Neyse asıl anlatmak istediğim Ahmet Mithat Efendi kimdir, nasıl yazar olmuştur. Öyküsü tabi ki anne ve babasıyla başlıyor. Annesi Nefise Hanım Kuzey Kafkasya da Hüseyin Ağa ile evlidir. Bu sırada Ruslar onların yaşadığı köyü kuşatmıştır. Hüseyin Ağa bu köydeki en önemli direnişçilerdendir. Köy rusların eline geçmek üzeredir. Bunun üzerine Hüseyin Ağa karısını kahyası Süleymana emanet ederek onları göçmen kafilesi ile İstanbula gönderir. Daha sonra ondan haber alınamaz. Büyük ihtimal şehit düşmüştür. Kafile İstanbul'da Tophane Kumbaracı Yokuşunda küçük bir eve yerleşir. Kahya evin alt katında Nefise Hanımda üst katta oturur. Çok zor şartlarda hayatlarını sürdürmeye çalışırlar. Zaman ilerledikçe Hüseyin Ağa'dan ses çıkmaması nedeniyle mahalle birleşir ve ikisini nikahlar. Bu zorlama nikah zamanla rayına oturur. Nihayet 1832 yılında Halime Şerife , 1834 yılında İsmet, 1840' ta Hafize ve 1844 yılında Ahmet dünyaya gelir.
İşte Ahmet Mithat Efendi'nin doğumuna kadar geçen yıllar bunlar. Ahmet oldukça yaramaz biz çocuktur. Mahalleli onun yaramazlıklarından usanmıştır. Babası en sonunda baskıya dayanamayarak onu Mısır Çarşısında bir aktara çırak olarak verir. Burada akşamalara kadar çalışır ve daha çok dayak yer. O sırada yavaş yavaş aktarlığı da öğrenir . Hatta kendisi bile bitkisel karışımlar yapar. Kısa süre de ünü de yayılır bu konuda. Paşalar, vezirler bile bu dükkana gelir. Ama Ahmet Mithat Efendi'nin asıl içinde bir aşk belirir. Bu etrafta birşeyler okuyan insanları gördükçe oluşan okuma aşkıdır. O da okuma yazma öğrenmek ister ama okula gönderen yoktur. Dükkanının yanında bulunan Hacı İbrahim adındaki ihtiyardan kendisine okuma yazma öğretmesini ister. Dede sevinerek kabul eder ama ustası buna izin vermez. O da bundan vazgeçmeyerek geceleri evine giderek öğrenir. Bu kadar işin arasında çocuk yaşında bir deri bir kemik kalsa da okumayı 6 ayda öğrenmiştir. Diğer yandan da yabancı bir dil öğrenme çabalarına girer. Galata'da bir Frenkten sabah akşam dükkanını süpürmenin karşılığında Fransızca dersi almaya başlar.
Daha sonraki yıllar babası vefat edecek o da sübyan mektebine gidecektir. Yavaş yavaş eğitimi ilerleyecek ve birçok olay yaşayacaktır. Amacım tüm hayatını anlatmak değil. Gerisi de bir o kadar ilginç. Ama asıl önemli olan bir çocuğun içinde bir cevher, ilgi, istek varsa onun zamanla yolunu bulup ortaya çıkacağıdır. Bazen düşünüyorum , bir ebeveyn olarak bu kadar
çok çırpınıyoruz ama kendimizi yıpratmaktan başka bir işe yarayacak mı bu ?
Ahmet Mithat Efendi gibi hırslı çocuklar çok fazla yok sanırım. En azından benim etrafımda yok. O yüzden oğlum için çabalalam gerektiğini düşünüyorum. İnşallah karşılığını da görürüm :)
YanıtlaSilBöyle çocuklar adam oluyor zaten. Çocuklarımıza çok şey yüklüyoruz biliyorum
Silama çok şeyde veriyoruz. Ama akan su da yolunu buluyor , bazende kaderci mi
olmak lazım bilmiyorum.
Bu hayat hikayelerini çok severim hem dinlemeyi hem okumayı, insana hayat yolunda ilham veriyor. Güzel bir kitapmış ben de notlarıma ekledim.
YanıtlaSilVe gelelim alttaki sorunun kendimce cevabına, hiçbir çaba yanıtsız sonuçsuz kalmaz inan. Önemli olan özde iyiliği anlamak ve ona göre hareket etmektir. Ben bazen hayattan hiç bir şey öğrenemedim derim söylenirim ama anne babam bana en güzelini öğretmişler bunu bilirim ve bana yeter! Aileler ki bir çocuğum yok ahkam kesmek için demiyorum sadece tecrübelerimden yola çıkarak anlatmaya gayret ediyorum, böyle düşüncelere düşerler zaman zaman, bir keresinde babamın benim için çok çaresizce söylediği bir üzüntü cümlesine şahit olmuştum bana hatırlamak hep iyi gelir, benim adıma umutsuzluğa düştüğü bir zamandı ama şimdi hayatımda maşallah ki çoğu şey yolunda çünkü onların bilmeden de olsa verdikleri tüm iyi şeyleri almış kendime yerleştirmişim...Ahh sen beni ergenliğimde göreydin tam dayaklıktım!!! :)
Kitap o dönem kadın-erkek ilişkilerini anlatıyor. Bu yazarın hiç kitabını okumamıştım
Silmerak etti aldım bende. Başında yani önsözde bunlar yazara ait bilgileri okuyunca bunları
düşünmeden edemedim. Çünkü okuma tutkusu doğuştan geliyor bence. Bizim ailede bir kişi yoktu okuyan. Babam hayatım boyunca bana bir kitap almıştır. Onu da hiç
unutmam. Ama gece gündüz okurdum. Model aldığım kimse yoktu. Geceleri bile kalkar gece
lambasında okurdum. Birçok konuda imkan sağlanmadı. Herkes dersaneye giderken beni
gönderen olmadı. Hatta okumamam için kız meslek lisesine gönderildim. Kendi çabalarımla
öğretmen oldum. Bu yazıda da bunları anlatmak istedim. Ahmet Mithat Efendi de daha çocukken ne çabalar ile okuma yazma öğrenmiş. İnsanın içinden gelen bir şey bu. Şimdi de ne zorlamalar yapıyorum kızıma, off böyle mi olacaktı diyorum sonra..