1 Mart 2019 Cuma

Cuma Gelmiş !


Bir hafta daha gelmiş ve geçmiş bulunuyor. Cuma günleri içimde hep bir hüzün var. Bu yazıyı yazma aralığım sanki bir hafta değil de bir an gibi geliyor. Bana bir varsın bu dünya da bir yoksun diyor hayat. Sonra sağlıklı ve iyilikle geçtiği için minnet duyuyorum, ne yapayım ya da başka ne türlü olur ki yaşam. Kabullenişlik mecburiyetimiz..
Her memur her çalışan gibi günümün büyük bir çoğu işyerinde geçiyor. Neyse ki harika bir işim var. Çocuklarla zaman nasıl geçiyor anlamıyorum. Ama bu duygu köyde ki 4 yılımda çoğaldı. Çünkü şehir okullarının yıpratılıcığı, kaosu burada yok onun için böyle diyorum.


    Çocukların dünyasını kağıt üzerinde görmekten mutlu olduğum anlardan biri..


          Her resme baktığımda bir zamanlar benimde var olan hayal dünyamı, enerjimi hatırlatıyor. Nerede şimdi bu :( 


Fırsat buldukça mandala yapıyorum, terapi bu her zaman söylüyorum. İster boyayın ister çizin. Bence denemelisiniz..


Arkadaş buluşması olmadan olmaz...


Boşnak köyünde olmanın avantajı sınıfa habersiz gelen bir tepsi börek..


Kaktüsün her türlüsünü severim. Bir kaç taş üzerine denedim ben de..


Sonra da aldım sütlü kahvemi geçtim kaktüslerimin karşısına..


                                                    Kar yağdı biliyorsunuz , bizim köye de  tabi ki. Çocuklarla kartopu oynamak, kardan adam yapmak bilirsiniz çok zevkli..

 
                               Tam sınıfa gireceğiz köpeğimiz de bizimle :)


Sonra da sobada  ısınmalar..



Soğuk hava da ıhlamur içilmeli..


Bu hafta okuduğum kitaplar.. Ev de  bulunduğum zaman ya okuyorum ya da tv seyrediyorum. Geçen günlerde TRT 2 nin tekrar başladığını gördüm ve çok sevindim. Yıllar önce gece yarıları başlayan kaliteli filmlerini az mı beklerdim. Bu sezona da hızlı bir başlangıç yapmış. Her akşam itinayla seçildiği çok belli film gösterimleri var. Semih Kaplanoğlu’nun Buğday, Nuri Bilge Ceylan’ın Ahlat Ağacı, Asghar Ferhadi’nin Bir Ayrılık, Ruben Östlund’un Turist, Aleksey German Jr’ın Dovlatov’unu ardı ardına izleme imkanı bulduk. Sırada Mustafa Kara’nın Kalandar Soğuğu ve JimJarmusch’un Paterson’u var. 


                     Dün kızlarla buluştuk. Bir arkadaşımız Makedonya göçmeni. Bize Komat  denen pırasalı bir çeşit börek yaptı. Buluşmalarımızı çok seviyorum, hasret gideriyoruz  bir masa etrafında.


Hafta sonu da mutlaka kek yapılmalı. en sevdiğim elmalı, cevizli. Artık bizim evin rutini bu. Soğuk kış günleri evi saran tarçın, karanfil kokulu kekler , kurabiyeler. 
Bu hafta sonumuzun da mutlu ve huzurlu geçmesi dileğiyle..

8 yorum:

  1. Ne güzel kareler, içim ısınıyor hep resimlere bakınca, mutlu haftasonları..

    YanıtlaSil
  2. Her bir karenin iç ısıtıcı, huzur verici olduğu, bunu böyle gören, böyle gösteren yüreğiniz dert görmesin. Emeklerinize sağlık, yediklerinize sağlık olsun öğretmenim. Sizin gibi öğretmenlerden çoook olsun.<3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Paylaştıkça güzel her şey. Türlü
      türlü meşgalelerle geçiyor hayatımız, dolu da olumsuzluk
      var etrafta. Bir nebze paylaşımlarımla farkındalık
      olsun da istiyorum. sizlerle daha çok mutlu oluyorum.
      Güzel haftasonu dilerim!

      Sil
  3. Soba başında ısınan elleri severim ben :)

    YanıtlaSil
  4. Cok seviyorum Cuma yazilarini ve renkli hayatini paylasmalarini:)

    YanıtlaSil
  5. Çok seviyorum Cuma postlarını. Huzur veriyor, baba ocağı, ana kucağı gibi...

    YanıtlaSil
  6. e güzel hayat yaaa :) trt 2 mi ay saol senden duydum şimdi, iyi filmler oleeeey bi bakıyım :) jarmuş, ostlund heyoooo :)

    YanıtlaSil

Merhaba Cuma

                          '' Kendini sevmezsen başkasını nasıl sevebilirsin ?'' diye soruyor Tina Turner Mutluluk Sana Yakış...