1 Şubat 2025 Cumartesi

ÜSKÜP'TEYİZ

                  Bir seyahatimizin sonunda evde dinlenmeye çekilmişken sıcağı sıcağına zihnimde kalanları paylaşmak istiyorum. Sömestri tatilinde bu yıl ne yapsak diye düşünürken uygun bir uçak bileti bulunca rotayı daha önce hiç gitmediğimiz Makedonya'ya çevirdik. Kışın Balkanlar nasıl olur, o soğukta gezilir mi gezilmez mi diye hiç düşünmedik. Çünkü her şartta gezmeyi seviyorum. Soğuk ya da sıcak hava bizi engellemez hatta kar yağsa diye de çok dua ederim. Bu ocak ayı ne yazık ki tüm Avrupa'da ılık geçiyor. Gittiğimizde Balkanlar çok soğuk değildi, hava sıcaklığı 6 derece civarında olmasına rağmen hiç yağışa yakalanmadık. 

              On gün süren seyahatimizin ilk beş günü Üsküp'te kaldık. Daha sonra Kosova'ya geçtik. On gün boyunca genelde turlar tüm Balkan ülkelerini geziyor ama ben koşturmayı sevmiyorum. Bir şehre gidince en azından dört gün kalacağım. Tamam Üsküp, Kosova'da bu kadar gün kalmaya gerek yok ama olsun. Gitmişken her sokağını gezmek, acele etmemek, keyifle şehri yaşamak isterim. Bu kez de böyle oldu.


                 Otel yerine küçük bir apart daire seçmiştik. Merkeze yakın, ikea mobilyalarıyla döşenmiş küçük bir daireydi. Çok katlı olmamasına dikkat ederim her zaman. Çünkü deprem ve yangın fobim vardır yıllardır. (Son yaşadığımız o yangın olayında o kadar üzüldüm ki anlatamam ) Zaten bu fobi nereye gitsem varken bir de bunun gerçekleştiğine şahit olmamla anksiyetem on kat arttı. Apartman 5 katlıydı ki bu bile benim için çok yüksek. Fotolarından daha az katlı olduğunu sanıyordum, biz de 4. katındaydık.

                  Ne yazık ki Üsküp'te sigara içme sorunu var genelde. Bu apartman dairesine de girdiğimizde yoğun bir sigara kokusu vardı. Sahibi de bizimleydi, niye böyle deyince 'camları açıverin' demez mi?

Gece gündüz havalandırdık ama öyle sinmişti ki, bu benim için kabus oldu. Çamaşır makinesi vardı, her şeyi yıkadım, bu da benim manyaklığım işte ne yapayım 😀

Ertesi gün ev sahibesi gönül alma bir paket çikolata getirdi ama nafile 😃 Yine de keyifli kahvaltılar yaptık pencere önünde, çaylarımızı demledik, mahalleyi seyrettik. Apartman içi de çok güzeldi, 80liyıllardan kalma, bol pencereli ve bitkili..


                       Üsküp heykeller şehri olmuş. Bu heykellerin yapımı için para alınmış Avrupa Birliğinden ama bu kadar paranın bunların yapılışına harcamayı onaylamayan bir kesimde olmuş. Köprü boyunca ve sokaklarda çeşitli heykeller var. Özellikle köprüdekiler turistleri hemen çekiyor.


               Makedonya’nın başkenti  Üsküp yüzyıllar boyunca Osmanlı himayesinde kaldığı için Balkanların önemli bir şehri.  Bu nedenle şehirde Osmanlı dönemine ait birçok eser ve yapı  bulunuyor. Osmanlılardan sonra uzun süre Yugoslavya sınırlarına dahil olan Makedonya’nın 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesiyle Üsküp’te modernleşme çalışmaları başlamış.

Özellikle Vardar Nehrinin üzerinde ki asırlık Taş Köprü şehri hem yaşayış hem de farklı din gruplarına göre ikiye ayrılmış mahalleleri birbirine bağlıyor. 

Şehrin ortasından geçen Vardar Nehri Yeni Üsküp ve Eski Şehir olarak şehri ikiye ayırıyor. Yeni Üsküp bölgesinde heykeller, yüksek binalar ve geniş caddeler bulunurken; Eski  Şehirde tarihi yapılar, camiler  yer alıyor.

Üsküp, Makedonya’da ve uluslararası alanda Skopje ismiyle anılıyor. Şehirde çoğunluğu Makedonlar olmak üzere; Arnavutlar, Türkler ve Romenler bir arada yaşıyor.




                  Burada ki kalışımız beş gün olunca uzun uzun sokaklarda gezdik dolaştık.


                                                 Üsküp'te neler yapalım;

1. Şehrin en eski köprüsü Taş Köprü’ye gidip Vardar Nehrini seyredin..

