12 Mart 2013 Salı

FOTOĞRAFLAR



                                         ''  Çocukken   karıştırdığımız  aile albümlerinde, bazı   fotoğraflarla  daha  özelilişkiler  kurmuşuzdur, diğerleriyle  karşılaştırıldığında  daha  özel  ...  Çoğu kez  büyüklerimizin de ,  nedenini,  niyesini  anlamakta  güçlük  çektiği ilişkilerdir  bunlar. Bütün  zamanlara  ve  farklı  coğrafyalara  dağılmış  aile  bireylerini  yeniden  bir  araya  getiren  ''  aile  albümlerinin''   büyülü  yanılmasında  ,  onca  resim, onca  insan arasından  kendimize  bir kaç  kişi  seçer,   onların  hikayesinde  geçmiş  zamanların  ardına  düşeriz.  Bölük pörçük  duyduklarımızdan  aklımızda  kalanların,  anlatılanlardan   anladığımız  kadarının  ve  ayrıntıları  çoğaltarak  zenginleştiren hayal  gücümüzün  karışımından  yepyeni  tarihler, yepyeni  hayatlar  yaratırız  onlar  için.  O  fotoraflar  ,  bizim  olmadığımız  zamanları aktarır  bize.  Tanımadığımız  yakınlarımızı.  Bizi  beklemeden  gidenleri. Bizim  yaşadıklarımız  gerçek  , onların  yaşadıkları  masaldır  sanki.  Onların  duruşları, pozları, bakışları, gülüşleri,giysileri,takıları, üstleri başları başka türlü büyüler  bizi. Bu  fotoğrafların  çekildiği  yerlerin ayrıntıları,  hem  bilmediğimiz  geçmişin  kapılarını açar  bize,  hem de  ölümün  gizine  değgin özel işaretlermiş gibi  görünür.  Fotoğraflar  yitirilmiş  anları  belgeler.  Yitirilmiş  anlar,  zaman ile ölüm  arasında  en kısa  yoldur.  Elbette  adını böyle  koyamayız  o  yaşlarda  ama,  bunu  bir duygu  olarak , bir  önsezi olarak  derinlemesine  yaşarız.





Bu  fotoğraflar  içinde , en çok ilgimi  çekenler,  ben doğmadan  önce ölmüş  aile  büyüklerinin  resimleri  olmuştur  hep.  Ölümün  koparmış olduğu  akrabalık  bağlarını, sanki bu  fotoğraflar  yardımıyla yeniden kurmaya  başlarım.  Soyağacının  simli  ipini  böyle  tutmaya çalışırım.  Onları iyi  göremeyeceğimi  iyi biilirim.  Uzaktaki  akrabalar gibi değildir  onlar,  İstanbulda ki  uzak halalar, askerdeki dayılar  kocası  uzağa  tayin edilmiş  teyze  kızları,  gurbetteki  enişteler gibi  değildir;  bir gün  karşılaşacağımız  umudu  vermezler  insana...Hiçbir zaman  bayramdaki  kart ,  telefondaki  ses olmayacaklardır.Ancak  fotoğrafların  tanıklığıyla  yaşayan sonsuza dek bütünüyle  yitirilmiş  yüzlerdir  bunlar.  Fotoğraflar , onları  ve onların  zamanlarını  diriltmeye  yarayan tılsımlarda  kullanılan  büyülü  nesnelerdir  sanki..


murathan mungan - Paranın  Cinleri  
sy.27
fotoğraf  : Eşimin  büyük  büyük  halası  İzmir de   bir
kız lisesinde müdürken...



8 yorum:

  1. Gene ne güzel anlatmış değil mi Mungan :)

    YanıtlaSil
  2. Eski fotograflara bakmayı severim. O asinmisliklari,kenarlarindaki yıpranmalar,sarimsi renkleri. Kaç el değiştirmiş,yılların anısı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu fotoğrafları çok seviyorum. alıp ben saklamaya
      başladım. bir de böyle bir yazı okuyunca
      hemen paylaşmalıyım dedim..

      Sil
  3. 50 sene önceki zerafete bakın. Şimdi ise insanlar giyinmeyi bile unutmuş vaziyette.

    YanıtlaSil
  4. ne güzel anlatmışsın.
    ben de bayılırım aile büyüklerinin, ataların eski fotolarını bulmaya bakmaya, bir de hep gittiğim büyüklerin evlerinden tırtıklarım fotolarıııı.
    :)

    YanıtlaSil
  5. eski,sepya ve siyah beyaz fotoğraflar bir başka hislendiriyor insanı bence

    YanıtlaSil

Cuma GİDİYOR !

             Sıcağı sıcağına gezi fotoğraflarım geldi!             Eve yeni geldik. Ara tatil neredeyse bitiyor ve şöyle iki gün okul öncesi...