Savaş ve Bariş'ta Tolstoy ,
'' Mutsuzluk yoksunluktan değil, fazlalıktan kaynaklanıyor,'' der. Romanın kahramanı Bezuhov üzerinden benimde hayatımda rol oynayan cümleyi söyletir;
''İnsanların bunca çabayla kazandıkları zenginliğin ve iktidarın bir değeri varsa, onlardan vazgeçme zevkidir.''
Taşınma haberimizi alan tüm akraba, eş-dost niye böyle bir şey yapmış olduğuma anlam veremeyerek merakla nedenini soruyor. Hak da veriyorum çünkü insan doğduğu, büyüdüğü güzel şehrini, bin bir emekle oluşturduğu cennetten köşe evini -hatta bir de bağ evini- bırakarak yurdun dört bir yanından gelmiş insanların yaşadıkları sanayi kentine ne diye gider. Benim için ise, gittiğim yerden çok tüm sahip olduklarımı en tadında bir yerdeyken bırakabilme cesareti ve özgürlüğüne sahip miyim diye kendimi sınama dönemi bu. Bunca yaşam tecrübesi, üst üste okunan kitapların katmerleştiği ruhumda bazı yolların açıldığını anladım. Hep seyirci olarak baktığımız yol ayrımlarında artık yola çıkma vakti gelmişti. Hem eşyadan hem arkadaşlıklardan hem akrabalardan kopma, yani bizi esir eden bir çok bağdan kopma zamanı gelmişti ve nereye gittiğim önemli değildi.
Ben de insanım sonuçta. Hiç bilmediğim, kültürüme, sosyal alanıma ters insanların ortasına düşüverdim. Sudan çıkmış balık gibiyim. Ama olması gereken de buydu zaten diyerek her şeye sakin yaklaşmaya çalışıyorum. Seçtiğimiz ev daha doğrusu uzun uğraşlarca aradığımız iki katlı evi şehrin biraz çıkışlarında bulunca etrafta ki insan profli de beklenen gibi olmuyor. Gerçi şehrin göbeğinde olsak farklı mı olacaktı? Yurdum insanın özelliklerine hep yabancıyız biz karıkoca, belki de bizde vardır bir şey.
Deprem korkum ve uzun yıllar müstakil evlerde yaşamış bir insan olarak apartmanlarda ki dairelere hiç bakmadık ve şansımıza iki katlı bir evin ikinci katında bulduk. Öyle ki ev de kimse oturmamış henüz, her şeyiyle sıfır. Bu konu da çok şanslıyım. Minik bir balkonum var; daha doğrusu ince uzun. Buraya küçük bir sedir koyarak köşemi oluşturdum hemen.
Tabi olmazsa olmazlarım çiçeklerimi de getirmiştim biraz. Onlarda pencere önlerine yerleştirildi ve sıkışık falan demeden güzelce oturmaya başladık. Çevreye bakınca bol bol apartman görüyorum. Ekili bir ağaç yok. Sadece alt katta oturan ev sahibi teyze güzel bahçe yapmış, meyve ağaçları dikmiş. Ağrıyan bacaklarına rağmen yetişen domates, biberler arasında dolaşıp ilgileniyor. Amca da babam yaşında büyük ihtimal. Teyze beni yakaladığı yerde uzun uzun çoluk çocuk dertlerini, hastalıklarını anlatıyor. Amca biraz daha cool. Hem teyzeye göre çok dinç. Elinden düşürmediği sigarasının kokusu ne zaman balkona çıksam bize kadar geliyor. Derme çatma oturma yerleri yapmışlar, Karadenizlilerde görülen ne bulursan koy kapının önüne özelliği onlarda var. Bu kargaşayı görmemek için bahçe içinden hızlıca geçip ikinci kata çıkıyorum. Sonuçta aile evi gibi burası. Üstelik teyze apartman içine kilim koymuş merdivenlere. Bir şey demedik ama ayakkabıları da indirmiyoruz taa bahçenin önünde. Amca bahçede ki sedire uzanıyor dertli türküler dinliyor tüm gün. Yakında ayakkabılarınızı indirin kapı önünde derler mi acaba?