2. Türk çarşısının taş yollarında yürüyün, dükkanları inceleyin..

3. Davud Paşa Hamamı, Çifte Hamam; Murat Paşa Camisi, Arasta Camisi ve İshak Bey camilerine girin gezin, namazlarınızı kılın..

4. Öğle ve akşam yemeklerinde köfte ve güveçte kuru fasulye yiyin

5. Ücretsiz olan Üsküp Kalesi’ne çıkın ve şehri izleyin ..




6. Mustafa Paşa Camii’ni de görüp nehrin karşı kıyısına geçin


             7. Makedonya Meydanı’nı, Rahibe Teresa Evi’ni, Konstantin&Elena Ortodoks Kilisesi’ni gezin

            8. Skopje Merak restoranda yerel lezzetlerin tadına vararak güzel bir akşam yemeği yiyin.



9. Kuru fasulyelerin yapıldığı süslemeli güveçlerden satın alın..
10. Karnınız acıktığında fırınlardan börek alarak açlığınızı bastırım. Her lokantada çok lezzetli olan köftelerden mutlaka yiyin.



         

  11. Sultan Murad Camii’ne ve Osmanlı Saat Kulesi’ne de uğrayın.

                  12. Teleferikle Vodno Dağı’na çıkın , dünyanın en yüksek ikinci haçı olan Milenyum Haçı’na çıkıp şehri buradan seyredin.



                                   13. Soğuk havada biraz ısınmak için kafelere girip sıcak bir kahve içip yerel lezzet triliçenin tadına bakın. Şöyle bir gerçekte var, neredeyse tüm kafelerde sigara içiliyor. Biz Mulliri'de oturabildik, sigara dışarı da içiliyordu. 
                               14. Yerel kıyafetleri inceleyin..




                     15. Eski Türk çarşısında sıra sıra minik dükkanları ziyaret edin, objeleri inceleyin, ayak üstü yiyeceklerin tadına bakın..
16. Vakit namazları geldiğinde minarelerden gelen ezan sesini dinleyip kendinizi evinizde gibi hissedin, yüzyıllık camilere girip o manevi havayı hissedin..




17. Şehirde bulunan kiliseleri, Rahibe Teresa Evini ziyaret edin..



                      18. Türk Çarşısının sonunda bulunan pazarda gezin, ucuz bir şeyler bulma garantili..



19. Brütalizm temsil eden postane binasını görün..



                  20. Şehre çok uzak olmayan Matka Kanyonuna gidin, doğanın güzelliğine şahit olun,..


Velhasıl buraya en fazla iki gün yeter denen Üsküp'te biz dolu dolu beş gün geçirdik. Gece gündüz yürüdük, sokakları arşınladık resmen. Leziz yemekler yedik, yorulunca kahveler içtik, Yahya Kemal'in izini de sürdük bu şehirde. 
Şöyle bir şeye de tanık olduk , şehir de çöp olayı çok fazla. Bizden daha çok çöp atanlara rastlayacağımı düşünmemiştim Avrupa'da. Bu kadar az nüfuslu bir ülkede her köşede atık, çöp görmek şaşırtıcıydı. Hele sigara olayı bizim yıllar önce ki halimiz. Minibüslerde bile sigara içiyorlardı. 




Son olarak burada günbegün çekip hazırladığım videomu da buraya koyuyorum.
Bundan sonra ki rotada buluşmak üzere!
Bir Yahya Kemal şiiriyle bitiriyorum..


Üsküp ki Yıldırım Bâyezıd Han diyarıdır,
Evlâd-ı Fâtihân’a onun yadigârıdır.
 Fîrûze kubbelerle bizim şehrimizdi o;
Yalnız bizimdi, çehre ve rûhiyle biz’di o.
 Üsküp ki Şar Dağı’nda devâmıydı Bursa’nın.
Bir lâle bahçesiydi dökülmüş temiz kanın. 
Üç şanlı harbin arş’a asılmış silâhları
Parlardı yaşlı gözlere bayram sabâhları.
 Ben girmeden hayâtı şafaklandıran çağa,
Bir sonbahârda annemi gömdük o toprağa.
İsâ Bey’in fetihte açılmış mezârlığı
Hulyama âhiret gibi nakşetti varlığı.
 Vaktiyle öz vatanda bizimken, bugün niçin
Üsküp bizim değil? Bunu duydum için için.
 Kalbimde bir hayâli kalıp kaybolan şehir!
Ayrılmanın bıraktığı hicrân derindedir!
 Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene,
Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÜSKÜP'TEYİZ

                  Bir seyahatimizin sonunda evde dinlenmeye çekilmişken sıcağı sıcağına zihnimde kalanları paylaşmak istiyorum. Sömestri tat...