1 Ocak 2021 Cuma

Yeni Yıl Cuması

                              Vay be! Bir yılı daha bitirdik. Sayılara baktığımda 2-0-2-1 Allahım diyorum bir zamanlar okulda ki yoklama defterlerine 1999-2004-2010 falan yazıyordum. Okullar açık olup yazmaya başlasaydık ne garip gelecekti bu rakamlar. Rakamların her yıl çoğalmasından mıdır yoksa bu kadar çabuk değişmesinden midir bir tuhaf hissediyorum. Bir tür yabancılaşma yaşıyorum sürüp giden hayata karşı.

Herkes dileklerde bulunuyor tabi olarak; oldukça zor bir yıl geçirdik. Ölümlerin çokluğu, insanın bunca gelişmişliğe rağmen aciz hale düşmesi, belirsizliğin en koyu haliyle sürmesi endişemizi sürdürüyor. Ama hiç bir şey sürekli değildir , bu da sona erecektir. Beklemesini, yapılması gerekenleri yapmayı bilmeliyiz. Kemal Sayar'ın kitabını okuyorum bu hafta. Gerçekten farkındalık yaratacak bir kitap.


                                      ''Ömürle birlikte düşünceler, duygular, duyumlar da akıp gidiyor. İnsan bütün bunların toplamından ibaret değil. Biz onlardan geriye kal’anız. Hayatın ve dünyanın şahitleriyiz. Kendi duygularımızın, düşüncelerimizin, hissedişlerimizin şahidi. Sonra çekilir ömür, geride bir tortu kalır. Biz, yaşadığımız günlerden geriye kalanız. Koca kâinatta bir zerre, o ki içinde koca bir kâinatı taşır. Bir derde müptela olmamış kişiye anlatamazsin derdini. Dert meyhanesinde başka sarhoşlar bulmalısın. “Benim içimdeki sızıyı başkasıyla mukayese etme. Başkası tuzu elinde tutuyor. Hâlbuki tuz benim yarama ekilmiştir.” diyor Hafız. Tuzu yarasinda hissedenlerle düş kalk sen. Yeter ki bir derdin olsun. Derdin ile başın hoş olsun.'' diyor yazar kitabında.

                                      Kitabı hala okumaktayım, sindire sindire okumak istiyorum acele etmeden. Ondan önce Blog arkadaşlarımdan Zeynep'in hediye ettiği bir klasiği okudum bu hafta içi.



                    Hafta içi yapraklarını tamamiyle kaybetmiş ağaçların parkta yürüdüm. Yağmur bekleniyordu ama çok az yağdı. Yine sakin ve ılıman bir hafta geçirdik. Aralık sonu gelmesine rağmen böyle olması aslında üzüntü yaratıyor.



Denize sıfır ağacımı da görmeye gittim bu hafta içi. O da sessiz sedasız ve çıplak duruyordu.



                          Deniz boyunca uzun yürüyüşler yapma fırsatım oldu çünkü havanın ılıklığı çok güzeldi. Sanki bahara girmek üzereydik. Çocukken bir minibüse teyzemler ve çocuklarıyla gittiğimiz yere kadar yürüdüm. Burada ki ağaç bu kadar büyük müydü şimdi hatırlamıyorum ama denize buradan girerdik. Denizin aslında kötü olduğunu hatırlıyorum; midye ve yosun boldu. Ağacın çevresinde ki bağda piknik yapardık tüm gün. 


                             Çocukken gittiğimiz bağın haline bakar mısınız! Burası artık bir mahalle olmuş durumda. Ağacı binalar sarmış, önü doldurulmuş, denize gitmek için otuz metre yürümeniz gerekiyor. Gel de çocukluğu arama..


                     Her gidişimde yüreğimi sızlatan yer de bu resim yüzümü güldürdü. Hoş şeyler yaratan insanlar hala var neyse ki.


Hafta içi yüzümü güldüren paketler de vardı.. Bir arkadaşıma kapıdan uğrayayım diye gittiğim bir mahalle de karşıma 1920 yılında yapılmış cami çıktı. Bu camiyi çocukluğumdan hatırlıyordum.  Kabakulak olmuştuk kardeşimle. O zamanlar yanağın alt tarafına boğaza yakın yere bir takım resimler çizerdi hocalar kabakulak olan çocuklara. Belki de arapça harflerdi bunlar. Biz de bu yüzden bu mahallye giderek bu caminin yan tarafında ki evde oturan hocaya çizdirmiştik.



                                      Yıllar sonra görünce bu camiyi yine duygulandım. İçine girip gezdim. Restore edilmişti, bahçesini de çok güzel yapmışlar ama çocukluk anılarım tarumar haldeydi :(


                  Dün de öğrencilerime minik yeniyıl hediyesi hazırlayıp köye gittim. Öncesinde geleceğim demiştim derste. Sabahtan beri dört gözle sizi bekledi dedi velilerim. Çocuk sevinci ne güzel bir şey değil mi?


Gökyüzü öyle muhteşemdi ki...


                            Bahçelerinde oynayan çocuklar hemen bana hayvanlarını gösterdiler.. Koyunların yeni kuzuları olmuş, çevrelerin de koşturup duruyorlardı. Öyle güzel moral oldu ki bunlar bana anlatamam. Çocuklarımla da hasret giderince değmeyin keyfime..


Cuma yazıma Kemal Sayar'dan bir alıntıyla son vermek istiyorum. Çünkü öyle güzel öğütler ki bunlar..

Zaman daralıyor. İyi şeyleri yapmak için acele
etmeli. Kendi ömrümüzü ve sevdiklerimizin
ömrünü güzelleştirmek için yarışmalı. Bir fidan
dikmeli. Kuruyan bir ağaca su vermeli. Ânın
evlatları olmalı. İnsanlara tebessüm etmeli.
Güzellik ve iyiliği dile getirmeli, olmuyorsa
susmalı.

16 yorum:

  1. Kemal Sayar iyi bir psikiyatrist ve yazın insanından, vasat bir kişisel gelişimciye doğru inişte gibi geliyor bana.. Ama bilemedim, az biraz alıntı isteriz bitap bitince :) Bu arada günler birbirine girdi aaa cuma mı bugün dedim!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Halka baya bir hitap etmeye başladı evet. Belki böyle olması da
      iyi bir şeydir çünkü ülkemizin gerçek okurluk düzeyi çok da iyi değil bence.
      popülerlik artık revaçta. hele kişisel gelişimciler mantar gibi çoğaldı.
      hiç değilse millet kaliteli olanı okusun. hem kemal sayar edebiyatla da süslüyor ya
      anlatımlarını seviyorum . ee inançlı yönü de tam benlik daha ne olsun :)

      Sil
  2. With this fresh new year before us HOPE is the word in my thoughts at present....HOPE that this is the beginning of the end......HOPE that we will be returning to normalcy soon.... very soon. ⭐️ Happy New Year to you and your family!! ⭐️. Amanda x

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar.
    Önce bu fotoğraflarını paylaştığınız ve ziyarete gittiğiniz yerin, eğer sizce de bir sakıncası yoksa adını sormak istiyorum. Etrafını evlerin doldurduğu o heybetli ağacın olduğu mekanı tanımayı çok isterdim. İmkanım olsa pılımı pırtımı toplayıp böyle güzel bir yere yerleşmek isterdim. Köy evi bile başımın tacıdır. Soba yakar, külünü atarım.

    Dış görünüşüne ait fotoğraf karesi göremedim ama, restore edilmiş camiin içi de çok güzeldi. Camiler benim özelimdir. Camilerin her Müslümanın gönlünde bir yeri vardır, ancak benim gönlümdeki yeri apayrıdır. Denize sıfır ağacınızın olduğu yer de aynı yer midir? Gerçekten insanı çok etkileyen güzel yerler. Denizin zaten insanın iç dünyasında dalgalarıyla yarattığı coşku ve heyecanı kaleme dökmek çok zordur.

    Koyun ağılındaki kuzulara da bayıldım doğrusu. Bunlar hangi ayın katılımından sonra dünyaya geldiler ki?