Beş tane çocukları olmuş, büyütmüşler evlendirmişler hatta iki tanesi Almanyaya gitmiş gurbetçi. Orada yaşam kurmuşlar, çoluk çocuğu olmuş onların da. Geçen hafta geldiler anne babalarının evine. Bahçede sabaha kadar oturup sohbetler, şarkılar, türküler. Tamam da benim kocam her sabah 7.30 da işe gidiyor ve bunu biliyorlar. Acaba Almanyada bu oluyor mu? Bahçelerde sabahlara kadar gülme, eğlenme.. Anılamıyorum bu insanlar neyin nasıl olması gerektiğini görüp yaşıyorlar ama Türkiye'ye gelince ne değişiyor?
Alışamadığım şeylerin başında etrafın bu kadar çok özensiz ve çöp içinde oluşu geliyor. Balkondan baktığımda boş arsanın üzerinde oradan oraya uçan naylonlar, kartonlar görüyorum. Bu durum bir beni mi rahatsız ediyor? Dayanamadım geçen gün çöp topladım mahallede. Ama temizlenecek gibi değil. Her yer inşaat olunca etrafa çok fazla atık atılıyor. Bu ustalar neden eline ne geçerse sokağa atıyor? Mesela pazarcılar da böyle, tezgah açarken tüm kağıtlarını, çöpünü yola atıyorlar, fark ettiniz mi bunu.
Burada bir de çöp konteynırların kapakları devamlı açık. Bizim evin önünde ki sadece öyle sanıyordum sonra çarşıya giderken farkettim ki her yerde bu böyle. Bazılarında kapak bile yok. Evde çöpleri plastik, cam diye ayıran ben burada tek bir çöpe hepsini birden atmak zorunda kalıyorum ve bu beni acayip rahatsız ediyor. Yakında belediyeye dilekçelerimi veririm, durun bakalım.
Hafta içi evden çarşıya yürüyeyim dedim, zaten dümdüz yollar bu güzel işte. İlerde bisikletimle gezerim. PTTye gittim geldim tam 8 bin adım olmuş. Aman ne iyi geldi. Yol üzerinde ilçe kütüphanesini gördüm, en sevdiğim mekanı bulma heyecanını görecektiniz. Sokaklarda her gördüğüm yere girip çıkarak şehri tanımaya ve keşfetmeye çalışıyorum. Yabancı bir yerde böyle keşfetme duygusunu seyahat sırasında yaşarım. Yürümek heyecanlandırır, her sokak farklı şeyler barındırır, etrafı izlerim, insanları izlerim. Bu duyguyu yaşamayalı çok oluyor. Yaz tatilinde kendi şehrimde bile yürüyememiştim.
Hafta boyunca neredeyse her sabah çıkıp 6-7 bin adım yürüdüm en azından.
Yol, kendine bir yer bulamamış kişinin özlemidir.
Bir yola çıkan kişi,
bir yerden bıkandır;
bir yerde konaklayan ise,
bir yolda yorulan -- bu
iki konum böylesine farklı..."
Yürüme | Oruç Aruoba
Hoşgeldin, Trakya böyle işte, çöp konusunda çok haklısın, oralar teneke bizdekiler ise plastik. Çöpler konusunda şöyle bir uygulama olabilir, belediye belli gün ve saatlerde Atık arabası gönderiyor olabilir. Şişeler için de cam konteynerleri olması lazım. Ben evde ayrıştırıyorum, aslında pazartesi günü mahalleme geliyor ama ben sergi açtığım için o gün, çarşamba günü yakın bir mahalleye götürüyorum. Bir büyük çöp poşetine plastikleri (poşetler, su şişeleri, ince manav poşetleri, tavuk tabağı altlıkları, peynir kaseleri, şampuan deterjan kapları) koyuyorum, bir poşete kağıtları (ilaç kutuları, gazete, dergi vs ) biriktiriyorum, bir poşete de demirleri (kavanoz kapakları, ilaç kapakları, konserve kutuları, maden suyu şişe kapakları vs) biriktiriyorum. Atık yağ alıyorlar kullandığın yağları dökmeyip 1 lt lik şişelerde biriktirebilirsin. Çerkezköy belediyesi ile bağlantıya geç sana bir kart vermeleri lazım. Tartıyorlar, karta para yüklüyorlar. ister markette harca ister yemekte. TICKET KART bize verilen. Ben sene başından bu yana yalnız 2 litrelik yağ alıcak kadar biriktirdim. Hedefim aralık ayına kadar 3 litre yağ parası yapıp, 1 er litrelik 3 yağ alıp birilerine bağışlamak. Millet boş boğaz konuşuyormuş maaşı yetmiyor mu diye:)) kimse çevreciliğin ve sıfır atığın ne olduğunu bilmiyor ki. Geçen gün okudum dış ülkelerin birinde bir kasabada yılda sadece 3 paket çöp çıkıyormuş!!!!!!!!!!!
