket olsun, Rabbim hep iyilerle karşılaştırsın kuzularımızı..
    Gezdiğin gördüğün ve yediğin, içtiğin hep bizimle paylaşmalı olsun, iyi ki varsın Buket :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi ki sen de varsın Esen, enerjin ve renkli hayatının pozitifliği bize de
      geçiyor. Güzel dileklerin için çok teşekkür ederim..

      Sil

Son Ağustos Çıkışı

                    Ağustosu da bitiriyoruz farkında mısınız?                  Günler günleri kovaladı, yaz bitiyor ve üzerimizde ki sıcakla...