10 Ocak 2025 Cuma

Cuma Geldi!

                    Mustafa Kutlu Kalbin Sesi Bir Hicret Risalesi'nde şöyle diyor:

"Gün gelir hakikate giden yola barikatlar kurulur. Bu defa sorulan soru şudur: ‘Ne yapmalı?’
 
Önce niyet edeceğiz, ardından kalbin sesine uyarak sonsuzluğa yöneleceğiz. Üç hakîmin hükmünde hata aranmaz: Kalbin, kaderin, ölümün.
 
Aramak vazifedir. ‘Aramakla bulunmaz fakat bulanlar ancak arayanlardır’ denilmiş. İnanmak ve sevmek şart… Arayışta esas olan samimiyettir. Kendini belli eden sanattan, nümayişçi ahlâktan ve kendine güvenen ibadetten uzak durmalı. Hakikatın-hayrın-güzelliğin ardına düşüp; gayret bizden, tevfik Allah’tan demeliyiz.
 
Ey kalbi olanlar!
Ümit ve korku arasında bulunanlar!
Takva sahipleri için zaman yok hükmündedir. Her an her şey olabilir!
Allah bes, baki heves.”

Mustafa Kutlu okumak her zaman iyi gelmiştir. Toprağa, doğaya, insanın özüne dönüşü ister, modernizmden kaçar, iyilik güzellik gerçek hakikati bulmak için yukarıda ki gibi temennisi vardır. Dünyevi sorunlardan, gündelik telaşeden kaçmak için çok Kutlu okurum. Hikayeleri Çehov'un yerli versiyonu gibi gelir. 





                           Yeni yılın ilk arkadaş kahvaltısını bu cumartesi günü yaptık. Hem de bu yılın ilk doğum gününü kutladık. Güzel bir sofranın çevresinde güzel bir kahvaltıyla başlayan günümüz sohbetle uzadıkça uzadı. Benim hediyemi tanıdınız değil mi  💛


         Pazar günü de başka arkadaşlar bağ evimize geldi. Beraber geçirilen saatler çok kıymetli. Ama böyle güzel kareleri görüp sorunsuz olduğumuzu sanmayın. Her grupta olduğu gibi meseleler oluyor. Mesela bu hafta içi arkadaş grubumuzda yazışmalarımız sırasında can sıkıcı bir olay yaşadım. Ülkemizde var olan gruplaştırma, mutlaka bir kesime mal etme özelliği artık en küçük bir olayla ortaya çıkıyor. Bana da hemen haksız bir yakıştırma yapıldı. Bunu yapan da yıllardır arkadaşım. 
Böyle zamanlarda grupta ki diğer insanlar hiç meseleye karışmıyor. Hatta birilerini devamlı alkışlayanlar yine yandaşlığını koruyorlar. Meselenin ne olduğu değil, egoların her daim ortada olması mevzu. Çok da üzülmüyorum böyle durumlarda, artık olgunluğun getirdiği bir umarsamazlık mı desem kendimi sadece geri çekiyorum. İnsanlara çok da kıymet vermemeyi öğreneli yıllar oldu.
Biz yolumuza bakalım!


Pazartesi ile koşturma başlıyor. Hava tam aydınlanırken yollara çıkıyorum. Gökyüzü bana oyunlar oynuyor yine. Bahar havası sanki.. Sabah ayazı var evet ama gök öyle ışıl ışıl ki günün tatlı geçeceğini anlıyorum.

              
                     Okul için minibüs beklerken de seyrediyorum gökyüzünü, köy yolunda minibüsle sarsıla sarsıla giderken de.


                          

    
                      Okula gelince sabah çayımı alıp çocukları karşılıyorum. Biraz gece ne yaptıklarından konuşuyoruz. Ah şu çocuklar! Hepsi öyle güzel ailelerini temsil ediyor, onların davranışlarını sergiliyor ki bunu aslında tüm büyüklerin farkedip çok özenli olmaları gerekiyor çocuklarla birlikte oldukları tüm zamanlarda.
Okulumuzda sadece üç gün çalışan hizmetli var. Ahçı falan da yok tüm işleri kendim yapıyorum genelde. Ayraç satışından kazandığımız parayla yiyecek içecek ve karne hediyesi aldım. 
Bu hafta pizza, pasta etkinlikleri yaptık sınıfta.




