25 Mayıs 2014 Pazar

Romantik Yol : FÜSSEN

                        Romantik yol  her yıl 5 milyon kişinin konaklamalı, 2 milyon kişinin ise günübirlik ziyaret ettiği Almanya’nın en romantik güzergahı. Almanların savaş zamanındaki kötü imajlarını silmek için yarattıkları bir rota olduğu söyleniyor . Biz de  Almanya'da  Münih'e gidip  , şehrin ana garından iki  saat  uzaklıktaki Füssen   kasabasına bir yolculuk  yaptık. Burası romantik yolun  bitiş  noktası aslında. Romantik Yol, aslında Almanya’nın en eski seyahat rotası. Baden Württemberg ile Bavyera eyaletleri topraklarından geçen 350 kilometrelik bir yol ve üzerindeki 27 küçük şehri kapsıyor. Ülkenin en ılıman topraklarında, nehirlerin böldüğü üzüm bağları, Ortaçağ şatoları, küçük kiliseler, kaplıcalar, yemyeşil parklar, görkemli saraylar, mevsime göre zirvesi karla kaplı dağlar arasında dolaşıyorsunuz. 
Bizde pek bilinmiyor ama Romantik Yol, her yıl binlerce turist ağırlıyor. Büyük kısmını yabancılar oluşturuyor. Özellikle Amerikalılar ile elbette Japonlar. 
Biz havaalanından 27 euroluk bayern bileti aldık . 3 kişi olduğumuzdan çok hesaplıydı, bu  biletle tüm gün istediğiniz kadar araca biniyorsunuz çünkü. Daha fazla kişi  daha fazla avantaj. Buradan  Füssen trenle neredeyse 3 saat  sürdü.  Ama oldukça zevkli bir yolculuk. Füssen zaten küçük  bir  kasaba,  yürüyerek tam merkezdeki  otelimize gittik. Çok  temiz, rahat  ve sakin  bir  oteldi. İlgilenenler için  burada  





                             Füssen, 4 km doğusundaki Schwangau ile birlikte, Almanya’nın en fazla turist çeken noktasını, II. Ludwig’in iki şatosunun bulunduğu "Königswinkel"i yani Kraliyet Köşesi’ni oluşturuyor. Füssen’de Augsburg piskoposlarının yazlık ikametgahı olan gotik Hohe Schloss’un özellikle 15. yüzyıla ait iç avlusunu görmelisiniz.



 Ortaçağda ticaret yolu üzerinde bulunan Füssen, 4 km doğusundaki Schwangau ile birlikte, Almanya’nın en fazla turist çeken noktasını, II. Ludwig’in iki şatosunun bulunduğu "Königswinkel"i yani Kraliyet Köşesi’ni oluşturuyor. Füssen’de Augsburg piskoposlarının yazlık ikametgahı olan gotik Hohe Schloss’un özellikle 15. yüzyıla ait iç avlusunu görmelisiniz.


Dört gölle çevrili SCHWANGAU, "Kraliyet Şatolarının Kasabası" olarak tanınıyor. Dağların eteğindeki, dünyaca ünlü iki kraliyet şatosu Hohenswangau ve Neuschwanstein, 19. yüzyıla ait mimarileri kadar hikayeleriyle de ihtişamlı yapılar. Kral II. Maximilian’ın sarı şatosu Hohenschwangau, Münih’te doğan II. Ludwig ile kardeşi Otto’nun büyüdüğü yer. Şato turunda kraliyet yemek odası, kraliçenin özel odaları, kraliçenin okuma odası, balo salonu gibi bölümlerin yanısıra II. Maximilian’ın odası, Türk Odası da dikkat çekici. Kral, 1832’de Yunanistan Kralı abisini ziyaret etmeye gittiğinde Osmanlı topraklarından geçmiş ve gördüklerinden çok etkilenmiş. Türk odasının duvarlarında Büyükdere, Beylerbeyi, Konstantinople ve Truva yazıları var. II. Ludwig’in odası ise prensin ruh durumunu tam olarak yansıtıyor. Ludwig, ilk kez bu şatoda besteci Richard Wagner’la tanışmış ve onun eserlerini burada dinlemişti. Babası öldükten sonra artık bu şatoda yaşamak istemeyen romantik prens Ludwig, cennete ve dağlara yakın olmak için Neuschwanstein’ı inşa ettirdi. Ludwig, bu romantik ortaçağ şatosunu çok sevdiği dostu Wagner’in onuruna yaptırdı, bir mimarla değil de bir sahne tasarımcısıyla çalıştı ve şatonun Wagner’in yazdığı operalardan sahnelerle süslenmesini istedi.




