5 Ocak 2018 Cuma

Yılın İlk Cuması


Yeni bir yıla girerken sevinçle karşılıyoruz ama ömrümüzden koca bir senenin eksildiğini görmek herkesin içinde üzüntü yaratıyor sanırım. İşte 2018 geldi dile kolay ikibinli yılların geleceği çocukken ne kadar da uzaktı aslında. 2000 yılında kaç yaşımda olacağım diye hesap yapardım ve öyle uzaktı ki bu yıllar. Şimdi bakıyorum da bir de üzerinden onyedi yıl geçmiş. off çok sıkılıyorum. Yine de bu yılın ilk cumasına gelmişken bir çok şükredecek konu buluyorum yaşamımda.
İlk olarak ailem, annem , babam , eşimin annesi babası oldukça yaşlı olmalarına rağmen sağlıkla hayattalar ve bize de bir adım uzaktalar. Bu bulunmaz  bir nimet bence ve her gün buna minnet duyuyorum. Sağlık şu dünya da en önemli şey bence. Ona sahip olduğumuz sürece herşeyin üstesinden  gelinir.


Şükürler olsun bu hafta da işe gittiğim zaman diliminde harika bir havaya tanık oldum. 


Haftasonun güzelliğini doyasıya yaşadık. En sevdiğimiz yere ailece yürüyüş yaptık, gelecek seyahatimizi konuştuk. Kızımdan saklıyoruz çünkü bizle gelmeyeceğini sanıyor ve çok seviniyor. Ama zaten bizden bir kaç yıl sonra ayrılacağını düşündükçe hep daha çok beraber olalım istiyorum. Eğer olursa yıllar sonra eşimle başbaşa kaldığımızda bu seyahatlerimizi hep hatırlayacağımızı , hep özlem duyacağımızı düşünüyorum.


Şükürler olsun bu hafta da mis gibi kurabiye kokusu evimizi sardı. Arkadaşlarımızla paylaştık sıcak çaylar eşliğinde sohbetler yaparak. Dr. Öz'ün dediği gibi F vitamini en önemlisi. '' Friends''  ..


Mahallemizde bizi yuvasından çıkarak karşılayan , kendini yalnızca bize  sevdiren komşunun köpeği. Onu çok seviyoruz kızımla. 


Minik balıkçı barınağında renkli kayıklara rastlamak ne güzel bir süpriz. 

                                       

                      Yeni yılın ilk kitapları doğasever, düşünür ve yazar Henry David Thoreau kitapları. Walden Gölü kenarında ki bir kulübede iki yılını münzevi bir yaşamla geçirip düşüncelerini kaleme almış.Yalnızlık kitabı bir çok ilginç fikirle dolu. Okuduğumda evet adam ne kadar haklı dedim çoğunlukla. En sevdiğim paragraftan bitiriyorum:
                        ''Zamanın büyük çoğunluğunda yalnız olmanın sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Birileriyle beraber olmak, en iyileri bile olsa, kısa bir süre sonra yorucu ve tüketici bir hal alır. Yalnız olmayı seviyorum. Yalnızlıktan daha arkadaş canlısı bir arkadaş görmedim. Çoğu zaman, dışarı çıkıp insanların arasında karıştığımızda, evimizde olduğumuzdan daha yalnız oluruz. Düşünen veya çalışan bir insan her zaman yalnızdır, bırakın istediği yerde kalsın. Yalnızlık, Kişiyle arkadaşlarının arasına giren millerle ölçülmez. Cambridge Üniversitesi’nin Kalabalık kovanlarından birinde çalışmakta olan gayretkeş bir öğrenci çöldeki bir derviş kadar yalnızdır. Çiftçi tüm gün tarla ya da ormanda çalışabilir, çapa yapabilir veya odun kesebilir, fakat yalnız hissetmez çünkü meşguldür; fakat gece eve döndüğünde, odada yalnız başına düşüncelerinin insafına kalmış bir şekilde oturmaz. ‘’ insan zenyüzü görebileceği ‘’ eğlenebileceği, tüm günlük yalnızlığın karşılığını alabileceğini düşündüğü bir yere gitmek zorundadır, dolayısıyla öğrencinin günün büyük bir kısmında ve gece boyu sıkılmadan, ‘’ bunalıma ‘’ girmeden nasıl evde tek başına oturabileceğine hayret eder. Ancak, öğrencinin evde olmasına rağmen çiftçi gibi hala kendi tarlasında çalıştığını, kendi ormanında ağaç kestiğini, dolayısıyla daha yoğun bir biçimde çiftçiyle aynı eğlenceyi, arkadaşlığını aradığını fark edemez.''














9 yorum:

  1. Yilin ilk Cuma'si kutlu olsun Buket'cim.Sizin orayi cok seviyorum ben ve ne buyuk bir lutuf buyuklerinize yakin oturmaniz.Bu arada sana danismak istedigim,aslinda onermeni isteigim bir kitap Rus Edebiyatina dair.Mumkunse ince,kolay okunabilen.Ben Rus edebiyatindna ne okuduysam beni hep cok yordu,o yuzden challengein bu kismindan cekiniyorum biraz:)Keyifli haftasonlari

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah kusura bakma Sibel bloga yeni bakıyorum ve cevap yazıyorum. Yazıyı koyduktan
      sonra iş güç zaman hızlı geçti. Hiç okuduğun yok mu rus yazarlardan? ben çok seviyorum rus edebiyatını. ikliminden mi zorluklarından mı nedir ne çok iyi yazar yetişmiş. sana kalın olmayan iki kitap öneririm. 1. İvan İlyiç’in Ölümü, bireyin hayatla ve ölümle hesaplaşmasını çok güzel anlatıyor. son günlerinde, ölümle önce mücadele eden, daha sonra çaresizce kendisini ona bırakan bir adamın yaşadıklarını anlatıyor.2. Dostoyevskinin İnsancıklar. İnşllh beğenirsin ve diğerlerine de geçiş yaparsın.

      Sil
  2. Henry David Thoreau'nun yazılarına, sözlerine birçok kitapta rastladım ancak henüz kitabını okumadım. Aklıma gelmişken not alayım:)
    Keyifli bir hafta sonu dilerim, sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim , hepimizin haftasonu güzel geçmesi dileğiyle. Bugünümüz
      güzel geçti bile. cumartesi bitmek üzere. Hava çok güzeldi, yürüdük,
      kitap dergi okuduk. tam david thoreau luk oldu :) ama bu adam çok
      ilginç inzivayı öneriyor,insanı doğanın mutlu edeceğine inanıyor.
      Yazdıkları doğru tam benlik. ama uyarayım okuması zor bir yazar.

      Sil
  3. Henry David Thoreau'nun kalemi güzel...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okudunuz mu sizde. Ben beğendim ama okuması zor bir yazar. Düşünceleri
      toplumdan uzaklaşma, doğayla yaşama, insanın her daim yalnız olduğu , bunu
      yalnızca doğanın telafi edeceğine bende inanıyorum.

      Sil
  4. Okudum ben beğendim demek ki tarzı uymadı size :) her yazarı herkes sevecek diye bir şart yok :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yoo beğenmedim yazmadım yalnızca okuması zor
      bir yazar. okuyacak olanlara bir nottu.

      Sil
  5. Harika bir yazi

    YanıtlaSil

Cuma Geldi

                                   Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...