                            Okul çıkışı minibüsü beklerken sabit durmuyorum. Mutlaka köy içinde yürüyorum. Artık arabayı nerede yakalarsam.Bir kaz sürüsü var, ne zaman beni görseler sürü halinde üzerime geliyorlar ama onları da görmeden yapamıyorum.



                       Bu hafta boyunca okuduğum iki kitap. Kitapseverler, okumayı baş tacı edenler mutlaka Dursun Gürlek'in Çınaraltında Kitap Sohbetlerini okumalılar. Kültürümüzde ki kitabın yeri, kitaplara önem veren o değerli insanları öğrenmeliyiz. Gerçekten sohbet tadında yazılmış bu kitap.
Diğer kitap arkadaş hediyesi Cennetten Kaçan Sokak.  Matematik dahisi aspergerli bir çocuğun serüveni. Aslında tam filmlik bir kitap, seri halde okunuyor.




Cristian Mungiu filmleri izlediniz mi hiç?
Romanyalı yönetmenin bulabildiğim bu filmlerini tüm hafta boyunca izledim ben de. Toplum ve insan ilişkilerini, sorunlarını, gelişmekte olan bir ülkenin zengin topraklarına gitme hayalinde olan insanların meselelerini öyle gerçekçi anlatıyor ki. Zaten konular ve olaylar çok bildik farklı bir ülke de olsa.


Evde dinlenme saatlerim..


  Bu hafta anlatacağım örnek insan işte bu taşıtın sahibi. Çok da tanımıyorum ama sabahları gidip gelirken rastlıyorum. Bu arabayla taşımacılık yapıyor. Sabahın erken saatlerinde arabasının yanına sandalyesini koyup elinde çay uzun uzun seyrediyor ekemek teknesini. Bu aracın temizlğini yakından görmelisiniz. Nasıl tertemiz her köşesi, pırıl pırıl.  İşini de özenle yaptığından eminim.



                             Çarşamba günü halamı ziyaret ettim. Seksenini geçmiş ve yalnız yaşayan halamın çok özenli bir dünyası var. İlk önce eşini sonra da yanına alıp beraber yaşadığı annesini kaybetti ve 20 yıldır da yalnız yaşıyor. Bir kızı var ama o Adapazarında yaşıyor. Pire gibidir, hareketten işten güçten kaçınmaz, yaşamak zor gelmez ona. ( kız halaya çekermiş ) İşten güçten fırsat buldukça ziyaret ederim onu. En sevdiği menekşeleri gösteriyor bana.


                        Perşembe günü okuldan minibüsle kasabamıza geldim. Farklı bir yoldan yürümek için önce indim. Ara mahallelerden geçerken daha önce görmediğim bu camiye rastladım. Hemen içine girip gezdim, kimse yoktu ve öyle huzurluydu ki anlatamam.


        Asırlık camiler iyi ki var. O eski ahçap ve taşlar iyi ki konmuş bu tür camilere. Estetik bile farklı bir şekilde varmış o zamanlarda.



                     Aile grubumuza kardeşim babamla sahilde oturup çay içtiklerini yazmış. Tabi annemin haberi bu mesajı okumasıyla oluyor. Çünkü babam genelde free takılır. Şöyle annemi alıp bir yerlere götürme, bir şeyler içme adeti yoktur. Ya kendi gider ya da devamlı odasında oturur. Eski adamlar bir değişik vesselam. Hadi şimdi bu bir kez olsun, kadınların ne yapacağını tahmin edebiliyorum. Biz küçükken de hep beraber bir yerlere gitmişliğimiz yoktur hele seyahat, tatil hiç görmedik. Belki şimdi bu yüzden bu kadar çok geziyorum.
Neyse annem bunu öğrenince üzüldüğünü anladım. Kaç sene geçmiştir babamın bu huyunu kabullenememiştir. Babama söylemiş, konuşmuş etmiştir ama sonuç aynı. Bir iki kez çıkmışlardır yürüyüşe mesela, koştura koştura gidip gelmişler, annemin de burnundan gelmiştir.
Hemen annemi aradım. Okuldan çıktım, sen de hazırlan bu havayı kaçırmayalım, sahilde bir yürüyelim dedim. Annem de gezmeyi çok sever. Tamam dedi buluştuk. 
hava 18 dereceydi, nasıl ılık ocak ayında dışarı da oturduk çay içtik, dertleştik. Biraz babamı da çekiştirdik mecburen :)


Ve gün biter. Herkese evlerine dönmeye başlar. Evimizi bir de bu açıdan yakaladım dün. Kızımın doğomuyla ektiğim minik çam ağacım bize sarılmış durumda, çok seviyorum!
                                     Günün duasıyla bitireyim o zaman, hayırlı cumalar 💚


Ey Rabbim! Göğsüme genişlik ver.