                1867’de yapımına başlanan şato, Ludwig’in birçok projesi gibi tamamlanamadı, Wagner öldü, Ludwig ise bu muhteşem mekanda sadece 170 gün geçirebildi. Tabanı 2 milyon parça mozaikle yapılan, Bizans kilisesi tarzındaki taht odası, gotik kilise kulelerine benzetilmeye çalışılan yatağın üst kısmı için 14 ahşap ustasının dört yıl boyunca çalıştığı kralın yatak odası, 100 farklı kuğunun tasvir edildiği oturma odası, Ludwig’in Wagner’in Tannhauser efsanesi üzerine yazdığı operadan esinlenerek şatonun içine yaptırdığı mağara, şatonun 4. katını kaplayan ve Tannhauser’in efsanevi şatosunun bir kopyası olan, tavanı 96 parçadan oluşan Şarkıcılar Salonu şatonun en can alıcı bölümleri. Şatonun uzaktan en güzel görüntüsü, Ludwig’in annesi için inşa ettirdiği demir Marien Köprüsü’nden.


Prens Otto Ludwig Friedrich Wilhelm, 1864’te 18 yaşında kral oldu. Hiç evlenmedi. Sadece kısa bir süre için Avusturya İmparatoriçesi Elizabeth’in (Sisi) kızkardeşiyle nişanlı kaldı ancak erkeklerin dostluğundan daha fazla keyif alıyordu. Hayran olduğu ünlü besteci Richard Wagner’ın Bayrouth opera binasının inşasını finanse etti. Başlangıçta Ludwig tutkulu bir liderdi. Ancak Bavyera’da krallık yönetimi son günlerini yaşıyordu. 1871’de Alman Reich’ının kurulmasından sonra kral olarak hiçbir etkisi kalmamıştı. Ancak şansölye Bismarck Ludwig’e yüksek bir geçim parası veriyordu. Ludwig bundan sonra kendini içkiye, şato planları çizmeye, özel olarak konser ve operalar düzenlemeye verdi. Fransız kültürüne ve "Güneş Kral" Louis XIV’e olan hayranlığı onu Nueschwanstein gibi olağanüstü şatolar inşa ettirmeye yöneltti.




                       Bir akşam, Ludwig ve doktoru, göl kenarında yürüyüşe çıktıktan kısa bir süre sonra, gölün sığ kısmında boğulmuş olarak bulundular. O akşamın hiçbir tanığı olmadığı gibi, doğru dürüst bir soruşturma da yapılmadı. Kanıtlar yetersiz ve çelişkiliydi, raporlar ve belgeler değiştirildi, yok edildi ya da kayboldu. O yaz, Ludwig’in büyük borçlarının ödenebilmesi için Neuschwanstein Şatosu halka açıldı.     


Füssen'den  kalelere  çıkmak için  garın  yanından devamlı kalkan otobüsler var.  Gidiş - dönüş  4 euro.  Buraya   geldikten  sonra isterseniz  yürüyerek isterseniz  faytonlarla  kaleye çıkabilirsiniz. 




Füssen  küçük  ama  çok  sevimli  bir  kasaba.  Bir  günümüzü  ona  ayırarak  doya doya  gezdik.  Güzel  binaları,  sessiz  sokakları,  küçük  kafeleri  ile  bizi çok  mutlu  etti.  




Füssen'de  gezerken  her an  kendinizi  ormanda,  bisiklet  yollarında  bulabilirsiniz.  Gerçektende  oldukça romantik  ve  huzur dolu  bir güzergah.  Sokaklar  arasında  gezerken hiç  acele etmenize  gerek  yok.  


Zaten  akşam  olunca da  herkes  evlerine  çekiliyor.  Gece  hayatı  diye  bir şey  yok.  Gün  boyu  sessiz  kalan  sokaklar  iyice  ıssızlaşıyor.  Bu  durum  gürültü  ve  kalabalık  şehirlerimizden sonra bana çok  iyi  geldi.  Diğer  günler  gezdiğimiz  yerler  daha  sonra ki  yazımda...
















13 yorum:

  1. Merhaba, demek Bavyera tatilinizi tamamlayıp döndünüz. Umarım herşey yolunda gitmiştir ve güzel yerleri keşfedebilmişsinizdir. Sevgiler Gökçe

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet gökçe, yardımların sayesinde :)
      çok güzel bir tatil oldu, bundan sonra hep almanyadayım, çok beğendim..

