7 Kasım 2014 Cuma

Paris Filmleri

                             Sisli  puslu  havalarda yapılacak güzel şeylerden  biri de film seyretmek bence. Hele bir de  konusu  Paris'te  geçen filmler  olursa ..Benimde  seyrettiğim Paris mekanlı filmleri yazacağım şimdi. Seyretmedikleriniz  varsa  mutlaka seyredin. Çünkü  hepsi  birbirinden  güzel..

1.  Paris, Je T’Aime :  On sekiz kısa filmden oluşan “Paris, Je T’aime”de her film şehrin farklı bir bölgesindeki farklı sevgi öykülerini anlatıyor: Yabancının birine duyulan sevgi; Farklı birine karşı ayyuka çıkan sevgi; ölen birinin ardından tutulan yasla karışık sevgi; hemcinse duyulan sevgi… Farklı gibi görünse de temelinde aşk olduğu için aslında birbirine çok yakın öyküler bunlar. Bununla birlikte yönetmenler farklı tarzlarda filmler çektiği için her öykü bir öncekinden farklı ve özgün.

                                Paris, Je T'Aime2

2.  Midnight in Paris :   Evlenmek üzere olan Amerikalı çift Gil ve Inez’in Paris’i ziyaret etmesiyle hareketlenir. Gil’in geceleri Paris sokaklarındaki gezintileri, edebiyat tutkusu ve Paris sevdasının etkisiyle sürreal hikâyelere dönüşür. Gil, bu gece hikâyelerinde edebiyat ve sanat dünyasından ünlülerle karşılaşıyor ve onlarla tanışıyor. Woody Allen yönetmenliğindeki filmin başrollerinde Owen Wilson ve Rachel McAdams  var. 

                               Midnight in Paris2

3. Coco Before Chanel :  Filmde Coco Chanel ismiyle tanıdığımız, asıl adıyla Gabriella Chanel’in sektördeki yükselişi, hatta kendi sektörünü yaratışı ve cesur görüşlerine tanık oluyoruz. Chanel’in yetimhanede başlayan zorlu hayatına, kabare şarkıcılığı ve sonrasında da dünyanın en önemli modacılarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerlemesi filmi izleyen herkeste büyük hayranlık uyandırıyor.

                             Coco Before Chanel1

4. Love Me If You Dare :  Yann Samuell yönetmenliğinde çekilen çarpıcı bir film. Çocukluk aşkı kavramına inanmanız için ciddi bir etmen olabilecek film, Julien ve Sophie’nin daha çocukken başladıkları tuhaf bir oyunu konu alıyor. Yetişkinlik dönemlerinde de sürdürdükleri oyun, gittikçe iddialı ve korkusuz bir hal alır.
İkili, süreç içinde birbirlerinin ruh eşi olduklarını ve aralarındaki aşkı farketmeye başlar. Sürükleyici film, masum aşka olan inancınızı geri kazandırmaya niyetli gibi. Yıllar sonra dahi izlemekten keyif alacağınız filmin başrollerinde Guillaume Canet ve Marion Cotillard’ı görüyoruz.
                               Love me If You Dare1

5.   Paris-Manhattan:  Sophie Lellouche’in farklı fimi Paris-Manhattan’dan da bahsetmezsek olmaz! Woody Allen takıntılı bir eczacı olan kahramanımız Alice bir gün tesadüf eseri, daha önce hayatında hiç Woody Allen filmi izlememiş olan Victor ile tanışır. Alice ilk başta Victor’dan hiç hoşlanmayacağını düşünse de, kısa zamanda yanıldığını anlar. Başrollerinde Alice Taglioni ve Patrick Bruel’i izlediğimiz filmde Woody Allen’ı görme şansını da yakalıyoruz.

                          Paris- Manhattan2

6.Cheri : Filmde, genç bir adama aşk oyunları öğreten bir kadın olarak karşımıza çıkan Michelle Pfeiffer, büyüleyici güzelliğiyle bizi filme bağlıyor. Filmin esas konusu; zengin erkekleri baştan çıkarma konusunda usta olan 49 yaşındaki Lea de Lonval ve 19 yaşındaki Fred’in tutkulu aşkı. Stephen Frears yönetmenliğindeki film, romantik komedi ve dram özellikleri taşıyor.

