.....kitabı alıp koltuğa geçti ve büyük merakla sayfaları bir bir çevirmeye başladı. kendi gözlerine doğru bakan, masum, günahkar, iyi, kötü, erkek, kadın yüzlerce insan... hepsi de çok korunmasız görünüyordu. kendilerini koruyan görünmez zırhı çıkartıp teslim olmuş bir halleri vardı. başlarına geleceklerden habersiz, gülümseyerek bakıyorlardı; dudaklarına -muhtemelen fotoğrafçıların zorlamalarıyla- yerleştirilmiş gülücüklerle. erkeklerin çoğu hiçbir zaman sahip olamadıkları kravatlar takıyorlardı. saçların çoğu fotoğrafhanedeki başka müşteriler tarafından defalarca kullanılmış taraklarla taranmıştı. çoğunun üzerinde ceketler bile iğretiydi. en az kendi olabildikleri bir anda en çok kendileriymiş gibi durma emri almış gibiydiler.
Tayfun Pirselimoğlu 2002 yılında “Kayıp Şahıslar Albümü” adında bir roman yayınladı. O zamanlar kayıplar, özellikle de gözaltında kayıplar gündemdeydi. Cumartesi anneleri vardı, kayıpların resimlerini taşıyan otobüsler vardı. Romanda birbirinden farklı sebeplerle ortadan kaybolan pek çok insan ve saplantılı şekilde onları arayan bir matbaa işçisi var. Matbaa işçisi Cezmi Kara, çalıştığı yerin kuytu bir köşesinde bulduğu Kayıp Şahıslar Albümü'ndeki yüzlerin peşine düşünce tuhaf bir girdaba kapılır. Altı ve üstü karmakarışık bu memlekette yaşadığı ve hiçbir şeyin farkında olmadığı için, merak denen canavarın nasıl tehlikeli ve ölümcül olduğundan habersizdir...
Pirselimoğlu kendisiyle yapılan bir röportajda, böylesi bir roman yazışının gerekçesini şöylece anlatmış: “İçişleri Bakanlığı'nın çıkardığı bir kitap var 'Kayıp Şahıslar Albümü' diye. Bende de var bu kitap. Bu korkunç bir şey. Kitabı açtığınız zaman yüzlerce suretle karşı karşıya geliyorsunuz, her birinin ayrı bir hikâyesi var ve bu insanlar o fotoğraf çekme anındaki masumiyetlerinin çok uzağında bir yerdeler ve biz onlara ne olduğunu bilmiyoruz. Ve bundan yola çıkarak 'Kayıp Şahıslar Albümü' oluştu, fakat bu coğrafyada geçen bir hikâyeyi anlatıyoruz ve bu topraklardaki kaybolmanın neye tekabül ettiğini düşünme adına bir işe yarasın isterim bu kitap. Biraz da buna hizmet ediyordur diye umut ediyorum. “
Çok etkiliyeci bir roman olsa gerek
YanıtlaSilama okumaya cesaret edemem herhalde
etkisinden kolay kolay çıkamayacağım için.Halbuki bilinçlenmemiz çok gerekli...
Tek sayfalık bir kitap yazmak istiyorum: Kayıp Ülke Albümü.
YanıtlaSilya tatlıyı ilk görünce kuru patlıcan dolması sandım iyimi:))
YanıtlaSilkitabı merak ettim.
bu kitabı okumak beni cidden huzunlendırır. kayıp ınsanlarda,hep aklıma kotu senaryolar gelir, hiç isteyerek kaybolma olabılecegını dusunemıyorum...
YanıtlaSilGerçek olduğunu bildiğim kitapları okurken satırlar zihnime kazınıyor adeta. Bu çarpıcı, gerçek hikayeleri iyi ki de anlatmış yazar diyorum...
YanıtlaSil