      Sil
  2. Hep diyorum ki, Almanya`yı gurbetçi ülke diye ezmişiz yıllarca. Aslında o kadar müthiş bir güzelliğe sahip ki! Gez gez bitiremezsin:) Kuzey ayrı, güney ayrı güzel...
    Füssen`e ne zaman gittiğimi hatırlamıyorum, bir yere giderken uğradığımızı hatırlıyorum sadece. Bir dönem Polonya`da yaşadık ve o süre boyunca çok gezdik. Çocuklarla birlikte Alpler`de çiftlikte tatil yaptık. (gerçekten öneririm, hala konuştuğumuz bir tatildir) Avusturya`da bu konuda çok iyidir, çocuklarla tatil için ideal bölgeler.
    Bir de şu var; Avrupa`da böyle şato, kale vs. gezince çoğu şeyi bilmediğimi farkediyorum hep. Tarihsel anlamda. Kim kiminle evlenmiş, kim hangi dönem kral olmuş vs.gezdikçe kafama oturdu:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. semi sen de baya gezmişsin, buraları çok beğendim. tam benlik..sessiz,
      doğa ile içiçe, sakin bir hayat.alplerde çiftlik tatili nedir, nerede oluyor , tam yazsana..

      Sil
    2. En çok memnun olduğumuz bölge Südtirol. İtalya`ya ait bir bölge ancak karışık bir tarihi var. İnternetten okuyabilirsin nasılsa. Münih`e uçup oradan araba kiralayıp gitmiştik, 4-5 saat falan gibi hatırlıyorum. Meran harika bir yer, çok sayıda çiftlik, hotel, pansiyon ne ararsan var. Dağ havası mis gibi. Çiftlik seçebiliyorsun; hayvanların olduğu da var ya da bağcılık yapan da var. Bizimkilerin inekleri vardı, onların evinin üst katında kalmıştık. Şehirden biraz uzaktaydı, çünkü dağlık bölgedeydi. Her sabah taze süt, ekmek çitfliğin hanımından, yumurta çiflikteki tavuklardan vs. İnekleri sağma kısmına biz de katıldık hep:) Çocuklar için inanılmaz güzeldi, bizim için de öyle.
      Birçok site var zaten, mesela bunlardan biri: http://www.suedtirolerland.it/de/hotel/search/results/10/?sid=aHQ6NjtwbDozMzQ0
      Oldum olası havuz turisti olmadım hiç. Böyle alternatif tatillerden sonra daha da boş geliyor öyle tatiller:)) Bu yaz da aksilik olmazsa İzlanda`ya gidiyoruz. Peer Ole geçen yıl kampla gitmişti, bu yaz için bizi de ikna etti:) Gene hoş bir ev bulduk. Bu siteyi biliyor musun: https://de.airbnb.com/ Gitmek istediğin ülkeyi, yeri yazıyorsun. Hepsini sıralıyor:)
      Kesin planlamaya karar verirsen Tirol bölgesi için başka adresler de verebilirim.

      Sil
    3. çok teşekkür ederim verdiğin bilgilere. bu tip tatil ayarlarken senden alırım artık
      yardım :)

      Sil
    4. teşekkürler semi..bu tür tatilde senle irtibat kuracağım zaten.

      Sil
  3. Şatolar oldum olası beni çeker, çok mistik gelir bana. Ne güzel anlatmışsın keyifle okudum Buketcim, çok iyi yapmışsınız burayı görmekle...Sessizliği ve renkli evleriyle çekici bir yermiş:) kesinlikle görmeye değmiş...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok çok güzeldi natali, seninde görmeni isterdim. öbür postu daha
      çok beğeneceksin:)

      Sil
  4. Şatolar çok ihtişamlı duruyor. Prens Ludwig de ağzının tadını biliyormuş, çok güzel bir yere yaptırmış şatosunu :)

    YanıtlaSil
  5. Bu bölgeyi yeterince bilmiyoruz ve bence çok şey kaybediyoruz. Avrupa seyahati denilince çoğumuzun aklına Fransa, İtalya geliyor. Ama bir Almanya gerçeği var. Semi'nin dedikleri doğru. Almanya denilince sağ olsunlar aklımıza gurbet ve acı geliyor. Aslında çok güzel bir ülke. Araştırdıkça daha da güzel olduğunu görüyorum. Instagramdaki fotoğraflarınızdan da gördüğüm kadarıyla harika bir gezi olmuş. Sayenizde biz de gezmiş olduk. Umarım günün birinde bizim de yolumuz düşer. Görüşmek üzere. Hoşçakalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. inşallah canım.. çok güzel yerlerdi, almanyaya daha çok gitmek isterim bende. şu uçak korkum olmasa daha nerelere gideceğim ben de :)

      Sil

Cuma Geldi

                                   Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...