    İnsanın gönlünü şen eden ve insana huzur veren bu güzel paylaşımlarınız için daha söylenecek o kadar çok güzel şeyler var ki, artık kendime bir yeter demek istiyorum. Evet Cuma günleri de bizim şükür ve şükran günümüz olsun, ben bunda bir beis göremiyorum. bana uyar. Kemal Sayar'ın dizelerinden de çıkarılacak dersler var. Yeni yılın tüm insanlığın hayrına vesile olmasını, sağlık, huzur ve mutluluklar getirmesini dilerim.
    Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Recep Bey, ben de camilerimizi çok seviyorum, nereye gitsek orada olan camileri
      görmek, namaz kılmak ve dua etmek en büyük mutluluğumuz. Hele tarihi
      camilerimiz var ki hepsi çok güzeller. Her ilin,ilçenin sahip olduğu
      camiler mutlaka tarihi oluyor. Burası evet benim yaşadığım yer.
      Ama nokta atışı yer bildirimi yapmıyorum yazılarımda. Kocaelinin
      bir kasabası diyeyim. köyde ona bağlı bir köy. orada öğretmenlik yapıyorum.
      güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Tüm dilekler hepimiz
      için olsun!

      Sil
    2. Merhabalar.
      Değerli Öğretmenim.
      Bana bu kadarı yeter artar bile. Nokta atışı yer tarif etme konusundaki tutumunuzu saygıyla karşılıyor ve bu konudaki davranışınızı takdirle karşılıyorum. Kocaeli (İzmit) Gölcük'te rahmetli kardeşim bando astsubayı olarak görev yapıyordu. Orada geçirdiği bir trafik kazası sonucu kaybettik. (Allah rahmet eylesin). Memleketimde eşi memur, kendisi öğretmen olan bir öğretmen arkadaşımın da tayini Kandıra'ya çıkmıştı. "Buralar çok güzel, yolunuz düşerse, mutlaka gelin görün." diyorlar. Ben de çok hevesli ve meraklıyım oradaki köylere. Ben de 66 yaşımda emekli bir devlet memuruyum. Ama buna rağmen, gözüm ve gönlüm mavi ve yeşilden asla vazgeçmiyor. Mavinin ve yeşilin bir arada olduğu yerlerin hastasıyım. Allah ömür ve nasip ederse, inşAllah temelli oralara yerleşemesem de tekrar oraları dünya gözüyle bir gezip görmek istiyorum.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  4. Draga mea,
    Sa avem parte impreuna de sanatate, ingaduinta si iubire in Noul an!
    Calde imbratisari,
    Mia

    YanıtlaSil
  5. Kemal sayar in kitabını merak ediyorsun. Hemen alacağım. Yine çok güzel yazmışsın Buket.

    YanıtlaSil
  6. Köydeki çocukların mutluluğu ne güzel ama:) Çocukları mutlu ederek başlamışsınız yıla :) Benim de çocukluğumun bir kısmı köyde geçti, köyde koyunla kuzuyla büyümek kadar güzel bir şey olmasa gerek..
    Ayrıca cami çok hoş, herhangi bir yerde herhangi bir şekilde böyle tarihi yapılarla karşılaşmak benim acayip hoşuma gider. Size de güzel bir sürpriz olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. geçmişinde köy hayatı olanlar ne ayrıcalıklı değil mi? Biz de çok giderdik
      ama hiç sevmezdim. hey gidi nereden nereye :)

      Sil
  7. Ben hikayede de bayildim kuzulara cokkkk tatlilar.Kemal Sayar'in dizeleri iyi geldi.super bir yil dilerim buket'cim:)

    YanıtlaSil
  8. Ne kadar g0zel umut ve sevgi olmuşsunuz minik kalplere ah o çocukluk heyecanları, belki siz çocukluğunuzu buruk andınız ama başka çocuklara mutlu anılar ektiniz onlar büyüyecek kocaman ağaçlar olacak iyi ki varsınız

    YanıtlaSil
  9. Sen çok iyi bir öğreticisin zaten, zevkli, ruha dokunan. Gittiğin ve baktığın her şeyi güzelleştiren, mutluluğa sanat gibi bakan. Sadece blog yazılarını okuyarak bende uyanan hisler bunlar...
    Hep var ol...

    YanıtlaSil

Cuma Geldi

                                   Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...