20 Ağustos 2019 Salı

Kastelruth Gezisi

                                      Val Gardena bölgesinde kalırken çevreyi her gün gezerek tanımaya  çalıştık. Hep adını duyduğumuz Kastelruth kasabasına gidelim diyerek yola çıktık. Otobüs ağıyla rahatlıkla ulaşıyorsunuz. Sabahtan giderek ilk önce kasaba içini gezmeye başladık. 
Castelrotto (Almancada Kastelruth, latin dilinde Ciastel), Sciliar Doğal Parkı içinde, hem yazın hem de kışın  aktivitesi bol, Alpe di Siusi'nin eteğinde bulunan bir kasaba. 


Şehir içini gezerek sessiz bir yerin nasıl güzel olduğunu gördük..


Bizim gibi gezen turistlerin olmasına  rağmen çok sessiz ve huzurlu bir yerdi.


Bahçelerin,  evlerin güzelliği karşısında ağzımız açık gezdik dolaştık..



Bu bölgede  ağaç işçiliği çok gelişmiş, her yerde çok şirin dükkanlar var. Ahşap oymacılığı en üst noktada, böyle şeyler nasıl yapılmış diyorsun..




Şehir dışına doğru yürümeye başladık, nereye gideceğiz bakalım dedik ve gidebileceğimiz 
yere kadar gittik.


Karşımızda ki dağa doğru yürüdük..


Yolda kayalara rastladık, üzerinde demirden heykeller  olan..


Kastelruth içinden Seiser Alm yaylasına götüren otobüsler ve teleferik bulunuyor. İsteyenler buradan da gidebilirler. Biz uzun uzun gezerek Santa Cristina'ya geri döndük.




16 Ağustos 2019 Cuma

Dolomitler : Alpe Di Siusi'de Yürüyüş


                                Dolomitlerin en güzel platosu, en çok gezilen ve trekking yapılan yerlerinden biri Seiser Alm ya da Alpe di Siusi. Bolzano'nun doğusunda 2300 metrelere kadar çıkan yüsekliğiyle
unesco dünya mirasına dahil edilmiş. Güney Tirol’ün en görkemli dağları, Catinaccio grubu, Sassolungo, Kuzey Alpler ve Sciliar doğal parkı gibi ünlü zirveler arasında yer alan Alpe di Siusi, 57 kilometrekarelik alana sahip en geniş platosu.
                     Dağlarla çevrili muhteşem bir yer, dağ melteminde zıplayan çanlarıyla keçilerin ve ineklerin bulunduğu yeşil tepeler. 
Buraya gitmek için biz Ortisei  kasabasına gittik. Zaten elimizde ki Tirol kartlar ile
ulaşım ücretsizdi. Ortisei büyü bir  kasaba ama Seiser Alm hatta Seceda dağına gitmek için teleferikler merkezde bulunuyor. Bizde gidiş dönüş bileti alarak teleferiğe atladık.


                                Öyle dik bir yolumuz vardı ki korkmadım diyemem. Ama çok uzun sürmüyor, yavaş yavaş tepeye tırmanırken mazaranın güzelliği sizi büyülüyor. Şu kırmızı teleferiklerden birinde de biz vardık. Aşağı da görülen Ortisei kasabası.


Teleferikten inince yürümeye başlayınca küçük bir hayvan parkı gördük. Burada ki hayvanlar özelikle çocuklar tarafından büyük ilgi görüyor.


Bu güzel meranın büyüklüğü çok fazla. Her yöne rotalar buluyor.Bizde birini kendimize
seçip saatlerce yürüdük. 



                  Kış mevsiminde kayakçıların en sevdiği yer olan Alpe di Siusi, yaz mevsiminde yürüyüş ve parkur ağı sayesinde harika bir yer. Bazı güzergahlar, en önemli köy olan Castelrotto'nun merkezinden başlar ve Alpe'nin çimenli yamaçlarında tırmanır, örneğin tipik ürünleri tadabileceğiniz ve ardından zorlu bir yolculuğa devam edebileceğiniz Alpe di Marinzen'e ulaşmak için Sciliar masifinin nefes kesen manzarasına sahip olan Alpe di Bullaccia, Neolitik çağlarda okült adanmış bir yer olduğu düşünülen Panche delle Streghe (cadıların bankları) olarak bilinen yere gelir.