                           CHERI

7. Before Sunrise : 1995 yılında çekilen  Before Sunrise (Gün Doğmadan) serinin ilk  filmi. Film bir fransızla bir amerikalının trende tanışıp geçirdikleri bir günü konu almaktadır. Film viyanada geçirilen bir günden ibaret..Kıyafetleri bile değişmeden  film akıp  gidiyor.. Romantik ve sanatsal bir film ..
                                   
8. Before Sunset : Romantik serinin ikinci bölümü olan Before Sunset; Budapeşte’den Viyana’ya doğru yola çıkan bir trende karşılaşan Jesse ve Celine’nin aralarında başlayan ilginç ilişkinin devamı niteliğinde. Amerikalı yazar Jesse ve romantik Fransız Celine daha ilk karşılaşmada yıllardır aradıkları eşlerini bulduklarını hissedip derin konuşmalara dalarlar. Bir sonraki gün tekrar buluşacaklarını umut ettiğimiz çift, tam dokuz yıl sonra tekrar bir araya gelir. Filmlerdeki uzun diyaloglar sizi sıkmak yerine filme kilitliyorsa, Before Sunset tam size göre bir seçim.

                               

9.   2  Days  in Paris  :  New York’ta yaşayan çiftimiz Marion ve Jack İtalya seyahatine çıkarlar, dönüşte ise iki günlüğüne Marion’un büyüdüğü şehir olan Paris’e uğrarlar. Ama Marion’un ailesiyle ve eski arkadaşlarıyla geçirilen iki günün hayatlarında bu denli çalkantılara sebep olacağını tabii ki bilemezler. Tam bir Fransız olan Mairon’un umursamaz tavırları, şehrin her köşesinde karşılarına çıkan eski sevgilileri ve ailesinin patavatsızlıkları iki yıldır birlikte olan çiftin, bilmedikleri yüzleriyle karşılaşmalarına sebep olur.


               2 Days in Paris2


                          Yazıyı   hazırlarken http://listelist.com/paris-filmi/  yararlandım. 





9 yorum:

  1. her zaman Julie Delpy:))) sen de sever misin?

    YanıtlaSil
  2. Before serisinde çok iyiydi, sevilmez mi ?

    YanıtlaSil
  3. sevgili Buket,
    güzel bir liste olmuş;) paris'i ve fransızca film izlemeyi çok seviyorum ben de.
    2,4,7,8, 9u izledim. midnight in paris favori filmlerimdendir, yazmıştım ben de: http://pinkket.blogspot.com.tr/2011/11/midnight-in-paris.html
    1 ve 3 de listemdeydi; 5 ve 6'yı da listeme alıyorum;)
    bu da 2 days in paris yazım:
    http://pinkket.blogspot.com.tr/2011/12/2-days-in-paris.html
    bol filmli güzel günler diliyorum;)

    YanıtlaSil
  4. Neredeyse hepsini izlemiş olmaktan çok hoşlandım canım ortak zevklere sahip olmak ne hoş:)) güzel öneriler...

    YanıtlaSil
  5. Paris, Je T'Aime ile Before Sunrise'ı izlemiştim. Fakat Before Sunrise Paris'te mi geçiyordu, emin olamadım?
    Selamlar...

    YanıtlaSil
  6. ah ah hepsi bayıldığım filmler yaaa :) ben de büssürü fransız filmi var seçkilerde arada bi gez bak ama :) hele, dardenne kardeşler sakın kaçırmaaa :) fransız sineması aşkım benim :)

    boys dont cry yorumunu yanıtladım bi baksana amaaaa :)

    bi de bak ne dicem sana. blog istatistiklerine göre sen dört yıllık blog hayatımda bloguma en çok gelen ilk 3 kişiden birisin biliyon muuu :) bi de belki, senin blogdan bana gelen de oluyodur yaniii. ama sen bir rekortmensin valla blogumdaaa yaaa biliyo muyduuun :)

    YanıtlaSil
  7. tımams bu konuda bi yazı yazcam vercam ödül saa :) en çok gelen en az yorum yapan diyeee ha ha haaa :)))) bi zamanlar da sana en kültürlü blogçu ödülü vermiştim. bu konuda değişmediiin. ne güzeel hep formdasın ama yaaaa :)

    YanıtlaSil

Cuma Geldi

                                   Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...