Kitap iki ana bölümden oluşuyor.İlk bölümde yazarın başından geçen kalp krizi ve buna bağlı olarak gelişen ameliyatı anlatılıyor..Bu süreç içinde oluşan bunalımı..Gerçekten de her an herkesin başına gelebilecek olan hastalık,kaza,ameliyat vb. gibi insani görünen durumların bize uzakmış gibi dururken birden gerçeğimiz olması ve daha da ilginci bu gerçeğin o güne kadar yapılanları bir anda yutması... Nermi Uygur'un geçirdiği evreleri,bunalımı ben de birebir hissettim.Çünkü bunalımın aslında hayatın vazgeçilmezi,hayatı anlamdırma çabası olduğunu öğretiyor bize.Zaten ikinci kısımda da topluma ,kültüre göre bunalımın aslında benzer olduğu ve bu bunalımı benimseyerek hayatı sürdürmemiz gerektiğini anlatıyor..
'' Nice bunalımlardan sonra gelen,bu ölümcül ama şimdiye dek yaşanmadık düzeyde yaşama artırımlı son bunalımla , doğru dürüst yaşama çağında buldum kendimi.Yaşama,yaşama-Mantıkça yaşamanın karşıtı diye tanınan ölüm ,yaşamaya gönderdi beni.Yaşama göstergesi oldu benim için.Ne önemliymiş ölüm: kurumlardan ,seyirlerden,uzaklardan değil,içten sımsıcak yakıncacık yaşamanın önemini apaçık ortaya koydu.Yaşamayı ne denli sevdiğimi öyle anladım ki.Eskisinde bambaşka bir yaşama biçimine kavuştum ölümle.Dıştan eskiyi andırsa da , ben eskisi gibi olmadığıma göre ,yaşam bambaşka artık.''
Beğenerek okudum,zaman zaman bende bunalıma girdim ama çok şey anlattı bu kitap. Benim aldığım ders ,başımza illa kötü birşey gelmesi gerekmiyor hayatın tam anlamıyla tadına varmak , keşke dememek,yaşamamızdaki öncelikleri gözden geçirmemiz için....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder