9 Kasım 2020 Pazartesi

Rita, Elias Rukla ve ben...

                              Oduncu gömleği, asi tavırlarıyla sıra dışı Rita'yı bilen var mı? Ben de bir bakayım şu diziye deyip ilk bölümde yaşantımıza oldukça ters aile hayatıyla, okul yaşamıyla Rita'ya gıcık olsam da öğretmen oluşu  diziyi merak etmeme neden oldu. Netflixin klasik eşcinselliği normalleştirme ve bol bol marlboro reklamı yapma çabalarını göz ardı edip evrensel okul-eğitim-gençlik ilişkilerini farklı bir coğrafya da seyretmek beni daha da diziye bağladı. Rita'nın sivri, kural tanımaz hallerine hayranlıkla bakmıyorum bir çokları gibi ama öğrencilerin tüm coğrafyalarda benzer olması incelenesi sosyolojik bir durum.
                          Geçen de izlediğim bölümde ergenlerin sorunlarına karşı Rita'nın tavsiyeleri benim için de yol gösterici oldu. Evde ki asi ergene karşı tahammülümün kalmadığı bir dönemde Rita'nın tutumu sinirlerimi bastırdı . 
                          Kuzey ülkelerinde ki yaşam ilgimizi çekiyor, bizlerden ne derece farklı olduklarını görmek istiyoruz gibi ama aslında insanoğlu her yerde aynı. Benzer ihtiyaçlarımız,duygularımız var gibi geliyor yaşantılarımız ve yaşadığımız yerler farklı olsa da. 



                      Okulda ki öğrenciler, öğretmenler ve onun çevresinde velilerle olan ilişkiler ve sorunların çok tanıdık gelmesi Rita dizisiyle ilgimi çekmişti. 50 yaşında ki Elias Rukla ise Dag Solstad'ın Mahcubiyet ve Haysiyet romanının kahramanı. Okumaya başladığımda ilk sayfalarından itibaren beni yakalıyor çünkü girdiği lise son sınıfta Ibsen'den Yaban Ördekleri'ni ilgisiz gençlerle işlemeye çalışması benimde evde ki ergene belli başlı yazarları tanıtmaya çalışmam ve bu konu da hiç bir zaman başarılı olamamamla benzerlik gösteriyor. Elias Rukla Rita dizisinde ki erkek öğretmenlerden birini hatırlatıyor bana. Yılların verdiği yorgunlukla çocuklar üzerinde ki etkisini kaybetmiş, onların tepkilerinden çekinen ve dersini hep aynı düz çizgi de anlatıp bitirmeye bakan biri.
''Gerçek şuydu, çok iyi eğitim almış yetişkin bir adam, yirmi beş yıldır masrafları kamu tarafından karşılanmak suretiyle bu sınıfta oturuyor ve öğrencilerin sıkılıp sıkılmadıklarını dikkate almaksızın ortak kültür mirasımıza ait edebi eserlerin bir bölümünü ders olarak işliyordu." diyordu yazar.
               Elias Rukla'yla özdeşim kurmam Rita'ya göre daha kolay oldu. Rita'nın yıllara rağmen cabbar oluşu, okulun belkemiği haline gelmesi, çocuklar üzerinde ki otoritesi aslında artı özellikler ama Elias'ın uzun yıllar kendini bu sisteme vermiş olmasına rağmen mutlu olamayışı, gençlik yıllarında düşünsel dünyasını besleyen tek bir dostun varlığıyla o yıllarda ki mutlu ve doygun geçen yaşları ve sonrasında bundan kopuşla gelen umutsuzluk ve sıradanlık.. Öğretmenler odasında yapılan sohbetlerin can sıkıcılığı. Ama bir gün öğretmenler odasında kulağına çalınan '' Bugün kendimi Hans Castorp gibi hissediyorum '' cümlesi. Kendimle özleştirdiğim tarafı da en çok bu oldu. Ben bu tür cümleler duyamayacağımı gayet iyi biliyordum, çalışma hayatımın 25 yılı boyunca her türden öğretmenler geldi geçti bırakın Hans Castorp'u bilen elinde kitap okuyan çok azına şahit oldum. Elias Rukla gibi  kendimi çok yalnız hissediyorum artık. Bir gün bizim de odaya biri girer ve onun şahit olduğu cinsten bir cümle kurar mı bilmiyorum . İnsanı besleyen unsurlar o insanın ihtiyaçlarıyla beliriyor. Benim de Elias gibi ihtiyacım okuduklarımı, izlediklerimi paylaşacak bir dost. Sonum onun gibi olmasın şemsiyemi parçalamak istemiyorum okul bahçesinde bir çok şeyden intikam alırcasına..















