Bir seyahatimizin sonunda evde dinlenmeye çekilmişken sıcağı sıcağına zihnimde kalanları paylaşmak istiyorum. Sömestri tatilinde bu yıl ne yapsak diye düşünürken uygun bir uçak bileti bulunca rotayı daha önce hiç gitmediğimiz Makedonya'ya çevirdik. Kışın Balkanlar nasıl olur, o soğukta gezilir mi gezilmez mi diye hiç düşünmedik. Çünkü her şartta gezmeyi seviyorum. Soğuk ya da sıcak hava bizi engellemez hatta kar yağsa diye de çok dua ederim. Bu ocak ayı ne yazık ki tüm Avrupa'da ılık geçiyor. Gittiğimizde Balkanlar çok soğuk değildi, hava sıcaklığı 6 derece civarında olmasına rağmen hiç yağışa yakalanmadık.
On gün süren seyahatimizin ilk beş günü Üsküp'te kaldık. Daha sonra Kosova'ya geçtik. On gün boyunca genelde turlar tüm Balkan ülkelerini geziyor ama ben koşturmayı sevmiyorum. Bir şehre gidince en azından dört gün kalacağım. Tamam Üsküp, Kosova'da bu kadar gün kalmaya gerek yok ama olsun. Gitmişken her sokağını gezmek, acele etmemek, keyifle şehri yaşamak isterim. Bu kez de böyle oldu.
Ne yazık ki Üsküp'te sigara içme sorunu var genelde. Bu apartman dairesine de girdiğimizde yoğun bir sigara kokusu vardı. Sahibi de bizimleydi, niye böyle deyince 'camları açıverin' demez mi?
Gece gündüz havalandırdık ama öyle sinmişti ki, bu benim için kabus oldu. Çamaşır makinesi vardı, her şeyi yıkadım, bu da benim manyaklığım işte ne yapayım 😀
Ertesi gün ev sahibesi gönül alma bir paket çikolata getirdi ama nafile 😃 Yine de keyifli kahvaltılar yaptık pencere önünde, çaylarımızı demledik, mahalleyi seyrettik. Apartman içi de çok güzeldi, 80liyıllardan kalma, bol pencereli ve bitkili..
Makedonya’nın başkenti Üsküp yüzyıllar boyunca Osmanlı himayesinde kaldığı için Balkanların önemli bir şehri. Bu nedenle şehirde Osmanlı dönemine ait birçok eser ve yapı bulunuyor. Osmanlılardan sonra uzun süre Yugoslavya sınırlarına dahil olan Makedonya’nın 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesiyle Üsküp’te modernleşme çalışmaları başlamış.
Özellikle Vardar Nehrinin üzerinde ki asırlık Taş Köprü şehri hem yaşayış hem de farklı din gruplarına göre ikiye ayrılmış mahalleleri birbirine bağlıyor.
Şehrin ortasından geçen Vardar Nehri Yeni Üsküp ve Eski Şehir olarak şehri ikiye ayırıyor. Yeni Üsküp bölgesinde heykeller, yüksek binalar ve geniş caddeler bulunurken; Eski Şehirde tarihi yapılar, camiler yer alıyor.
Üsküp, Makedonya’da ve uluslararası alanda Skopje ismiyle anılıyor. Şehirde çoğunluğu Makedonlar olmak üzere; Arnavutlar, Türkler ve Romenler bir arada yaşıyor.
2. Türk çarşısının taş yollarında yürüyün, dükkanları inceleyin..
3. Davud Paşa Hamamı, Çifte Hamam; Murat Paşa Camisi, Arasta Camisi ve İshak Bey camilerine girin gezin, namazlarınızı kılın..
4. Öğle ve akşam yemeklerinde köfte ve güveçte kuru fasulye yiyin
5. Ücretsiz olan Üsküp Kalesi’ne çıkın ve şehri izleyin ..
7. Makedonya Meydanı’nı, Rahibe Teresa Evi’ni, Konstantin&Elena Ortodoks Kilisesi’ni gezin
8. Skopje Merak restoranda yerel lezzetlerin tadına vararak güzel bir akşam yemeği yiyin.
Evlâd-ı Fâtihân’a onun yadigârıdır.
Fîrûze kubbelerle bizim şehrimizdi o;
Yalnız bizimdi, çehre ve rûhiyle biz’di o.
Üsküp ki Şar Dağı’nda devâmıydı Bursa’nın.
Bir lâle bahçesiydi dökülmüş temiz kanın.
Üç şanlı harbin arş’a asılmış silâhları
Parlardı yaşlı gözlere bayram sabâhları.
Ben girmeden hayâtı şafaklandıran çağa,
Bir sonbahârda annemi gömdük o toprağa.
Hulyama âhiret gibi nakşetti varlığı.
Vaktiyle öz vatanda bizimken, bugün niçin
Üsküp bizim değil? Bunu duydum için için.
Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir!
Ayrılmanın bıraktığı hicrân derindedir!
Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene,
Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder