12 Mayıs 2015 Salı

SALZBURG GEZİSİ

                  Geçen  günlerde  çok  güzel  bir kente gittim. Mozart'ın  şehri  Salzburg..Tuz Kalesi anlamına gelen Salzburg, Avusturya’nın ve  Avrupa’nın tam ortasında yer alan 150.000 nüfuslu küçük bir şehir.  Ortaçağdan kalma surları, barok sarayları, klasik müzik festivalleriyle turist zengini bir şehir Salzburg. Tarihi yapıların yanı sıra çağdaş sanat galerileri, kafeleri,  ortasından geçen Salzach  nehri ile  bizi  büyüledi. 
THY   yolları ile  kente  2 saatte  gidiliyor.  Havaalanı  çıkışında  10   numaralı  otobüsle  20 dakika da  2,5  euro  ile  şehir  merkezine  rahatlıkla  gidebilirsiniz.  4  gece  kaldığımız  Salzburg ta  ilk otelimiz  Old City  denen yerde  bulunan  bu otel  

                   Otele  öğle  üzeri  gidip  bavullarımızı  bırakıp  hemen  çevreyi  gezmeye  çıktık.  Hemen  yakında  bulunan  Mozart çikolatalarını  temsil eden  heykel çıkıyor  karşımıza.  Kapitelplatz'daki    'Sphaera'    heykel   şehirdeki pek çok yapıya göre çok yeni. 2007'de heykeltraş    Stephan Balkenhol  tarafından yapılmış. 


19’uncu yüzyıldan kalma finükülere atlayıp   100 metre yukarıdaki   Festungsberg zirvesine çıktık. Hohensalzburg Kalesi,    Avrupa’nın en iyi korunmuş ortaçağ şatolarından  biri. Çoğu önemli eşyasını Napolyon gaspetmiş olsa da görkemli salonları görülmeye değer. Saray Müzesi kalenin incisi, bununla birlikte avludaki Alpler manzarası da kolay unutulmayacak cinsten. 
Finiküler   11   euro.  Yürüyerekte  çıkabilirsiniz  ama  baya  bir  meşakatli. Kalede  uzun   bir  zaman  geçirdik  çünkü  bu  biletle  şatonun  içini de  gezebiliyorsunuz.  Bahçesinde  uzun  uzun  oturup  manzaranın  keyfini  çıkarabilirsiniz.



 Hohensalzburg Kalesi, kale müzesi “Festungsmuseum”, tarihi 10 büyük salondan oluşan Rainer-Regiments müzesi ve küçük bir kukla müzesine ev sahipliği yapıyor. Kaleye yürüyerek ulaşmak da mümkün, ulaşım hariç sadece kaleye ve müzelere giriş ücreti 7.80 Euro.



                  Hohensalzburg kalesi 1077 yılında başpiskopos Gebhard tarafından yaptırılmış; Orta Avrupa`nın en büyük, günümüze kadar tam olarak muhafaza edilmiş tek kalesi imiş. Ayrıca 1525 senesinde, otuz yıl savaşları nedeni ile Salzburg şehrinin koruması amaçlı olarak kale de güçlendirilmiş, kapılar ve top atış noktaları ilave edilmiş.
                     Birinci Dünya Savaşında İtalyan mahkumlar için ve 1930 yılında da Naziler tarafından hapishane olarak kullanılmış. 







Salzburg'u, yetiştirdiği en büyük  dehası  Mozart'ı   bilmeyen  yoktur. Sağlığında kıymeti bilinmese, hatta patronu, kentin dünyevi işlerinden de sorumlu piskoposu Colloredo tarafından 8 Haziran 1781'de saraydan ve Salzburg'dan kovulmuş olsa da, bugünkü yöneticiler Mozart'ın adını çikolatadan havalimanına, üniversiteden çeşitli bina ve kurumlara verip, festivaller düzenleyerek adeta günah çıkarıyor. Mozart'ın 1756'da saray bestecisi ve ve orkestra şef yardımcısı Leopold Mozart ve eşi Anna Maria Pertl'in oğlu olarak dünyaya geldiği şehir merkezindeki Getreidegasse 9 numaradaki bina ve burası dar geldiği için 1773'te taşındıkları bugünkü Makart meydanı 8 numaradaki ev halen ünlü besteciyle ilgili sanat etkinliklerinde kullanılıyor.



                         Salzburg Katedrali'nin olduğu Dom Meydanı, tarihi bir çeşmenin olduğu Residenzplatz da görülmesi gereken meydanlardan.  Katedral  oldukça  etkileyici.  Salzburg Katedrali 1611 yılında inşa edilmiş bir yapı. Kendisinden önce aynı yerde 700’lü ve 1200’lü yıllarda yapılan ancak yangın sebebi ile yıkılan katedrallere inat bugüne kadar ihtişamını koruyarak gelmiş .Katedralin ön cephesi barok mimari stilinde inşa edilmiş,  71 metre yüksekliğindeki çan kulesi ve 1700’lü yıllardan kalma kilise orgu bu yapıyı görülesi kılmaktadır. 
                    Salzburg’u  Salzach Nehri ikiye ayırmış durumda.  Şehrin ortasından geçen bu nehir üzerinde 6 tane köprü bulunuyor.  Bu köprülerden en ünlüsü de şehir merkezinin iki yakasını birbirine bağlayan Makart  köprüsü..



                           Salzburg'un  en   güzel  köşelerinden  bir de  Mirabel  Bahçeleri.   Mirabell bahçeleri, 1606 yılında yapılan Mirabell Sarayı'nın bir   bölümü. 1818 yılında  Mirabell Sarayı  yanmıştır . Yeniden onarılan bu sarayın bir bölümü, günümüzde Avrupalı aristokratlarla zenginlerin düğün törenlerine ev sahipliği yapmaktadır. Sarayın diğer bölümleri halka açık kitaplık ve kentin idari işleri için kullanılmaktadır.  Kentin en güzel görüntülerini,  kaleyi buradan görebilirsiniz.  Diana'nın, Baküs'ün, Hermes'in, Apollo'nun, Minerva'nın heykelleri bahçeleri süslüyor. 





                  Salzburg'ta  başka  bir yer de  ALTSTADT olarak adlandırılan bu bölge UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilmiş. Yürüyüşünüz sırasında 9 ve 10. Yy. lardan kalma binaların halen daha nasıl dimdik ayakta kaldıklarına hayret edeceksiniz. Her binanın üzerinde yazan iki tarih göreceksiniz. Bu tarihlerden eski olanı binanın yapılış yılını yeni olan ise restorasyon yılını gösterir. Genelde yapılış yılları 1000’li yıllarda olan bu binalar 1990’lı yıllarda restore edilmişler. 




Kısa  kısa   Salzburg'u   anlatmaya  çalıştım  ama  burada   bitmedi.  Bir  daha ki  yazımda  Salzburg 'ta   yapılacak  şeyler  ve  farklı  yerler  var.  Görüşmek  üzere...






15 yorum:

  1. Hoşgeldiniz... burası sevilmeyecek gibi değil. Huzur tarih ve muhteşem bir doğa. Diğer yayınlarını bekliyor olacağım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devamı yakında. Hazırlaması kolay olmuyor. sıkılmasam uzun uzun yazacağım ama :)
      instagramdan anında yayın yapıyorum gerçi :)

      Sil
  2. Tatile ihtiyacım olduğu bugünlerde vizesiz Salzburg gezisi yaptım sayende :) Teşekkürler...

    YanıtlaSil
  3. gezilecek yerler listeme ekledim umarım bir gün bizde g örürüz bu kareleri..sevgiler..

    YanıtlaSil
  4. Mutlaka yolumu düşürmeye çalışacağım kentlerden birisi.

    YanıtlaSil
  5. Harikasın!
    Ben daha fotoğrafları bile düzenleyemedim :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok zor zaten bir gezi sonrası blog yazmak. instgrm çok büyük kolaylık ama
      blogları ikinci plana atmamalıyız. senin yazını da sabırsızlıkla bekliyorum

      Sil
  6. Ahh gezenti kadın seniiiii, yine nerelere gittin sen göz açıp kapatıncaya kadar bakıym. Ne güzel de geziyorsunuz, maşallah size. Yine şahane bir yer, şahane mekanlar, o evler, sokaklar ne güzel. Ya bazen bulunduğum yer haricinde her yer sanki çok çok şahaneymiş gibi geliyor. Ama aksidir ki dönünce de Cezayir'i özlüyorum çokça. Bir dahaki yazını da bekliyorum ben heyecanla. Senin bu yazılar beni iyice gaza getiriyor bilesin, çantamı sırtıma atar gidersem sebebisin:)
    Öpüldün

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Tuğba bir emekli olsak , zamanımız daha çok olur daha çok gezerdik. Hayallerimiz emekliliğe bağlı.şimdiki gezilerimiz hep bayramlara seyranlara bağlı olduğundan en pahalı dönemlere denk geliyor. yakında bir gezimiz daha var bu arada :)

      Sil
  7. Cok keyifli bir gezi.olmus ayrica sehir gercekten gormeye deger bir yazinizda acaba ilk defa yurt disina cikmak isteyen(malu sahis ben.oluyorum)
    ler icin neler yapilir hangi turlar tercih edilmelidir acayip ise yarar. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet iyi fikir, biz artık turlarla yapmıyoruz ama ilk etap tur ile
      gitmek mantıklısı

      Sil
  8. Salzburg`a yıllar önce gitmiştik. Aslında sadece bir Avusturya tatilinde uğramıştık. Dolayısıyla sizin kadar detaylı gezme fırsatım olmadı. Aklımda kaldığı kadarıyla zaten çok güzel bir şehirdi, detayları da okuyunca onayladım kendimi:) Yolum düşerse bu kez birkaç gün ayırmayı isterim doğrusu.

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...