6 Kasım 2020 Cuma

Cuma Geldi

                      Haftanın en önemli olayı İzmir oldu hepimiz için. 99 depremini kanlı canlı yaşamış biri olarak artık herşey ben de korku yaratıyor, endişemi arttırıyor, üzüntü zaten kalıcı. Bu yüzden tv seyretmiyorum, deprem anı videolarına ben de baktım bir kaç kez ama yıllarca iyileştirmeye çalıştığım kaygılarım artıyor onu da bıraktım hemen. Olanın sonrasında yapılan eleştirilerin, tepkilerin  kimseye hayrı yok. Olmadan önce yapılmalı her şey. Binalar sağlam olmalı, elektrik, su , kalorifer için içine girip inşaata devam edenler usulune uygun yapmalı, işlerine geleni yapmamalı, bunları denetleyen mekanizmanın çalışması gerekiyor. Bu adamları da biz yetiştiriyoruz ana, baba, öğretmen olarak. O zaman biz de işimizi iyi yapacağız. Bizi kurtaracak olan herkesin işini iyi yapması, Kusura bakmayın ekran başına geçip elimizde çay göz yaşı dökmek değildir olması gereken.

              İnsanın hayatında tat bırakmayan olaylar arkası kesilmeden geliyor. Her şey öyle üst üste geldi ki ,  birbirimize ne oluyor böyle diye sormadan geçmiyor bir günümüz.


Bu hafta iki arkadaşıma sonbahar hediyesi hazırladım, içimden geldi bilmiyorum. Ne zamandır heddiye vermek istediğim kişilerdi. Küçük paketlerin büyük mutluluk içerdiklerini herkes bilir :)


                       Annem gibi babamda ekim ayı doğumlulardan. Ekim sonunda onunda doğum gününü kutladık. En sevdiği hediye de bu sene her yıl aldığımın aynısı; bir kutu çikolata!


Bu hafta okuduğum kitap Mahremiyet. Aslında Nazife Şişman yazmamış içinde bir çok yazarın mahrem alanımız, özel hayatımızın günümüzde yok olan yönünü internet üzerinden olumsuzluklarını anlattıkları oldukça güzel bir kitap.


                  Yaptığım yürüyüşler sırasında zeytin ağaçlarına rastlamak bizim burada oldukça olağan bir şey. Bu ağaçların bereketi, uzun yıllara kök salması göz önüne alındığında hiç bir zaman kesilmelerine izin verilmemesi gerektiğini savunanlardanım.


Orta sehpamı kabaklar ne zamandır süslüyordu. Onlara bakmak bir terapi inanın bana. Turuncu, sarı renkleri neşe içindeler sanki. Bir sepet kabak insanı rahatlatır mı? Evet, yapıyor...


Yürüyüş rotam bu hafta sonu balıkçı barınağındaydı...


Dinlenmek isteyenlere güzel bir köşe...


                      Yürüdüğüm yol öyle güzel ki. Her yürüyüşüm şükürlerle geçiyor. Bu dünya da cennetteyim diyorum her seferinde. 


                          Corona falan dinlemeyip evde iki arkadaşımla buluştuk, hepimiz farklı bir köşede oturduk ama bilmiyorum bu pandemi de artık iyice paranoyak olduk gibi geliyor. Bazen böyle her şeye boşveriyoruz bazen de sıkı tedbirler alıyoruz. Etrafta da o kadar çok hastalanan haberi almaya başladık ki bu daha başlangıç gibi geliyor.


                             Okulda az öğrenciyle eğitime devam ediyoruz . Çocukların yaşı küçük olmasına rağmen kurallara çok güzel adapte oldular. Aralıksız üç saat eğitimde maskeleri hiç çıkarmıyorlar.


                                  Herkes evden bir kaktüs getirdi bu hafta. Bu sene de küçük bir bitki alanımız oldu pencere önü. Çocuklar öyle sevdiler ki bitki bakımını, her sabah koşa koşa gidip günaydın diyorlar saksılarına.


Okul çıkışı köyde yapılan yürüyüşte karşıma çıkanlar...
Bu hafta böyle geçti şükürler olsun; ailem, arkadaşlar, konu komşu herkes iyi diyorum. Kasım ayına da girdik hatta ortası bile gelmek üzere. Koşarcasına giden aylara yenisi eklenecek, iyilik güzellik hayatımızdan eksik olmasın...
Mutlu hafta sonları!















14 yorum:

  1. Selam minik kabakları bende çok severim beni mutlu eder sehbanın üzerinde bir kasımpat kabaklar. Çocuklara çiçek sevgisi aşılama ız çok güzel. Emekli olmadan süper lisenin ilk yılı harika sınıfım vardı. Sınıfta çiçekler beni o günlere döndürdünüz. Anılar. Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar güzel, lise de sınıflı çiçek! şimdi nerede liseler böyle olacak.
      çok ruhsuz sınıflar,en azından benim gördüklerim. ilköğretim cıvıl cıvıl oluyor da ortaokul ve lise de çok çıplak kalıyor sınıflar. ben zaten çiçekleri çok severim, her sene çocuklardan bir saksı çiçek isterim. öyle de çok seviyorlar ki.

      Sil
  2. babanıza nice mutlu seneler .

    YanıtlaSil
  3. Hele de o minik kabukların bir terapi olduğuna çok inanıyorum. Güzel yüreğinizden güzel ama çok güzel fotoğraflar ve duygular çıkmış yine.
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. her dönem sevinç yaratacak şeyler buluyoruz ne güzel !

      Sil
  4. Benim iki kabak bile mutluluk verirken, senin o şahane sepetinin vermemesi mümkün mü? :)
    Sevgiler Buket. Güzel bir hafta sonu diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu sene hiç bulamıyordum, millet migrostan alıyordu ama ben hiç ulaşamadım.
      sonrasında köylerden falan buldum ve sonuç :)

      Sil
  5. Cuma günü Pelinpembesi günü :) Yine renklerinle, detaylarınla içimi açtın, teşekkürler.
    Yaşlıların "ne istersin" dediğinde "çikolata" demesine bayılıyorum, ruh hep çocuk, hep tatlı bi'şi'ler istiyor demek ki :) Nice yıllarınız olsun ailecek.

    YanıtlaSil
  6. nefis ve huzurlu fotolaar ve çikolataaa :)

    YanıtlaSil
  7. çocukların yeni durumlara alışma gücü hepimizden yüksek. biz zorlanıyoruz ama onların normali olmaya başladı yeni normal. Allah hepimizi beterinden korusun. bende 12. sınıflarımla yüz yüze eğitime başladım. gelecek hafta tüm sınıflarımda yazılı haftası. unuttuğumuz koşturmaca yeniden başladı. maskeyle ders anlatmak çok zor. allah kurtarsın ne diyeyim.
    babanıza mutlu yıllar diyorum. selametle

    YanıtlaSil
  8. Çok güzel bir yerde yaşıyorsun. Hangi yana baksan cennet gibi, verimli topraklar. Tabii bakan göz de önemli. Herkes aynı şeye bakıyor ama farklı görüyor. Hiçbir göz aynı görmüyor baktığı şeyi. Gören gözümüze çok şükür Buketcim. Fotoğraflara bayıldım, hele balıkçı barınağına <3 Babacığında da sağlıklı huzurlu nice yaşlar dilerim. Şükre devam.

    YanıtlaSil

Diğer Ev

                                  Rachel Cusk adını nerede gördüm hatırlamıyorum ama ilk kez okumak üzere iki kitabını satın aldım. Diğer ...