6 Aralık 2024 Cuma

Aralık Ayının İlk Cuması


                        Kara cuma mı Kara Kasım mı ne varmış, mutlaka eksikler bu dönem alınmalıymış, her şey yarı yarıya ucuzluyormuş, hemen alışverişe çıkmalıymışız!  Eksiğimiz yok bana göre çok şükür, hatta minaimal yaşama geçmeliyiz diye devamlı evde nutuk çekiyorum, yine de tam tersi mi olur bu gençler, ne kadar sevmediğim tasvip etmediğim şey varsa kale gibi karşıma çıkıyor. Gençlerin insanı canından bezdirme yetenekleri sayesinde kendinizi kapitalist dünyanın kurbanı olarak buluyorsunuz.

Bizde malum mağaza için Bursa'ya gittik. Haftasonu iki gün boyunca her mağazaya girdik çıktık. Hatta yurt dışında ki Tiger Bursa'da açıldı, bir anda kendimizi kapısında ki kuyrukta bulduk. Ee ben de insanım, bu kadar cezbedici mekanda kendimi kaybettim, evde dolu şey olmasına rağmen yeni yıl temalı bir çok eşya aldım. Bu dünyadan uzak olmak için hiç gitmemek gerekiyor.

Ama ucuzluk falan diye bir şey yok. İnsanlara medyayla çok güzel gazı verip sürüler halinde buraya getirtmeyi başarıyorlar.



                     Cumartesi gecesi halamızda kaldık. Bursa'nın kalabalık sokaklarından biraz uzak sakin bir mahalledeydi ev. Beraber yapılan güzel kahvalılar gibisi yok. 



                          Pazar kahvemizi de içip tekrar AVM'lere doğru yola çıktık. Akşam karanlığında eve doğru yola çıktık.


                     Hafta sonu evde olmayınca pazartesi işe yorgun gidiyorsunuz. Sabah zorla kalkıp neredeyse yarı karanlıkta okula gittim. Yürüdüğüm yol tam anayolun kenarı. Apartmanların önüne belediye sıra sıra ağaç dikmişti. Yolda ki şu küçük karelerin içinde küçük ağaçlar vardı. İnsanlar beğenmemiş ya da arabaları kirleniyor diye kafalarına göre kesmişler. Şunu düşünüyorum; günde kaç bin insan geçiyor o yoldan acaba kaç kişiye dert oluyor bu  ?


                        

                 Ressam , ağaç oyma  ve baskı sanatçısı Hokusai gün doğumundan gece yarılarına kadar çalışırmış.Geride otuz binden fazla eser bırakmış. Yetmişli yaşlarında şöyle demiş;

'' Yetmiş yaşından önce resmini yaptığım bütün o şeyler arasında sözünü etmeye değecek bir tek şey yok. Yetmiş iki yaşında kuşların, hayvanların,böceklerin ve balıkların gerçek nitelikleri ve otlarla ağaçların doğaları üzerine nihayet bir şeyler öğrendim .''

Picasso'nun da son yaşlarında çocukların yaptığı resimlerin olduğu sergiyi gezerken şöyle demiş; 

''Ben bu çocukların yaşındayken Rafael gibi çizim yapabiliyordum, ama bu keratalar gibi çizebilmek için bir ömür harcadım..''




                                                         Köyün o sisli hali..
                                                       Sakin, ıssız sabahları..
                                                       Etrafta koşturan köpekler..

           "Kalabalık şehirlerdeki yalnız zihinler bağlantı kurabilmenin özlemeni çeker çünkü yüz yüze iletişimin en önemli şey olduğunu düşünürler. Ama saf doğanın ortasındayken, yalnızlık apayrı bir kişiliğe bürünüyordu. Başlı başına bir çeşit bağlantıya dönüşmüştü. Doğayla arasındaki bir bağlantıya. Kendisiyle kurduğu bir bağlantıya."

                                            Gece Yarısı Kütüphanesi ...Matt Haıg


                                Sabah sürprizi.. Bir velimden gelen boşnak böreği...



                                         Bu sene yeni yıl kartlarımı çocuklara yaptırıyorum..



                                    Hafta boyunca iki güzel kitap okudum..



                    Yıllardır köyde ki okuluma içmek için 5 litrelik su taşıyordum. Marketten içme suyunu satın alıyorduk. Bu sene okulun önünde bulunan ve devamlı akan köy çeşmesinden suyumu dolduruyorum. Meğer ne güzel bir suymuş..

                         Tanpınar'ın Beş Şehir kitabında İstanbul'u anlatmaya Arabistan'dayken tanıştığı İstanbullu bir hanımı anlatmakla başlar. Sık sık hastalanan bu hanım, humma başlar başlamaz '' Çırçır, Karakulak, Şifasuyu, Hünkar Suyu, Taşdelen, Srnakeş..'' diye İstanbul sularını sayıklar.  Şöyle de anlatır;
'' Adeta bir kurşun peltesi gibi ağırlaşan dilinin altında ve gergin, kuru dudaklarının arasında bu kelimeler ezildikçe fersiz gözleri canlanır, bütün yüzüne bizim duymadığımız bir şeyler dinliyormuş gibi bir dikkat gelir, yanaklarının çukuru sanki bu dikkatle dolardı. Bir gün damadı babama Bu onun ilacı tılsımı gibi bir şey..Onları sayıklayınca iyileşiyor demişti.''



                              İlk yeni yıl hediyelerimi hazırladım ve verdim bile 😍


            Teyzemlerde akrabalar günümüz vardı. Okul sonrası gidip bir bardak çayla kendine gelmek nasıl güzel !

                Yeni bir gezi videosu yükledim, hadi gelin arkadaşlar abone olup seyredelim!



                                                    Mutlu ve huzurlu cumalar !















Aralık Ayının İlk Cuması

                        Kara cuma mı Kara Kasım mı ne varmış, mutlaka eksikler bu dönem alınmalıymış, her şey yarı yarıya ucuzluyormuş, heme...