1 Şubat 2012 Çarşamba

ACI

                   ''  Öyle işte  kardeşim kısrak...Kuzma İoniç  yok  artık...Allah  rahmet eylesin.. Boşu boşuna  gitti işte. Düşün  bir kere. Senin tayın var, onun öz  annesisin... Bir de bakıyorsun, birdenbire  tay ölüveriyor.. Acımaz mısın?

                               Beygir  yalanır, dinler, sahibinin  ellerine  doğru  solur..
                               İona  dalar,  ona  herşeyi  anlatır...''

                      Böyle  biter  Çehov'un  o  ünlü  hikayesi,  ACI...Arabacı  İona'nın oğlu ölmüştür  bir  hafta önce. İona  o akşamacısını arabasına binen  bir subaya , ardından  üç delikanlıya  anlatmak ister,  ama kimse  dinlemez.Sonunda  yattığı  hana gider, genç bir  arabacıyla  konuşmak ister.  ''  Benimse  kardeş  oğlum  öldü''   der.  Genç  arabacı  kafasını  yorganın altına  sokup uyur. Ve  İona  acısını  atına  anlatır..
                     Acının  niteliği, düzeyi insandan insana  değişir. Aynı olan acı şekli  başladığı zamana ve yere  göre de değişir.  Bazı seçimler bile bile acıyı çağırır,  ona  göz yumar.
                     
                      '' Birincisi  pek çok kişiye  kolay gelir :  Cehennemi  kabullenmek ve  görmeyecek  kadar  onunla  bütünleşmek .  İkinci  yol ,  riski  sürekli bir  dikkat  ve  eğitim istiyor ;  ama  cehennemin ortasında cehennem olmayan  kim ve  ne var ,  onu aramak ve bulduğunda  tanımayı  bilmek, onu yaşatmak , ona fırsat  vermek. ''       Calvino

      Altman'ın  3  Women   filmini  bilirmisiniz ?     Film ünlü yönetmen Altman'ın eski filmlerinden..Film  yaşlılara hizmet eden kaplıcalardan birinde  çalışan  iki kadın ve bunlara eklenen üçüncü kadın arasında geçen  ilişkilerini derinlemesine incelenmesinden oluşuyor .Robert  Altman , Bergman'ın  Persona'sının  en büyük esin kaynağı olduğunu ifade etmiş daha önce. Ancak her haliyle film,  Persona'dan oldukça farklı.  Bilindiği gibi bu filmin temeli de iki kadın arasındaki bir kimliksel değişime dayanır. Aynen Altman'ın filminde olduğu gibi kimi psikolojik ve cinsel içerikli semboller Persona'da da yer bulur.  Pinky  ile Millie arasındaki ilişki,  travmalarla  birbirleriyle  yer değiştirmesi benzerlikler arasında.  Fark olarak  3. olarak gelen kadın ve ilişkileri.. Seyredecek olanı  kolayca etkileyece bir film  3 women..



                                        



                                    Film   görsel olarak da hayli farklı bir estetiğe sahip. Willie karakterinin yaptığı çizimlerin ve bu çizimlerin filmin görsel yapısındaki kullanım biçimleri  filme hayli simgesel ve metaforik bir yapı kazandırıyor. Özellikle renk kullanımları da dikkat çekici. Üç kadının film boyu, yaşanan kırılma noktasından önce ve sonra giydiği kıyafetlerin renklerinin sıralanışına da dikkat  edilmesi  gerekiyor..






                      Film de  acınası Millie  ve  başlangıçta safça  duran Pinky  arasındaki  ilişkiye  tanık oluyoruz. Diğer  kadın yaşamında acının  yoğun olduğunu  hissettiğimiz  ressam  Willie  .. Çakışan  yaşamları, ilişkileri ve gerçeklikten ayrılarak yaşamlarının terse dönüşü filmin konusu..  Robert Altman'ın genel şablonunu tamamen gördüğü bir rüyadan aldığını söylediği ve kadınların dünyasına ilk ve son defa bu kadar direkt olarak girdiği filmi 3 Women / Üç Kadın, üzerinden 30 yıldan fazla süre geçmesine rağmen bugün tazeliğinden hiçbir şey kaybetmemiş bir film.

16 yorum:

  1. Çehov'un o hikayesi beni ne çok etkilemiştir bir bilseniz...