9 yorum:

  1. Rita'yı çok severim. Asi ama iş bitirici ve yardımsever. Daha ne olsun?:)
    İnsanın hayata bakış açısı her davranışına yansıyor. Kimi Rita gibi yılmıyor, kimi Elias gibi küskün kalıyor.
    İyi bir hafta dilerim, sevgiler Buket.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. benim bir ondan bir eliastan benzerlik gösteren yanlarım olunca ikisini kaleme
      aldım. ama elias küskünlüğüm günbegün artıyor ne yazık ki..

      Sil
  2. Dag Solstad'la karşılaşmak ve kahramanı ile tanışmak piyango oldu benim için:) Lise Öğretmeni Pedersen'in Ülkemize Musallat Olan Büyük Siyasi Uyanışa Dair Anlatısı'nı okurken ki Kuzey yazarlarına ve ülkelerine zaafım var, bu kitabını da alsam mı diye düşünmekteydim. Alınacak sonuç itibariyle:) Bahsettiğim kitapsa: Pedersen öğretmenken bense kitapta anlatılan tarihten 7-8yıl sonra lise öğrencisi olsam da yıl farkına rağmen ben kuşağı için çok anlaşılırdı, benzer dönemlerde benzer siyasal süreçler ve benzer uğraşlar, eylemler ve tartışmalar içinde olduğumuz için de güzel bir okumaydı; tavsiye konusunda bu nedenle çekimserim:) Büyük ihtimal bir yazı yazarım üzerine ama:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de o kitabını çok merak ediyorum hatta alınacaklara eklemiştim. insan
      kendine benzerlerle daha çabuk ilişki kuruyor. 25 yıllık öğretmen olup bu süre
      zarfında kafama göre insana rastlamamam öğretmen camiasında etkili oldu. romanın sonunda elias'ın öğretmenler odasında Hans Carslopu duymasıyla yeşeren umutlarını
      öyle iyi anladım ki bu yüzden.

      Sil
  3. kitabı ve diziyi merak ettim. ama seninde değindiğin netflix'in tutumu beni irite ediyor. o nedenele pek orada dizi seyredesim gelmiyor. ama hikaye çok cezbedici. inşallah hem okuyup hem seyredeyim.
    öğretmenler odası sohbetleri gerçekten içler acısı, ben herkese diyorum, artık öğrencilerimle değil ama meslektaşlarımla ciddi bir kuşak çatışması yaşıyorum. çünkü benim öğretmenlikten anladığım ile onların anladığı çok farklı.
    düşünmek, sorgulamak, sancılıdır zaten. hem düşünüp hem sorgulayıp, huzur beklememek lazım. sokrates' 70 küsür yaşında bile verdiği mücadele malum ve sonu...
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Netflix bilinçli bir politika sürüyor bence, ülkelerin maneviyatını, ahlakını
      yıkayım diye. ben de alet oluyormuşum gibi de geliyor canım sıkılıyor buna. iptal etsen ortaklaşa aldık,şimdi arkadaşlar sorun yapar diye erteliyorum. ama belgeselleri
      hiç değilse güzel. dizi fazla takip etmiyorum ama Rita'nı bana aykırı
      halleri dışında öğretmen-öğrenci ilişkşlerini seyretmek hoşuma gidiyor çünkü
      farklı ülkelerdeyiz ama sorunlar genelde aynı.
      kitap çok güzeldi bence, gençliği felsefenin çevresinde geçmiş Elias'ın
      iş hayatıyla bu dünyanın kayboluşu onun öğretmenliğini de
      etkileyip hayatından bezdirmiş. ilginç geldi bana da..

      Sil
  4. Draga mea,
    Lectura sau un film bun poate fi o relaxare binevenita. Timp pentru fiecare din noi, petrecut asa cum ne place, face parte din calitatea vietii.
    Imbratisari,
    Mia

    YanıtlaSil

Merhaba Cuma

                          '' Kendini sevmezsen başkasını nasıl sevebilirsin ?'' diye soruyor Tina Turner Mutluluk Sana Yakış...