8 Ağustos 2015 Cumartesi

KOTOR GEZİSİ

                Budva gezisi  sırasında ekstra turlardan biri de  Kotor'du.  Her zaman ki  gibi turla değilde kendimiz  buraya  gideriz  dedik. Yanlış  hatırlamıyorsam  Kotor ve  yakın  bir  yerin daha fiyatı  70 euro idi. Bizim otelin hemen  arkasında bulunan otobüs  istasyonuna gidip  Kotor  saatlerine  ve  fiyatına  baktık.  Her saat  neredeyse  ulaşım  mümkün. Gidiş  fiyatı da  3  euro.  Böyle  turların avantajları  yok değil. Sizi hemen  otelin  kapısından alıyor ve fazla  yorulmaya  gerek kalmıyor. Ama  fiyat farkı  çok  fazla her zaman. 
Biz de  ilk olarak Perast kasabasına gidip sonra Kotor'a geçtik. İkisi  birbirine çok  yakın.                    Kotor’da dünyanın en büyük fiyordlarından biri var. Sahil boyunca ilerlerken veya denizden giderken inanılmaz manzaralar çıkıyor karşınıza. UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ndeki kente daha girerken büyüleniyorsunuz. Burası Karadağ’ın Adriyatik kıyısındaki en güzel koylarından birinde. Şehrin geçmişi iki bin yıl öncesine uzanıyor. Tarihi boyunca Venedikliler, Osmanlılar, Avusturyalılar ve Fransızlar tarafından yönetilmiş. Denizcileri, tüccarlarıyla ünlü liman şehri, şimdilerde Adriyatik’teki kruvaziyer turlarının önemli duraklarından. 

                            

              Üç kapılı kenti korumak için dağlara doğru yapılan kalın surların uzunluğu 4,5 kilometre. Dağdan gelen saldırıları kesmek için zig zag şeklinde inşa edilmiş. Kilise, katedral, saray ve çok sayıda ortaçağ binasıyla Dubrovnik’e benziyor. Kent meydanındaki yapıda suçlular cezalandırılıp, teşhir edilirmiş. Bazı yapılar büyük depremde yıkılıp, yeniden yapılmış. Roma, barok, rönesans gibi çok sayıda mimari üslup bir arada görülebiliyor. Kent meydanında Aziz Triphon için 12’inci yüzyılda yapılmış katedral dikkat çekiyor. Saat kulesi ise 6’ıncı yüzyıldan kalma. Katedral kapısının iki yanındaki sütunlarının uzunlukları farklı. Nedeni parasızlık. Aziz Luca Kilisesi’nin tabanında ise şehrin ileri gelenleri ile din adamlarına ait 100’ün üzerinde mezar bulunuyor. 
                        

                             

                      Kotor’un sokakları dar. Tarihi görüntüsünün aksine, balkonlarından sarkan renk renk çiçekler, sırtlarında çantalarıyla öğrenciler, kaldırımlarda sohbet eden kent sakinleri, şakalaşan gençleriyle gayet genç ve aktif bir şehir. Tarihi yapıların büyük kısmı okul, ev, otel, restorana dönüştürülmüş. 

                        


Sveti Luka Kilisesi, Sveta Ana Kilisesi, Sveta Marija Kilisesi, Gospe od Zdravlja ve 17. yüzyıldan kalma Prens Sarayı ile 19. yüzyıldan kalma Napolyon Tiyatrosu en çok görmeniz gereken yerlerden. Tüm yapılar kesme taştan yapıldıkları için hangisi en güzel, karar vermek zor açıkcası, her biri bir diğerinden daha güzel. Kuleler kilisenin ön cephesine birleşik ve üst kısmı üçgen şeklinde sonlanıyor. Bu üçgenin sonlandığı noktada çanlar yer alıyor. Yaz aylarında Kotor’u ziyaret edebilirseniz 2001 yılından itibaren düzenlenmeye başlayan ve her yıl Ağustos ayının başına denk gelen karnavalı da görme şansınız olacaktır.

                                



             Kotor  kalesine  tırmanmak  yapılması gerekenlerden  biri. Ama  oldukça zor.  1350  basamak olduğu  söyleniyor. Biz akşam üstü  saat  6  da  tırmanmaya  başladık  ama sıcakta öleceğiz  sandık. Yanınızda bol miktarda  su  olsun. Gerçi yukarılarda  içecek  satanlar  var. Ama en üste  tırmandığınız  zaten  buna değdi  diyorsunuz. İşte  böyle manzara...

                               



                               

              Kotor'a  yakın  şahane  bir  yer  bir daha ki  yazımda..  Görüşmek  üzere..













3 yorum:

  1. harika manzarası varmış, bir gün ben de giderim inş :)

    YanıtlaSil
  2. Buket hanım,
    genellikle cumartesi, bazen pazar günü yazdığınız gezi yazılarınızı severek okuyorum.
    Bakalım bu hafta nereyi anlatacaksınız diye merakla bekliyorum.
    Size minik bir önerim olacak, "mümkünse" gittiğiniz yeri haritadan işaretlerseniz bizi haritaya bakıp yazıya dönme zahmetinden kurtarırsınız.......
    Balkan turu en kısa zamanda yapılması lazım......
    1 Ağustos 2015 Cumartesi tarihli "Budva Gezisinden" yazınıza da yorum yazmıştım, gönderememişim galiba.....
    Sevgilerimle......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. harita da işaretleme nasıl oluyor acaba, bilmiyorum. araştırmam lazım. sıkılmasam
      daha ayrıntılı ve bol fotolu paylaşacağım ama :)

      Sil

Cuma Geldi

                                   Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...