4 Ekim 2024 Cuma

Ekim Cuması

 

                    Ekim gelince sonbahara iyice girmiş bulunuyoruz. Yazın o bunaltıcı havası gitmiş, geceler artık serin ve tattlı uykuya meyilli, ara sıra yaza benzer günleriyle hiç sıkıcı olmayan bir aya gelmiş oluyoruz. Geçen haftanın moral bozukluğu yerini yavaş yavaş umuda bıraktı. Kızımın biraz daha yanımızda olması bizim için mükemmel bir mutluluk. Gece gündüz hasret gideriyoruz, bebekmiş gibi kucaklıyorum onu, bol bol şımartıyorum. Sonra üniversite için başka bir yere gitmiş arkadaşların çocuklarını görünce hüzünleniyorum. Sonuçta kendi kanatlarıyla uçmalı, hayatı deneyimlemeli, mutlu olmalı. Neyse ki belli bir dönem bu, vakti gelince yola girecek her şey..

                   Dersleri online olacağından öğrenci yurdunda kalmasına gerek kalmadı. Bizde Beykoz'da ki yurduna gidip eşyalarını toparladık cumartesi günü. Yurttan ayrılış benim için bile kötü oldu, o sırada Kayseri'den bir aile gelip kızlarını bir odaya yerleştiriyorlardı. Bizim geçen sene ki hallerimiz gibi heyecanlı ve endişeliydiler. Ne çabuk bir yıl geçti diye düşündüm. 

Eşyaları topladığımız gibi geri döndük, ne içimden İstanbul'da gezmek geldi ne de şehir yaşamına özendim. Hatta koşşarak kaçtık. O trafik, o kalabalık, o telaşe. Artık çok önemli olmadığı sürece gideceğimi sanmıyorum.

                            Ertesi gün şahane bir pazardı. Sabah kahvaltı balkonumda yapıp bir de çayımı elime aldığımda bir oh çektim. Şu İstanbul'a gidip gelme işi gözümde öyle büyüyor, öyle rahatsız ediyordu ki beni..


               Eve dolu eşya ile dönünce büyük bir ayıklama işine giriştik kızımla. Zaten bu gemçlerin bir sene çok sevdiği şey sonrasında hiç bir şey ifade etmiyor kendilerine. Çok çabuk bıkıyorlar. Büyük temizlik yaparken Pelin'in 1.sınıfa giderken yazdıklarını buldum. Onları saklamışım yıllardır. Ama ne gereksiz şeyleri biriktirmişim.


                 Bergman'ın kitabını tekrar okumuştum. Baba baskısı ve çatışması, altına yapacak kadar psikolojisinin bozulması, çok kez evlenmesi, çocuklarının olması bu kez de kendi babalığının sorgulanması. Ne değişik şu insanoğlu..



                 Sizi rahatsız etmeye geldim diyen yazarın 'İnsanın Dört Zindanı' adlı kitabımı okudum. Çok  kıymetli bulduğum islam düşünürü Ali Şeriati. Ne yazık ki düşünen bir çok insanı katlettikleri gibi o da genç yaşta bu dünyadan ayrıldı. Çok tavsiye ederim.



Köyden bir kolaj  💚


                        Yayoi Kusama'yı bilir misiniz? Biz okulda bu ressamın tatlı kabaklarını çalıştık bu hafta. Ayrıca yeni bir çalışmaya başladık;  İyilik Kavanozu. Evde, mahallede, okulda küçük iyilikler yapıp bunları yazıp kavanoza atmalarını istedim. Daha şimdiden çok güzel sonuçlar aldığımızı öğreniyorum velilerimden..




Sınıfta bizim çocuklar öyle güzel oyunlar kuruyorlar ki. Ben de yanlarında devamlı gözlemliyorum onları. Çocuklar okula ilk geldiklerinde ne beraber oynamayı, ne oyun kurmayı biliyorlar. Ben küçük görevlerle oyuna alıştırıyorum sonrasında da tüm sene öyle güzel oynuyorlar ki. Onların haberi yokken çektim, burada evciliğin bir aşamasındalar :)











                         Hava çok güzeldi bu hafta. Deniz kenarında arkadaşlarla buluşup oturmak ne iyi geldi iş sonrası. 
                        Cumaya ulaşmış ve haftasonuna gelmiş bulunuyoruz. Bu pazar annemin bir ameliyatı var, fakülte hastanesine yatacak ve ben refakatçi olacağım. Dualarınızda eksik etmeyin, hayırlısıyla sağlıkla atlatırız İnşallah. 
                        Kitaphaber'de yeni yazım çıktı, okumak isteyenler buraya

Ekim Cuması

                      Ekim gelince sonbahara iyice girmiş bulunuyoruz. Yazın o bunaltıcı havası gitmiş, geceler artık serin ve tattlı uykuya...