    Bu Altman filmini de izlenecekler listesine ekliyoruz:)

    YanıtlaSil
  2. Çehov'un kısa hikayelerinden bir seçki kitabım vardı, rast gele seçer her hikayenin sonunda içime bir taş oturmuş olarak kitabı kapardım. Bu hikaye de o zamanlar okuduklarımı anımsattı bana, anlatım yalın ama yaşattığı duygular çokça derin. Henüz 2 kardeşin ilişkilerinin anlatıldığı Lars Von T.'nin Melancholia'sını izlemiş birisi olarak 3 women'ı ayrıca merak ettim, izleyeceğim Buket'cim.

    YanıtlaSil
  3. Çok ilgili çekti, en kısa sürede izleyeceğim, teşekkürler:)))

    YanıtlaSil
  4. acıyı yaşamak, acıyı anlatmak. son zamanlarda yaşadıklarım acı ise ve ben anlatıp anlatmamakla sürekli gidip gelirken seçtiğim tek şey kendi kendine konuşmak oluyorsa bazen hiçbir varlık dinlemesin istiyor insan seni, senden başka.

    YanıtlaSil
  5. kadınlar, acılar, renkler hmmm oldukça ilgi çekici...

    YanıtlaSil
  6. altman çok sevdiğim bir yönetmen olmasına rağmen, bu filminden haberdar değildim.
    yazınıza çok teşekkürler..

    YanıtlaSil
  7. mutlaka izlemelisin N.Narda..

    YanıtlaSil
  8. Giz'im, bende kütüphanede bugün Çehovun öykülerinden oluşan 6 cilt kitapbuldum. aslında insanın kendi evinde olması lazım. devamlı olmasa da ara ara açıp hangisi denk gelirse okumak için. gerçekten yalın bir dil ve çok çok derinlik.. Melancholia bende seyretmedim. dün gece b.pitt'in tree of life seyrettim ama fazla beğenmedim..öpüyorum seni...

    YanıtlaSil
  9. multipurpose, gerçekten de çok ilginç bir film. benim hoşuma gitti, öneriyorum..

    YanıtlaSil
  10. hoşgeldiniz gönlümünbayramları, zaten her acı kendine ait değil mi insanın. bu yüzden susmak eniyisi bazen..

    YanıtlaSil
  11. merhaba ceren :) sana anlatacağım çok şey var. ama senin bloga uğrayınca yazarım.şimdi acelem varda..

    YanıtlaSil
  12. danzon, ne iyi ettin de bana uğradın. çünkü sana bir türlü ulaşamıyorum. inş bunlar okursun.çünkü senin blogunu hiç açamıyorum. yalnızca seninki de oluyor. bloga girmek istediğimde tüm sayfalar gidip bilgisayar herşeyi durduruyor. acaba yalnızca ben de mi oluyor. seni izleyenlere sorsak bu durumu..

    YanıtlaSil
  13. [explorer'dan girince benim bilgisayarım da kitleniyordu; aynı bilgisayardan google chrome üzerinden girince sorun olmuyordu. ancak uyarınızla işi çözmeye çalıştım; yan sütundaki bir sürü eki kapatarak sanırım sonunda sorunu buldum: etiketler uygulamasında etiketlerin çok fazla olması. neyse... şimdi artık explorer'dan da rahat rahat ulaşılabiliyor.

    bahaneyle blogum hafiflemiş oldu :)]

    YanıtlaSil
  14. buket, diyorum ki yaşasın çehov! (ve teşekkürler hatırlattığın için.) hakikaten onun insan yaşamına o dokunaklı bakışı beni büyülemiştir hep.

    altman'ın bu filminden de haberdar değildim. persona ile ilinti kurulması filan ilgimi çekti. seçtiğin fotoğraflar çok etkileyici. ah ah, ne çok film birikti:)

    YanıtlaSil
  15. Çehov tamam da Altman eksik :) Benim eksim yani...

    YanıtlaSil
  16. çok etkileyici bir öyküsüdür Çehov’un, ”Kime Anlatsam Kederimi” diye geçiyordu öykünün başlığı benim okuduğum kitapta, ama belki farklı baskılarda farklı geçiyordur.
    bir yerinde şöyle der; “Ama kalabalık ne onu ne de acısını fark etmeden geçip gider. Acısı korkunçtur, sınırsızdır. Ona öyle geliyor ki, göğsü paylatıp içinden acısı fışkırsa, bütün dünyayı kaplayacaktır, ama gene de bu acı görünmez.”
    filmi merak ettim, ilk fırsatta izleyeceğim.
    sevgiler.

    YanıtlaSil

Cuma Gelmiş!

                     Bir cuma akşamı daha birlikteyiz. Kasım geldi geçiyor bile. Her cuma ne ara bitti bu hafta diyorum, koca bir girdaba gi...