YanıtlaSilDüşünüyordum Buket kütüphaneye üye oldu mu diye olmuşsun sevindim:)))
Keyfini hiç bir şey bozmasın,
Sevgiler,
Hoşbuldukk!!
SilDaha yavaş yavaş çözüyorum buraları. Bu çöplerin ağzını çöpçüler özellikle açık bırakıyor galiba. Arabayla gelince kolaylık olsun takalım dökelim diye. Etrafta
çok fazla inşaat var ve molozlar, atıklar çok fazla. Şimdi bir de rüzgar
şiddetli her tarafa uçuyor her şey. Kapımın önünü temizlemiştim
yeni çöpler bir saat sonra tekrar geldi.
Atık çöp yerleri daha göremedim bizim buralarda en azından. Giysi kumbaralarını gördüm daha çok. Yavaş yavaş öğreneceğiz artık.
Asıl büyük kütüphaneye gidip bakmayı düşünüyorum bende. Yine de kitaplar aldım .
Çok teşekkürler tekrardan..
Yeni yerler yeni heyecanlar güzel de duyarsız, kaba, bencil insanlar olmasa hayat daha güzel olabilirdi. Milletçe kendimize çeki düzen vermemiz gerektiğini düşünüyorum, yozlaşma ve eğitimsizlik hat safhada. Bu yüzden ben de kendimi soyutladığım bir evreye geçtim.
YanıtlaSilYurdun her yeri bu halde ne yazık ki. Fazla ümidim de yok son olan onca
Silolaydan sonra iyice canım sıkılıp umutlarım tükeniyor. Elimizden geleni
yapıp yaşayacağız artık .
Çok yeni bir yerleşim bölgesi gibi gözüküyor, bir kaç sene içinde yeşili çoğalır, ağaçlar dikilir ve büyür umarım. :)
YanıtlaSilDoğrusu cesur bir karar böyle yılların ardından yer değiştirmek, ama tebdili mekanda ferahlık vardır derler, dilerim her şey feraha çıkar. :)
Çok teşekkür ederim..
SilHayırlısı olsun Buket... Sen gittiğin yeri güzelleştirirsin, şüphem yok. Biraz zaman alacak gibi..
YanıtlaSilEtrafı güzelleştirmek biraz zor ama kendi evimde, dünyamda
Silyaşamaya bakacağım artık. Yoruldum dünya sorunlarıyla. Öyle çok olumsuzluğa
maruz kaldık ki son zamanlarda ne enerjim ne de umudum kaldı.
Buketcim yazını keyifle okudum. Eskiden unuturdum bakmayı, belki aynı yerde yaşadığımız için. Şimdi uzaklardasın merakla :) hemen gelip bakıyorum Buket ne yazdı neler yaptı acaba diyorum. Buralar çok fena. Köyler yanıyor :((( Sessizin Payı benim de ilgimi çekmişti. İki hafta izne çıktım kütüphane kapalı 😉 dönünce düzenlemeye devam edeceğim inşallah.
YanıtlaSilBak yayınladım :)
SilHaftasonu gelince dolu yorum birikmiş, evde açıp bakamadım. Ben de
senin yazılarını bekliyorum dört gözle ama çok ara veriyorsun.