Yürüyüş Dolomitlerde çok önemli ve bu nedenle dinlenme durakları bulunuyor. Dolomitlerde  yemyeşil yeşil çayırların ortasında, bir dizi çiftçi alpin kulübesi bulunuyor. Burada güzel manzaraların ve kırsal lezzetlerin tadını çıkarabilirsiniz ve bazı dağ kulübelerinde geceyi orada geçirebilir, hatta bazılarını bile kiralayabilirsiniz. 



Bu kadar yürüyüşten sonra bir dağ kulubesinde mola vererek dinlendik. Burada içtiğim
kahvenin tadını hiç unutmayacağım.


                               Akşama doğru tekrar teleferiğe binip Ortisei kasabasına döndük. Buraya gelmişken gezelim dedik bu güzel yeri. Ortisei Val Gardena vadisinde bulunan 1236 mt yükseklikte bir şehir. 


Ve tabi ki dondurmasız olmaz..


Bir gün daha yorgunlukla bitmişti. Ertesi gün başka bir rotada seyahate devam...

10 Ağustos 2019 Cumartesi

Santa Cristina Diye Bir Cennet Varmış Bu Dünya da

                 Dolomit bölgesine gidip gezmeye karar verirseniz iyi bir rota yapmalısınız. O kadar çok gezilecek görülecek dağı tepesi, köyü, gölü var ki nereden başlayacağım sorusu en önemlisi.Biz iki hafta kaldık bu bölgede ama gezmediğimiz birçok yeri var. Giden kişilerin yazdıkları da sınırlıydı. Biz de kendimize göre rota yaptık. 3 gecemizi Bolzano da geçirmiş ve yakın çevreye günübirlik gezintiler yapmıştık ilk başta. Sonra da asıl bize Tirol yaşamını sunacak bir kasaba da zaman geçirmek istedik. Herkesin yoğun bir şekilde konakladığı Ortisei  kasabasına yöneldik ilk etapta. Ama o kadar çok konaklama seçeneğine rağmen geç kalmıştık, geriye kalanlar da çok pahalıydı. Yapılacak tek seçenek yakın bir yeri seçmekti.


Bizde  Ortisei'ye  yakın bir kasabayı seçtik ; St. Cristina.  İyi ki de böyle olmuş çünkü ikisini de görünce kararımızın ne kadar doğru olduğunu anladık. Ortisei oldukça popüler ve kalabalık bir yer. Beş dakika uzağında bulunan St. Cristina çok nezih ve sakin bir yer. Cennetten bir köşe de bulduk kendimizi. 
Seçtiğimiz apartımızda yukarıda ki fotoğrafta ki. Residence Cesa Panaval
Mutfağı, iki odası, banyosuyla oldukça rahat etiğimiz yer oldu. Ana caddenin üzerinde olması avantajlıydı. Buradan ulaşımımız için kullandığımz otobüs otelin tam karşısındaydı.


Otelin önü de böyle..


Odamızın penceresinden görüntümüz ..


Apartımızda ki kahvaltımız..


İsteyenlerin bahçede oturdukları yerler..


                           Bolzano'dan St. Cristina'ya giden otobüsler ile buraya gelip eşyalarımızı otele bırakıp çevrede gezmeye çıktık hemen. Küçük kasaba olmasına rağmen bir çok yöne yürüyüş rotası var. Bilgimiz olmamasına rağmen deneyerek harika yollar bulduk.


                        Santa Cristina, Ortisei,ValGardena kasabaları  Dolomit dağlarının eteğinde bir vadi boyunca sıralanmış oldukça yüksek yerlerde ki yerleşim yerleri. Geceleri ince yorganla yattık, gündüzleri de hiç bunalmadık. Bazı günler yağmur yağdı, etrafı sis kapladı. Her haliyle harikaydı. Zaten hiç ses yok. Onca turistin gezmesine, arabaların vızır vızır işlemesine rağmen hiç ses yoktu.
                           1.428 m. Yüksekliğindeki St. Cristina belediyesi Val gardena'nın kalbinde yer almakta olup kuzeyde Gruppo delle Odle ve güneyde Gruppo del Sassolungo tarafından çevrilmiş. 


