14 Temmuz 2016 Perşembe

İSVİÇRE GEZİSİ : LUZERN'DE

                             
                                  Bayram tatilini kaçırmadık ve uzun süren bir tatil yaptık. İsviçrenin neredeyse yarısını uzun uzun gezdik bu bayram tatilinde. Bu yüzden seyahatimizi ayrı ayrı anlatacağım.
 Sabah uçağı ile Zürih'e indikten sonra ilk iş olarak 8 günlük Travel Pass Card  almak oldu gezimizin başlangıcında. İsviçre her konu da pahalı bir ülke olduğundan  ulaşımda epey tuzlu. Bu kartı  aldığımızda 8 gün için bir kişi   360 CHF  verdik. Ama yolculuk sırasında gemi, tren, otobüs herşeyden yararlanıyorsunuz. Bir çok müze de ücretsiz. Havaalanından direkt  Luzern'e  giden trenler var. Biz saatini kaçırdığımızdan ilk önce Zürih'e gittik sonra Luzern'e . Zaten yolculuk 50 dakika. İLk seçtiğimiz otel  garın yakınında olan  İbis Budget Hotel   . Ulaşım kadar  oteller de pahalı. Hesaplı oteller seçtik  çünkü uzun süre  İsviçre de kalacaktık. Otelin odaları çok küçük ama burada 2 gece kaldık yalnızca. Bu otele de iki kişi kahvaltısız  240 CHF ödedik. Önünden geçen 4 no lu otobüsle de merkeze rahatlıkla gittik.
                          Odaya bavulları koyar koymaz sokağa attık kendimizi. Yürüme mesafesi olan şehir merkezine gittik. Luzern zaten İsviçre'nin büyük kentlerinden biri. Almanca çoğunlukla konuşuluyor. 




                            Tarihi Kapelbrücke (Şapel Köprüsü) ana tren istasyonundan birkaç dakikalık mesafede. Reuss ırmağı üzerinde inşa edilmiş. Üstü kapalı İsviçre köprülerinin tipik örneği, 204 m. Uzunluğundaki köprü 1333 yılında inşa edilmiş köprünün tavan kirişlerinde azizler ve İsviçre tarihiyle ilgili resimler var. 1993 yılındaki yangında büyük hasar alan köprüdeki resimlerin çoğu yangından sonra aslına uygun olarak  tekrar yapılmış. Köprünün yanında göreceğiniz sekizgen yapı wasserturm (su kulesi), 19.yy.da yapılmış. Zaman içinde arşiv, kütüphane, hazine binası, hapishane olarak kullanılmış.





                  Buradan Löwenplatz üzerinden ağlayan aslan anıtına  (Löwendenkmal) gittik..  Mark Twain ‘’dünyadaki en hüzünlü ve hareketli kaya parçası’’ olarak tanımlamış.  Sanayi devriminden sonra Fransa kralı ülkesini terketmek zorunda kalmış ve İsviçre’ye sığınmış. O dönem İsviçreli askerler, paralı olarak Fransayı koruyorlarmış.  1792 Fransa kralını ihtilalci halka karşı korurken hayatını kaybeden 760 asker anısına 1821 yılında Danimarkalı heykeltıraş Bertel Thorvaldsen tarafından yapılmış. 20 metre yüksekliğinde ve tek parça olan bu anıt gerçekten çok etkileyici.




                   Eski şehir meydanına yakın Jesuit Church (Jesuitenkirche) ile biraz daha ileride bulunan Main Cathedral'i (Hofkirche) görmeniz mümkün. Ayrıca şehir meydanından yokuş yukarı çıkarak şehir surlarını ve saat kulesini de ziyaret edebilirsiniz. Bahsettiğim tüm bu yerleri ve daha fazlasını tren istasyonundaki turizm ofisinden edinebileceğiniz ücretsiz şehir rehberinde bulabilirsiniz.İstasyon şehir merkezine ve Chapel Bridge'e çok yakın.


                         Luzern gölü boyunca yürüyüş yapıp güzel ve bakımlı parklardan geçtik. 



         Chateau Gutsch ( Gutsch Şatosu) olan yere de  çıkınca harika bir şehir manzarası var. Günümüzde otel restoran olarak kullanılan bu şato eskiden işkence şatosuymuş. Burada yemek yiyebilir ya da yalnızca manzara için de çıkabilirsiniz.

                            
               Luzern de 4 gün kalıp uzun uzun şehri ve çevresini gezdik. 3.günümüzde otel değiştirerek  trenle 10 dakikalık yer olan  Hergisvill'de ki otel olan Pilatus See Hotel e  geçtik. Bu otele de iki kişi kahvaltı dahil 380 CHF ödedik. Ama bu oteli çok beğendik. Luzern şehri içinin kalabalığı olmayan bu kasaba oldukça sakin ve sessizdi. Kahvaltı saatini göl kenarında doyurucu bir öğün olarak geçirdik. 


                      


                        Kahvaltıyı sabah 7 buçuk gibi yapıp yollara çıktık. Gece saat 10 a  kadar gezdik. Luzern'den  kalkan buharlı gemilere binerek en uzak rotalara kadar gittik. Travel kart ile ücret ödemeden yolculuk yaptık. Flüelen kasabasına  3 saatlik yolculukla gidiliyor ama zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Birbirinden güzel kasabalardan , dağların arasından geçiyorsunuz.




                        















                     Luzern de kaldığımız sürece her günümüz dolu dolu geçti. Bir daha ki yazımda Pilatus Dağına tırmanışı anlatacağım. Bizim için çok farklı olan bu deneyim yarım günümüzü aldı Luzern de kaldığımız süre boyunca. Harika fotoğraflarla yakında :)











2 yorum:

  1. Çok güzel bir paylaşyım. Büyük bir emek de verilmiş. İstifade ettik ve memnun kaldık. Teşekkür ederiz size.

    YanıtlaSil
  2. off ya şahaneymiş. luzern. listeye aldım. chf ne. isviçre frangı anlamadım. ya sen nasıl bu kadar çok ve bu kadar güzel gezebiliyon ya. :) çok güzel. kutluuyorum valla. ben de bi como gölü düşünüyodum. luzern tamam. :) yazdım bunu. gidicem. şimdi aklımda bi lizbon bi capri var. bi de como. luzern de yazdım listeye :) gitme durumunda sana danışırım :) isviçre gezisi diyosun. dört gün luzern. du bi sölesene. istanbul-luzern mi gidiliyo. uçak ne kadara aldınız bilet. ve otel ne kadar gecesi. atlayım tek başıma giderim. ne tavsiye edersin. gezmek kalmak filan. :)

    YanıtlaSil

Cuma Geldi

                                   Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...