Ne güzel olmuş çiçeklerinle o balkon. Güle güle oturun Buket'cim. Senin bu prensipli haline bayılıyorum. İnandığın, sevdiğin şeylerin peşinden giden tutkuna... Olması gerekenlerin olmadığını görünce, onu düzeltme çabana... Harikasın. Zamanla alışırsın oralara da. Belki geride bıraktığın kasaban gibi olmaz ama, seni oraya götüren sebeplerin hatırına eminim sen orada da kendine küçük huzurlu bir dünya yaratırsın. Yaz bitmeden tekrar görüşmek dileğiyle. Sevgiler. Sonat
YanıtlaSilNe güzel olmuş çiçeklerinle o balkon. Güle güle oturun Buket'cim. Senin bu prensipli haline bayılıyorum. İnandığın, sevdiğin şeylerin peşinden giden tutkuna... Olması gerekenlerin olmadığını görünce, onu düzeltme çabana... Harikasın. Zamanla alışırsın oralara da. Belki geride bıraktığın kasaban gibi olmaz ama, seni oraya götüren sebeplerin hatırına eminim sen orada da kendine küçük huzurlu bir dünya yaratırsın. Yaz bitmeden tekrar görüşmek dileğiyle. Sevgiler. Sonat
YanıtlaSilYukarıda bir yorumda da yazdım. Ülkede olan bunca olumsuz şey olunca bir de yıllardır süren bunca duyarsızlık, çöpler artık gına geldi. Galiba kapımı kapatacağım ve kendi dünyamı yaratıp kendimi nadasa bırakacağım.
Siltürkiyenin her yeri pis. avrupaya gidince dönünce midesi bulanıyor hep insanın. bir de tükürenleri görünce. nurdan gürbilek çok çok iyi :) hemen bir yuva haline getirmişsin işte ne güzel :)
YanıtlaSilCanım Deep aynen öyle bu pislik bu çöpler artık iyice canımı sıkıyor. Ben de gözümü kapatıp yoluma devam edeceğim.
SilMerhabalar.
YanıtlaSilÖnce anlayamadığım konuyu sormak ihtiyacı doğdu. Neden gül gibi mekanını terk ederek farklı bir yerlere taşındınız? Tayin falan mı çıktı desem, yazınızın içinde taşınma olayının nedenine hiç değinmemişsiniz. Sadece siz de kendi kendinize böyle güzel bir yer bırakılır da sanayi kentine niye gidilir? demişsiniz.
Emin olun sizin adınıza çok üzüldüm. O güzelim mekan, bağ evi terk edilir de neden Trakya bölgesinde bir şehre taşınılır? Tabi bu taşınma nedenini açıklamak zorunda değilsiniz, amaakrabalarınız kadar ben de kendi kendime bir sürü sorular ürettim durdum.
Şu anda taşındığınız evin mülkiyetini satın alarak değil de anladığım kadarıyla bu daireye kiracı olarak yerleşmişsiniz. Yeni taşındığınız yerle ilgili o kadar çok şikayetler sıralamışsınız ki onların kimilerini düzeltebilirken, kimilerini çözmeniz mümkün olmayacak.
Size yeni yurdunuzun hayırlı olmasını; sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir şekilde güle güle oturmanızı diliyorum. Eğer bir sakıncası da yoksa merakımızı gidermeniz açısından taşınma sebebini de bizlerle paylaşırsanız memnun olurum.
Selam ve saygılarımla birlikte sağlık, sıhhat ve afiyetler dilerim. Sağlıcakla ve esen kalın.
Recep Bey, geçmiş yazılarımda ara ara anlattım ama tabi ki
Siltaşınma sebebimizi yazarım. Eşim 2 yıldır emekliydi ve sadece ben çalışyordum.
Bir fabrikadan güzel teklif alınca buarada işe başladı. İlk bir ay gidip geldi Kocaeli'ne ama yol da 3 saat sürüyor ve her hafta sonu çok yorgun oluyordu. Bunun bir de kışı, yağmuru, karı var dedik. Bakayım bende tayinimi çıkarabilirsem giderim dedim. İstediğim gibi de okul buldum ve taşındık buralara.
Bu şikayetler ne yazık ki her ilimizde her ilçemizde var. Ben artık
bu pisliğe, çöpe, duyarsızlığa katlanamıyorum ve çok dile getiriyorum.
Güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
Merhabalar.
SilAçıklamalarınız için teşekkür ederim. Neyse ki kendi isteğinizle tayin isteyerek gelmiş olmanız huzur verici, çünkü zorunlu bir durum yok!
Yeni yeriniz, yurdunuz, görev yeriniz hayırlı olsun, hayırlara vesile olsun inşAllah!
Selam ve saygılarımla.
Tekrardan teşekkür ederim.
SilBalkon, çiçekler... Çok güzel olmuş, elimize sağlık. Böyle çiçekli balkonlar hayatı seven ve güzelleştiren insanlara ait oluyor ve ben görünce bayılıyorum 💗🧿
YanıtlaSilEtrafta ağaç yok en azından balkonumda yeşili göreyim istedim :)
Sil