'' Sandor Marai, Türkçeye çevrilen son romanı Buda’nın Boşanması’nda, ‘his kayıplarını’ ve o kaybı iradesine rağmen yaşayan insanın çaresizliğini anlatmak istemiş esas itibarıyla. Ve her zamanki gibi bunu hırpalayan edebî anlatımıyla yapmış. O ‘derin bilincinin’ kendisine kurduğu tuzaklar yüzünden ansızın sevmekten vazgeçenlerin düştüğü boşluğu okuduğum hiçbir yazarın cümlelerine benzemeyen dürüst bir çıplaklıkla tarif ediyor. Karakterlerindeki eksikliği aşkla tamamlayan insanın uyanış ânında hissettiği sarsıntıyı tarif ediyor. Bizi hayatın köklerine bağlayan aşkın nihayetinde bir düşman gibi hayattan büsbütün koparttığını acımasızca hatırlatması biraz incitiyor ama tam da bu yüzden ona okudukça daha çok bağlanıyorsunuz. Kuşkucu bakışlarını aklınızdan geçenlerden ayırmadan diyor ki, hemen önünüzde duran, çok iyi bildiğiniz bir dünya var ama o kadar kibirli olmayın belki de tanımadığınız öteki yanınız bilmediğiniz bir dünyada soluk almak için can atıyordur ve sizin bundan ödünüz kopuyor.''
Kitapta aklın , mantığın, olması gereken rutin düzenin temsilcisi kahramanı Kristof Kömives' nin değerlerini usul usul okuruz. Gençlik yavaş yavaş gitmektedir, hayatın anlamı açıkça belirmeye başlamıştır. Herşeye sahipken bir anda koca bir boşluk belirir. '' Tolstoy günün birinde bu şey..bu boşluk ona egemen olduğunda elli yaşındaydı . O da kaldıramadı. Kimse dayanamaz buna . Nereye kaçabilirim ? Hayata mı? diye soran doktor arkadaşıyla kesişir hayatı.
Kömives hayatını sorgulamaya başladığında , derin boşluğu gördüğünde 38 yaşında. Tolstoy 50 yaşında görmüştür . E. A. Poe aklıma geliyor , onunda içinden çıkmayan '' kuzgun'' u vardır. Devamlı onu rahatsız eden , belki de besleyen. Geçen günler de okuduğum Latife Tekin'in Muinar adlı romanında da şöyle diyordu :
'' coğrafyası gizli bir kocakarıyım, her kadının içinde benim gibi bir kocakarı uyur derinde, uyanması şans işi, şarta bağlı” .. Gerçekten şans mıdır keşfetmemizi sağlayan?
Sandor Marai bana bir çok soruları sordurdu. Benim de yıllar önce , belki de oldukça erken bir yaşta keşfettiğim boşluğu tekrar hissettirdi . Romanda geçen mekanları - Budapeşte'yi bir kış günü görmüş olmamında etkisi büyük - sanki yeniden gezdim, romanın atmosferine daha çok bağlandım. Herkesin etkilenme eşiği farklıdır ama ben çok şey buldum bu kitapta..
Büyük merak uyandırdı bende en kısa zamanda okumalıyım.
YanıtlaSilHiç duymamıştım bu yazarı ne ayıp etmişim. çok ilgimi çekti çok ta güzel anlatmışsınız. ilk fırsatta okumak isterim. teşekkürler haberdar ettiğiniz için.
YanıtlaSilBu kitabi Esra Yalazan'in Kelimeler ve Kader kitabini esim okurken kesfetmis ve almistik ama henuz ben okumadim, esim okudu ve o da cok etkilendi, ilk firsatta ben de okuyacagim:) guzel paylasimin icin tesekkurler ...
YanıtlaSilBuket'cim ne çok özlemişim seni, kalemini. Budapeşte'ye 1 ay önce gitmiş birisi olarak bu kitabı hemen aklımın bir köşesine yazdım ve o boşluk, zaman zaman yoklayan ama tamamen uyanmasından her daim korktuğum kara delik. Konusu bende ayrı bir merak uyandırdı, paylaşım için çok teşekkürler canım.
YanıtlaSil