                Dağlara doğru çıkışa başladığımızda manzaramız daha da güzelleşti. Yakın dağ Monte Pana. 


Monte Pana'ya doğru çıkışımızda tabelalar bize hep yardım etti. Orman içi yürüyüşlerin hazzını hiç bir zaman unutamayacağım.





                              Vadide, sizi Odle ve Sassolungo dağlarının büyülü dünyasına götüren Col Raiser ve Monte Pana fünikülerlerinin alt uçları var. Yaz aylarında bu bölge yürüyüşçüler ve Alpinistler için ideal bir arazi sunarken, kışın ünlü yamaçlar kayakçı ve snowboardçular için ayrılmış. Burası aynı zamanda dünyaca ünlü FIS worldcup kayak pistinin Saslong'un vadiye indiği yer. Gardena Ronda Express, köyün bir diğer cazibe merkezi, Güney Tirol'ün ilk yeraltı füniküler demiryolu ve iki büyük kayak alanını Seceda-Col Raiser ile Campinoi'ye bağlıyor.


                              Bu bölgede otellerde kaldığınız süre boyunca otobüslerde kullanmak üzere kart veriyorlar. Köyler arası ulaşım kolay bu yüzden. Ama son saatlerini bilmekte fayda var Çünkü yazın bile erken saatte ulaşım bitiyor.



                             Castel Gardena, S. Bolsena kilisesi, dünyanın en büyük ahşap oymalı Noel beşiği ve Monte Pana'da 2 m çapında küresel - ekvator güneş saati kesinlikle kaçırmamanız gereken yerler.


                      Bu kasabanın neredeyse her yerini yürüyüp otele geldiğimizde yavaş yavaş inen karanlık eşliğinde dağları seyretmek eşsizdi. Gece boyunca dinlenip ertesi gün farklı bir rotaya hazırlanmamız gerekiyordu. Diğer gün dünyanın en güzel yaylalarından birindeyiz.

4 Ağustos 2019 Pazar

Carezza Gölü ( Karersee )


                                Carezza Gölü Bolzano'ya çok yakın bir göl. Şehrin içinden, tren istayonunun hemen yanından kalkan otobüsler ile yarım saatte ulaşılıyor. Hem de hemen gölün kenarında bırakıyor. Yalnız yanlış hatırlamıyorsam dönüşler akşama kadar değil. Zaten yalnızca göl çevresinde yürüyüş yapmak ve biraz dinlemek iki saatinizi almıyor. 


                              Göl çok büyük olmadığından çevresinde bir tur yapmak kısa sürüyor. Gölün rengi masmavi, karşısında sıradağlar ve çevresinde ki çam ağaçlarıyla çok fotojenik. Her köşesinde bol bol fotoğraf çektiriyorsunuz.
Göle yakın hediyelik eşya satan bir dükkan ve lokanta bulunuyor.


                                    Geçen yıl bu bölge de büyük bir kasırga olmuş ve bu yüzden çam ağaçlarının büyük bir bölümü yıkılmış ne yazık ki.  Bazı fotoğraflarımda bu gözüküyor. Sanki tüm tepelerde ki ağaçlar kesilmiş gibiydi.




Bizde yarım günümüzü bu gölde geçirdikten sonra öğle otobüsüyle şehre geri döndük. Bolzano'yu  tam gezememiştik bu bizim için fırsat oldu.


İkinci el pazarına denk gelmiştik hatta.


Bende iki tabak almıştım.


                                  Bolzano'da üç gece kalıp buraya yakın yerleri de gezip bavullarımızı toplayıp Dolomit dağlarının eteğinde kalacağımız otele doğru yola çıktık. Burada ki günlerimiz diğer postta :)





















Cuma Geldi

                                   Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...