21 Temmuz 2014 Pazartesi

KÜÇÜK PRENS

                           31  Temmuz  Antoine de  Saint  Exupery' nin  kayboşunun  70.  yıldönümü.  Yazar  aynı  zamanda  pilottu bildiğiniz  gibi  ve  keşif uçuşunda Akdeniz  üzerinde  kayboldu. Küçük  Prens'i  okumayan ,  okumasa da  kitaptaki  cümleleri  bir yerlerden  bulup  not  etmeyen yoktur  herhalde. Saint Exupery  nerden  mi  aklıma  geldi. Son  okuduğum  Sevin  Okyay  kitabı  Çiçek  Dürbünü'den.  Küçük prensle ilgili  bir  bölüm  vardı,  ben de  aktarmak istedim.  
                    Saint  Exupery  bugünkü  şöhretini  bir  başka  kayboluş  hikayesine  borçlu zaten. Buradaki  kahramanımız  ,  uçağı  ''  Büyük  Sahra  çölünde  durup  dururken ''  bozulan adamdır.  Yanında  kimse  yoktur ve onarımı  tek  başına  yapmak  zorundadır. Sekiz  gün  yetecek  kadar suyu  vardır. '' Bütün  konuk  yerlerinden  bin  mil  uzakta ,  kumda  uyudum  akşam. Okyanus ortasında  bir  sal  ile  baştan başa  kalmış gemiciden de  yalnızdım.  Gündoğumunda ince ,  hoş  bir sesle  uyanınca  nasıl  şaşırdığımı  düşünün artık. ''  Sesin  sahibi  çölde  mahsur  kalmış  pilottan,  kendisine bir  koyun  çizmesini  ister. ''  Yıldırım  çarpmışçasına  ayağa  fırladım. Gözlerime  inanamıyordum. Dört  bir  yanıma  iyice  bakındım. Ağırbaşlılıkla  beni  süzen olağanüstü bir  adamcıkla  karşılaştım.''  
                Daha  sonra  neler  mi  oldu,  artık  okumayanlar  Küçük  Prens'in  sihirli dünyasına girmeliler. 
                         

                                      Antoine  de  Saint   Exupery'nin   büyükler  için  yazılmış  bu  çocuk  masalını  okuyup  da  hiç  etkilenmeden paçasını kurtarmış  herhangi  bir  çocuk  ya  da  büyük olduğunu  sanmıyorum. Yine  kitaptan küçük  bir alıntıyla bitiriyorum:
     "Elveda," dedi çiçeğine. Çiçekten bir karşılık gelmedi. "Elveda," dedi bir kez daha. Çiçek öksürdü, ama soğuk aldığından değildi öksürük. "Saçmaladım," dedi sonunda küçük prense. "Bağışla beni, mutlu olmaya çalış... "Küçük prens çiçeğinin ona sitem etmemesine şaşırmış, elinde cam fanusla kalakalmıştı. Bu sessiz tatlılığı anlayamıyordu. "Tabii, seni çok seviyorum." diye konuştu çiçek. "Bunu şimdiye dek sana belirtmemiş olmam benim hatam. Aslında bu da önemli değil. Ama sen... Sen de benim kadar aptalca davrandın. Mutlu olmaya çalış... Fanusu da istemem. "Ama rüzgâr... Soğuk algınlığım o kadar kötü değil. Gecenin serinliği iyi gelir bana. Çiçeğim ben.". "Ya hayvanlar? Kelebeklerle tanışmak istiyorsam, bir iki tırtıla katlanmayı öğrenmek zorundayım. Çok güzel olmalılar. Kelebekler de, yani tırtıllar da olmazsa kimle dostluk edeceğim ki?... Sen uzaklarda olacaksın... Büyük hayvanlara gelince... Onlardan korkmuyorum. Pençelerim var benim." Bunları söyledikten sonra küçük prense dört tanecik dikenini gösterdi. Sonra da, "Haydi sallanma. Gitmeye karar vermiştin. Git!" dedi.





5 yorum:

  1. Küçük prens benim bu yaz tanıştığım bir kitap nasıl olmuş bilmiyorum ama bu yaşıma kadar okumamışım bu yazdan itibaren de baş ucu kitaplarımdan oldu kendisi

    YanıtlaSil
  2. küçük prens çok güzel, çok başka ...Okumayan kalmasın..

    YanıtlaSil
  3. ay utaniyorum ama bende bu yasima kadar okumamisim :( kimse duymasin hemen acigi kapatmanin vakti geldi :)
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil

Cuma Geldi

                                   Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...