24 Kasım 2012 Cumartesi

Sait Faik'in Adasında..



                     Sait Faik  okumayı  sever misiniz? 
         Ne  yalan  söyleyeyim,   onu okuma zevkim oldukça  geç  zamanlarda  oluştu. Ama  şimdi  de  tadına vara vara  okuyorum ya ,  olsun...
         Haftasonu  Hayalkahvem  ve  arkadaşlarıyla  ada  yollarına  çıktık.  Öylesine  güzel  bir  hava  vardı.  Tam  Sait Faik'in  anlattığı  gibi. Bizler de mutlu  ve heyecanlıydık.  Ölü Ozanlar Derneği  filmini  bilirsiniz. Unutulmaz  öğretmen  Profesör  Keating  ilk  dersinde  şunu  öğütler  öğrencilerine  :
          "Yaşadığın günü olağandışı yapmaya çalış! Anı yakala!"
Biz de zaten güzel olan  günümüzü  olağandışı  yaşamaya  başladık.  Vapurumuz  martılar  eşliğinde adalara  doğru  yavaş  yavaş  gidiyordu.  Zamanın nasıl  geçtğini  anlamadan  adalara  yaklaşmıştık.



 
 
Sait  Faik'in  Kınalı'da  Bir  Ev   öyküsü   geliyor  aklıma. 
 
''İşte konuşuyorlar. Ne konuşuyorlar acaba? Bir vapurun projektörü yarı aydınlık odayı ışık içine daldırıyor. Sevdiğim kız yemek yerken çirkinleşmiyor. O kadar şen, o kadar sıhhatli ki yediğinin farkında olmuyor. Arkadaşımın yüzünde hep neşeli şeyler var. Ağzında bir lakırdı. Ne söylüyor merak ediyorum ''
 
 
 
''İşte bu yüzden hikaye yazarım. İşte bu yüzden hikayeci geçinirim. Hikayelerimi beğenmezler üzülürüm. Beğenirler kızarım. Kendimi beğenirim, budalalaşırım. Beğenmem, canım yemek istemez. Kınalıada'ya gelince... İşte onu pek merak eder, bir türlü de inemem, bu gidişle inemeyeceğim de... ''
 
 
 
 
 
Saik  Faik'in   bir  türlü  inemediği  Kınalıada'yı   uzaktan  görüyoruz.  Sonra  Burgazada'ya   çıkıyoruz.  Vapurdan  iner inmez  bizi  karşılıyor  zaten.  Ama  biraz  şaşırıyorum,   niye  bu  kadar  zavallı,  ufak tefek  yapmışlar  ,  merak  ediyorum..
 
 
 
 
 
Bir  zamanlar   burada  yaşamış,   bu  sokaklarda  yürümüş,   dostları,   arkadaşları ,  komşuları  olmuş diyorum. Bazen  insanları  sevmiş,  bazen  onları  anlayamamış.  Şöyle demiş  Semaver'de,  ne kadar  doğru:
''Fakat toprağın üstünde koşan, onun üstünde beş on para kazanmak kaygısıyla dolaşan insanlar ne tuhaf mahluklardı. Ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen bu insanlar ne zevksiz   mahluklardı. ''
 
 
 
 
Sokaklarda  yürürken,  bu güzel  mevsimde  dediği  gibi  ''zevksiz''  olamazdık.  Deniz  ayrı  güzel,  hava ayrı  güzel,  konakların  balkonları,  çiçekler,  adada  bir anda  dörtnala  karşımıza  çıkan atlar  ayrı  güzeldi..
 
 
 
 
Bu  hissi  paylaşan  arkadaşlarla  gezmek  en güzeliydi.  Bu  kadar  gezmenin  sonunda  artık  balık  yemenin  zamanı  gelmişti.  Önümüzde  tazecik,  çıtır  çıtır  istavritler ,  yanı başımızda  kocaman  bir  çam  ağacı,  karşımızda  yine  Sait Faik'in  anlatımıyla  deniz  :
'' Hava lodos. Denize kırmızı rengin türlüsü yayılmış. Çok kaynamış ılhamur rengindeki yayvan,geniş,ölü dalgalar. snadallar ağır ağır sallanıyor, oltalar bekliyor,insanlar susuyor...
Bir  deniz bundan başka,   böyle  güzel  nasıl anlatılır ?
 
 
 
 
 
Sonrasında  Kalpazankaya'da  içilen  kahveler...
 
 
 
 
 
Akşam  olmak  üzere... Vapurumuzda   birazdan  gelecek.  Sait Faik'in  evini  görmeden  olmaz.  Özellikle  yaşadığı  bu evi  görmek  önemli  bizim için.  Nerede  yatıyordu,  nerede  yemek  yiyordu,  nerede  yazıyordu  bu  öyküleri?
Ama  hüzünlü  bir karşılaşma.. Ev  tadilatta.. Bahçesinde  geziyoruz  biraz. İnşaat  çalışmaları,  molozlar,  eskimiş  bir ev. 
Üzülüyoruz,  geri  dönüyoruz  limana..
Son  olarak  Yaşar  Kemal'e  ait  bir  anıyı  paylaşmak  isterim :
 
                "... Bir de bu adama Kadıköy iskelesinin kanepelerinden birine oturmuş, heybeli köylüleri,   çıplak ayaklı serseri çocukları, hanımefendileri seyrederken rastlarsınız. Bu adam hikayeci Sait Faik'tir.
                 Bir gün, aklımda kaldığına göre, bir pırıl pırıl, cam gibi parlayan sonbahar sabahıydı, ona Kadıköy iskelesinin kanepelerinde rastladım.
                -Ne var, ne yok Sait? dedim. Hikaye yazıyor musun?
                -Yok, dedi, yaşıyorum."
 
 
 
 
 
 



 

14 yorum:

  1. Çok sakin ve güzel bir gün olmuş.. Şuan en ihtiyacım olan şey işte tam da bu :))

    YanıtlaSil
  2. sait faik bayılırım.
    heeeey bu yazına da bayıldım.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de seni severek okuyorum, bazen yorum yazamasam da :)

      Sil
  3. :)))) peki inandım bakalım :):):)

    YanıtlaSil
  4. hemde nasıl sevılır kucukken ılk okudugum yazarlarımızdan dı :) cok guzel fotolar yakalasmısın

    YanıtlaSil
  5. Naif, huzurlu ve dingin...Sait Faik'li ve bol ada kokulu bir gün olmuş...Bayıldım..Arada bir de böyle yaşamak gerek:)) sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. Harika bir gezi olmuş ve paylaşımında çok güzel , davetkar adeta darısı başıma :)

    YanıtlaSil
  7. Yazınızla,fotoğraflarla adeta başka bir aleme gittim,harika olmuş..sevgiler :)

    YanıtlaSil
  8. sevgili Buket,
    tam da önümüzdeki pazar Burgazada'ya gitmeyi planlarken okudum yazını!
    iyice heveslendim, ilk gidişim olacak hem de!
    hava konusunda müteredditim sadece;/

    YanıtlaSil

Cuma Geldi

                                   Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...