Yılın ilk cuma günü ve yakında ilk haftasonu olacak. 2020 dile kolay, koskoca bir sayı. Beni çok korkutuyor bu rakamlar, sempati duyamıyorum ne yazık ki. Yeni bir yıl geldi diye de sevinemiyorum çünkü biliyorum ki her şey katlanarak kötüye gidecek dünyada. Koca bir kıta yanıyor göz göre göre, bu çağda insanlara zulüm, savaşlar devam ediyor olanca şiddetiyle, mülteci durumu dünya tarihinde olmadığı kadar var, yine güçlü güçsüzü eziyor, biz de siyaset her zaman gündemde, artık her duruşu, her görüşü, her yaşam şeklini siyasi kılıfa sokup ayrıştırmalar devam edecek, bilinç altına işleyen elinde silahlı adamlardan oluşan, ahlak dışı ilişkilerden oluşan, bol şiddetli diziler devam edecek, yanlarında 5 yaşında çocuklarla anneler-babalar bu dizileri her gece seyredecek...Daha dolu şey devam edecek, hiç kandırmayalım kendimizi.
Sevemiyorum insanları bu yüzden, uzak kalmak istiyorum herkesten. Evime kapanıp kendi dünyama çekilmek istiyorum. Sabahattin Ali'nin hissettiği gibi durumum şu günlerde ve çoğu zaman...
" Kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen da hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil… İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile… Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımdan küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birilerini arıyorum. Bütün bu beynimde geçenleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini. O zaman nasıl hazin bir hal aldığımı tasvir edemezsiniz."
Bakalım neler yapmışım bir hafta içinde...
Kutuları seviyorum hele üzerinde melekler, noel baba resimleri, geyikler varsa daha bir hoşuma gidiyor. İçine kurabiye koyup bir yerlere götürüyorum, sonra alıyorum tabi ki geriye..
Yeni yıl hediyesi bir gün tatildi. Ne güzeldi evde zaman geçirmek. Hatta eşim bile emeklilik böyle olsa gerek; sabah kalkıp kahvaltı edip eline çayını alıp odaya geçmek ne güzelmiş dedi. Sonra da uzun uzun okuma yapmak, film seyretmek. Çok özendik emeklilik haline. İkimizde iş hastası değiliz, sakin ve rutin hayatı severiz. Babam kurabiye istiyordu onlardan yaptım gün içinde.
Perşembe yola çıktım okula gitmek için. Tabi ki bugünde yürüdüm daha hava ağarmadan. Uzun betonların arasından, kesilen asırlık çınarların boşluğunu gördükçe küfrettim insanlara. Sabahın köründe canım sıkılıyor her gün bu yüzden, kimbilir kaçıncı kez bu yolda yürüyorum. İyi ki gökyüzü var, içime ferahlık veriyor ne olursa olsun.
Okulda mutluyuz. Kesiyoruz, biçiyoruz,okuyoruz, gülüyoruz, hareket ediyoruz. Çok özleyeceğim köyde ki öğretmenlik günlerimi..
Beraber içilen kahveler tatlı mı tatlı..
Bu hafta yine hediye gönderdim ve aldım. Ne güzel şey bir paketin siz evde yokken gelmesi..
Bugün iş çıkışı farklı bir yoldan gidince gördüm onu. Siz anladınız, hiç bir şey yazmıyorum..
İşte ilk cuma oldu,bitti bile. Nice güzel cumalara!
Dünyanın giderek kötüye gittiğine katılıyorum hatta her an 3. Dünya Savaşı başlayacakmış gibi geliyor. Buna rağmen 2020 bana çok sempatik ve hoş geldi, tamamen rakamsal yazılışı (yirmi yirmi) nedeniyle, sanki bu hoşluk tüm yıla sirayet edecekmiş gibi hissediyorum. Artık garip şeylerden medet umar hale geldik ama iyi tutalım (yirmi yirmi uğurlu gelir belki) iyi olsun.
YanıtlaSilAynen valla her an büyük ülkeler tetikte zaten. şimdi de iran abd
Silarasında gerilim. bizede yakın herşey. umutsuzluk senaryolarım çok vardır benimde
ama hemen ee ne yapalım olursa da elden birşey gelmiyor, içinde
olduğum güzellikleri yaşayalım diyorum sonra da..
Ya ama ben şu cümleye takıldım: "köydeki öğretmenliği çok özleyeceğim.." Nasıl yani, sonu yakın olan bir dönem miydi bu? Hayır ben (ve eminim biz hepimiz) çok büyük bir keyifle takip ediyorum da.. Ülke içinde ayrı bir ülke gibi izliyorum, mutlu oluyorum da..
YanıtlaSilçok teşekkür ederim takibiniz ve cümleleriniz için. çalıştığım
Silköyde ne yazık ki fazla genç kalmadı. evlenenler bizim kasabaya geliyor ve yaşamaya
başlıyor. kalanlar artık çocukları da büyüttü. yani 2-3 yıla kalmaz okul
kapanır bence. şu an bile tüm okul 40 çocuk gibi. onun
için yazdım. ben de mecburen merkeze dönerim böyle bir durumda.
Umutsuzca çok oluyorum, fazla dile getirmeyi sevmiyorum aslında ama
YanıtlaSildurum hep ortada. blog yazılarımı okuyanlara pozitif etki etmeyi istiyorum
çoğu zaman. çünkü kötülük çabuk yayılıyor. iyi şeylerden bahsedelim iyi olsun felsefem
ama tüm kötülüklerin kaynağı da insan. ikilemler arasında
yazıp duruyorum işte :)
yaş almakla mı alakalı yoksa cidden insanlardan ümit kesme noktasına mı geldik bilmem ama bende akranlarımdan bir avuç insan dışında ilişki geliştirdiğim kimse yok. iyi mi kötü mü bilemedim. iyi ki öğrencilerim var. gençler bazen beni kızdırsada hala çok ilham verici çok renkli. onlarla konuşmak bana hep enerji veriyor.
YanıtlaSilyıl kötü başladı. insanlık adına. bolca dua etmeli. zalimin şerrinden yaradana sığınmak lazım. sevgiler :)
Her şey kötüye gidiyor gibi görünse de umut etmekten ayrı kalamıyorum. Bu yüzden nice keyifli hafta sonları ve mutlu yıllar diliyorum. Sevgiler...
YanıtlaSilher şeyin kötüye gittiğini fark ediyor muyuz, ya da kaçımız ediyoruz da insanlardan uzaklaşıyoruz... yeni yıl umutsuz geldi sanki, her geçen yıl mı bir öncekini aratıyor. Tükeniyoruz hem de hızla, insanlığımızdan, merhametimizden, sevgimizden, umutlarımızdan...
YanıtlaSilİklim krizi böyle devam ederse doğal felaketlerin dışında büyük bir göç hareketi olacağından bahsediliyor. Çocuklarımıza güzel bir dünya bırakamıyoruz ne yazık ki. Sezer`in dediği gibi umut etmekten başka çare yok.
YanıtlaSilUmarım köy okulundaki çocuk sayısı artar, öğretmenliğin devam eder.