Haftasonuna geçmeden cuma şükürümüz en çok sağlıklı oluşumuza gelsin. Hasta olan herkese acil şifalar dilerim. Belki en güzel günlerimiz bunlar, herkesin derdi sorunu var , olmaz mı ama yine de yaşıyoruz şu an önemli olan bu. Hayatın güzelliklerini görmeliyiz, paylaşmalıyız ve şükretmeliyiz.
Geçen cumartesi ve pazar küçük kasabamda vakit geçirdiğimiz bir haftasonu oldu. Hava da çok güzeldi. Bisikletimi alıp çıktım yollara. Ana yolun yanına bu küçük yol yapıldı, üç yıldır bisikletle buradan yan köye geçiyoruz. Bir tarafımızda deniz, yeni ekilmiş ağaçlar ve toprak yol. İleri de bu ağaçların büyüdüğünü hayal ediyorum. Şimdiye kadar niye bu yol düşünülmemiş bilmiyorum.Şimdiye kadar kocaman çınarlar olurdu.
Yan tarafta bulunan yer tam bir köy değil , kasaba da değil. Ama deniz kıyısında, balıkçı ailelerin bulunduğu küçük bir yer. Hep sahilinde gezerdim, bu sefer içlere gireyim dedim. Baharda geldiğinden çok güzeldi bahçeler.
Burada bisikletle dolaştıktan sonra bizim plaja döndüm. Yazın çok kalabalık oluyor, insanlar denize giriyorlar böyle sakin halini ancak bu mevsimde görüyoruz. Haftasonu buraya gelip oturan iki arkadaşım var. Onları burada bulacağımı bilirim hep. Yanlarına gidip otururum ben de. Yine öyle yapıp sohbet muhabbet harikaydı.
Sonra eve dönüp kahvemi içtim. Bu hafta ne yazık ki tek kitap okudum . o da çok ince bir kitaptı aslında. Başka kitaplar okuyamadım ama dergiler vardı elimde . Onları bitirdim.
Cevizli portakallı kek haftanın süprizi.
Bu hafta içi yağmur, güneş, şimşek birçok şeye şahit olduk. Sokak aralarında gökyüzünün renkleri süpriz yaptı bize.
Bu hafta yaptıklarım arasında kaktüslerimin topraklarını, saksılarını yenileyerek evin ön tarafına çıkarmak vardı. Bahçe işlerine daha başlamadım. Nisan gelmesini bekliyorum. Ama daha bir çok değiştirilecek saksı var, budanacak ağaçlar, temizlenecek bahçe var.
Seyrettiğim dizilerden Casa de papel in 9. bölümündeydi sanırım. Evladının olması nasıl bir şey diye soruyordu karakterin biri. '' Bir kamyon dolusu yükün üzerine boşaltılışı gibi bir şey '' diyordu diğeri de. Gerçekten de ebeveyn olmak çok farklı bir sorumluluk , güzellik, zorluk. Kızımın artık 13. yaşını dolduruşu , bunca yılın nasıl geçtiğini anlamaya çalışmak, geçmesin daha çok bebek kalsın çocuk kalsın daha çok benimle olsun daha çok kucağımda seveyim duyguları bir tarafta ,
Off ne zaman akıllanacak, ne zaman beni üzmez olacak , ne zaman bu zorluklar bitecek diye beklemek diğer tarafta. Geçen gün eski fotoğraflara bakarken çok üzüldüm. Aceleyle geçmiş zaman en kıymetli anlarımızı almış elimizden gibi geldi, nerede o bebeklik anları, nerede çocukluk, zaman gerçekten çok acımasız.
Böyle hızlıca geçsin istemiyorum, her yaşın tadına varalım, hep birlikte olalım diyorum. Ama ergenlik artık bir çok şeye engel oluyor. Yaş ilerledikçe insanlar boşuna duygusal olmuyor. Ben daha şimdiden böyleyim, sonumu düşünemiyorum. 70 li yaşlara geldiğimde gözyaşları her daim gözünde olan birine dönüşeceğim galiba.
Yine de bugünlerime şükrediyorum. Dünya da ya da ülkemizde olan birçok saçmalığı dışarda bırakarak.
Casa de papel (doğru mu yazdım) sen de izlediğine göre artık izlemem şart sanırım.Ama dizilere gene de önyargılıyım.
YanıtlaSilBu arada ben bu hikayeyi sesli ve hareketli izledim geçenlerde :))
Hayırlı cumalar...
Dün gece son üç bölümü bitirdim. zaten 2 sezon, bildiğin soygun öyküsü ama içinde zeka, aşk, aile meseleleri yani insanca işler olunca bağlıyor ekrana. ispanyol kanallardan biri için çekilmiş aslında. oynayanlarda fazla ünlülerde değilmiş ama çok tutmuş millet. baya bir popüler oldu, fan sayfaları açıldı heryerde. saçma yerleri yok değil ama beğeniyor insan. hadi bu akşam başla ilk bölümden
SilOğlum uzakta okuduğu için nasıl özlüyorum ve kendi kendime nasıl terapi uyguluyorum bilemezsin:) Çocukluğunu çok özlüyorum. Bugün elime küçük yaşta tuttuğu günlük geçti:) Gel de duygulanma. Sağlıklı , mutlu olsunlar da büyümelerine, kendi hayatlarını kurmalarına alışacağız artık.
YanıtlaSilKeyifli bir hafta sonu dilerim, yazının başındaki dileklere de tüm kalbimle katılıyorum. Sevgiler...
off nasıl dayanıyorsun değil mi? büyüyüp gidecek şurada ne kaldı
Siltabi ki ama ben çok üzülüyorum. niye böyle kavga ve stresle
geçiyor diye. bizde durum böyle ne yazık ki. çünkü pelin hep
zor çocuktu şimdi de ergenlik , ee ben de de sabır yok , her seferinde
çileden çıkıyorum. sonra da pişman oluyorum. depresyondayım şu sıralar..
Seviyorum sizin cuma yazılarınızı bana da şükretmem gereken şeyleri hatırlatıyor hep. Çok güzel bir yerde yaşıyorsunuz ve zamanınızı çok kaliteli harcıyorsunuz. Çocuk konusunda ise her anne aynı tezatlığı yaşıyor herhalde. Benim kızım henüz 7 aylık ama ben bile ilk günlerinin fotolarına baktıkça zamanı durdurmak istiyorum hep böyle kalsın kucağımda tutayım istiyorum, bi yandan da hemen büyüsün bana arkadaş olsun istiyorum, annelik işte :)
YanıtlaSilçok teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için. yaşadığım yeri
Silgüzel görmeye çalışıyorum yoksa dolu çarpık durum var. 7 aylık ne güzel minicik ama o zamanlarımızı düşünüyorum da pelin çok zor bir bebekti. durmadan ağlar, yemez içmez, hırçın, uykusuz geceler ilk iki yıl.
keyifli geçmedi ne yazık ki o yaşlar. hala da zor geçiyor. sonra da
oturup nasılda doyamadan geçti diye hayıflanıyorum işte...