(Tâ-Hâ, 20/25)






















18 yorum:

  1. Hiç bitmese bu yazılar, sayfalarca okusam, ne güzel içim ferahladı. Duaya bir amin de benden o zaman.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim , Allah ömür verdikçe yazarım umarım

      Sil
  2. 🥰 teşekkürler. Her şeyi yerli yerince yapmaya çalışmana gıpta ediyorum hep. Seni daha çok okumam lazım motive olmak için. Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten yerli yerinde yapıyor muyum bilmiyorum ama hiç sıkılacak
      zaman bulamıyorum. Hep zihnimde yapılacak işler, uğraşlar var. Bundan da çok memnunum. Çoğu insan hatta emekli olunca bak sıkılırsın diyor ama
      hiç sanmıyorum. Enerjim varken daha da değişik şeyler yapmak
      isterim. Allah kısmet eder İnşallah yaşar görürüz..

      Sil
  3. Ah Buketciğim, göğsümü genişleten yazı ve fotoğraflarını izlemek-okumak harika. <3
    Filmler ve yönetmeni ilgimi çekti, hiç duymadım, internette bakacağım.
    Eski adamlar aynen dediğin gibi annen üzüleceğine çıksın gezsin sokaklarda, nasıl ferahlar yüreciği bir bilse. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzlemelisin bu romanyalı yönetmenin filmlerini, konular hep tanıdık. Hayatın
      içinden. Ben çok sevdim. Anneme ben de öyle diyorum. Allahtan annemi
      engellemiyor oraya buraya gitme diye. Bana dokunmayın ne yaparsanız yapın diyor işte :)

      Sil
    2. Mezuniyet' i izledim, çok iyiydi. Yönetmeni sevdim ve diğerlerini izleyeceğim. Teşekkürler canım.

      Sil
  4. mezuniyet, çok sevdiğim filmlerden, çınaraltı kitabını okuyayım. italyan filmleri sofraları gibiii :)

    YanıtlaSil
  5. Arayışta esas olan samimiyettir.
    Mustafa Kutlu okumak istedim bir an..
    Böyle birbirinde toplanıp sohbet eden arkadaşların olduğu için şanslısın.
    Halaya maşallah, Allak sıhhet uzun ömür versin.
    Dursun Gürlek ilk defa duyduğum bir yazar kütüphaneye bir bakayım.
    Sana bıcırıklarla güzel bir hafta diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mustafa Kutlu sanırım sen okumuştun daha önce. Öyle hatırlıyorum
      paylaşımlardan. Arkadaşlarla sohbet, oturup bgir nefes almak çok
      iyi geliyor. Ara ara sorunlar olmuyor değil ama insanız işte bu da
      normal :)

      Sil
    2. Evet Mustafa Kutlu okuyorum ama bahsettiğin kitabı okumadım, sipariş verdim hemen.

      Sil
  6. Gerek Mustafa Kutlu'nun yazısı gerek dua ve paylaştığınız her şey o kadar hayatın içinden ve o kadar tatlı ki :) İçimi ferahlatıyor. İyi ki yazıyorsunuz ve bunları bizimle paylaşıyorsunuz :)

    YanıtlaSil
  7. "Üç hakîmin hükmünde hata aranmaz: Kalbin, kaderin, ölümün." Bu söze bayıldım. Ve çam ağacını çok sevdim. Muhteşem bir duygu olmalı kendi ellerinizle diktiğiniz ağacı seyretmeniz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet ço güzel bir şey yetiştirdiğin , baktığın bir canlıyla yaşamak. hele bu ağaç
      kızımla doğdu, büyüdü. onu çok seviyorum..

      Sil

Tatil Cuması

                Bugün karneler verildi, kış tatiline girdik. Sabah çok heyecanlıydık öğrencisi olsun, öğretmeni olsun velisi keza. Kaç yıl ...