11 Mayıs 2012 Cuma

Los Olvidados, The Forgotten Ones



                                   Çocukların içinde bir iş yaptığınız  zaman  güzel tarafları olduğu kadar   olumsuz yönlerini de yaşıyorsunuz.  Okul giriş ve çıkışları doğal olarak  okul  çevresinde olduğumdan  çocukları ve  gençleri  gözlemleme şansım  yüksek.. Acaba  bir  ben mi böyleyim?  Öyle  umutsuz anlar  yaşıyorum ki,  hem  gelecek açısından  hem de bu  ortamda  nasıl  kızımı  yetiştireceğim konusunda...
                                   Hangi  olumsuzluklardan  bahsetsem  size ;   7 den  17 ye  tüm  çocukların  küfürlü konuşması mı,   okulun  hemen yanındaki  kafede   öğrencilerin  çekinmeden  sigara içmelerimi,  itiş kakış bağırtılı kavgalı  ilişkilerinden mi,  gece  geç  vakitlere kadar  sokakta  gezen çocuklardan mı  desem...O  kadar  çok  kafaya  taktım ki  bu  konuyu  her olumsuzluğu  görüyorum ve  bu  canımı  sıkmaya  yetiyor. 
                                  nerden  bu  konu  aklıma  geldi  derseniz   bu  gece  seyrettiğim  Bunuel  filminden ..Filmle  sorunların  katlanarak sürdüğünü  görüyorum. Filme  gelirsek   Unutulmuşlar, Los Olvidados  seyrettiğim..



                                 Los Olvidados (1950)


                   Film    Mexico’nun fakir semtlerinde yaşayan ve çoğu kimsesiz olan çocukların yaşamından bir kesit sunar. El Jaibo ıslahevinden kaçtıktan sonra yeniden mahalleye döner ve kendinden yaşça küçük çocuklarla birlikte bir çete kurar. Böylece diş geçirebildikleri hasta ve sakat kimseleri dövüp paralarını çalmaktadırlar.
                   Çarpık aile ilişkilerine, sistemin acımasızlığına çarpıcı bir bakış atan Luis Bunuel’in toplumsal düzeni eleştiren önemli filmlerinden biridir.
Film, çoğu amatör olan oyuncularla gerçek mekanlarda çekilmiş.  Luis Bunuel bu filmde Meksika’ yı kötü yönleriyle gösterdiği gerekçesiyle ülke çapında sert bir şekilde eleştirilmiş.   Özellikle başroldeki oyuncu Pedro ‘nun annesinin Pedro’ya karşı sert ve sevgisizlik tavırlar sergilediği sahneler,  hiçbir Meksikalı annenin çocuğuna böyle davranmayacağı gerekçesiyle yerden yere vurulmuş   ve oluşan olumsuz hava nedeniyle film ancak dört gün gösterimde kalabilmiş..



                              



                   Los Olvidados  Luis Buñuel'in ayrıksı filmlerle dolu arşivinde   belki de en ''normal'' filmdir.  Buñuel sıradan insanların gündelik dertlerine değindiği filminde açlık, yoksulluk, toplumsal yozlaşma gibi temalara eğilerek düz anlamlardan ve gerçeklikten uzak filmlerinin aksine 1944 - 1952 yılları arasında etkisini gösteren İtalyan yeni gerçekçiliğinin izinden giden bir filme imza atıyor.. İşin ilginç yanı ise, filmin başarısızlığından korkarak Buñuel'e sürrealist öğelerden kaçınmasını konusunda baskı yapan yapımcı Óscar Dancigers'e rağmen Los Olvidados'a damgasını vuran sahnenin Buñuel'in has dünyasını temsil eden, slow-motion tekniğiyle çekilmiş eksantrik bir rüya sahnesi olacak olmasıdır. Buñuel'in gerçekleri de en az rüyaları kadar sarsıcı olacaktır.

                Film başlarken ekranda beliren not, bu savı doğrular niteliktedir:
''Bu film gerçeklere dayanmaktadır. Hiçbir karakter hayal ürünü değildir.''


                           



Filmde  Pedronun  cezalı olarak  girdiği  Çocuk  Çiftliğinin  müdürünün  sözleri anafikri  veriyor :
''çocuğun  karnını  doyurun,  daha iyi  düşünecektir. Çocuk  yerine  sefaleti  kilit altına  alabilseydik  sorunlar  çözülürdü  ''..
Film  her  kentin  arka  sokaklarına  işaret  ediyor.  Benim  gördüklerim  bunun  yanında  çok  masum  belki  ama  eğer  çocuklarımız  böyleyse  oturup düşünmemiz  lazım...




14 yorum:

  1. İzlememiştim filmi merak ettim boş bir zamanımda izleyeceğim inşallah, o dediğin şeyi bende çok düşünüyorum henüz bir çocuğum yok evli bile değilim :) ama okulların yanlarından geçerken bazen düşünüyorum ve korkuyorum böyle bir ortamda nasıl çocuk yetiştirebilirim diye :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynı kaygıları taşıyan insanların olduğunu öğrenmek bile umut verici.

      Sil
  2. Kaygılarınız yersiz değil,bu dijital çağın marifeti bunlar,büyük kısmı.Filmi izlemiş olabilirim resimler yabancı gelmedi.Tanrıkent'i anımsattı bana bazı yönleriyle.Aslında filme gerek yok günlük yaşamda kısa bir gözlem yapmak kafi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet tanrıkent değilmi? bir de buna benzer bisiklet hırsızları var , yine seyretmek istedim şimdi...

      Sil
  3. pelin pembesi güzel bir konuya değindin . bende etrafımda okula gidenleri öğrencileri gördüğümde hayrete düşüyorum . makyajlar minicik etekler el çantalarıyla okula gitmeler .şu sigara zaten ayrı bir pislik. sen böyle düşünceli bir anne olduğun için kızını böyle kötülüklerden koruyacağına eminim ben :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim nesrin, iyimser dileklerin için özellikle. ama diğer çocuklar içinde üzülüyorum, böyle olmamalı diyorum:(

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  4. Luis Bunuel en başarılı öykülerini Meksika topraklarında anlattığını söyler. Mutlak süürrealist olan 'bir endülüs köpeği' ve 'altın çağ' filmlerinden sonra çektiği 'las hurdas' ve belgesel sinema dilinin ağırlıkta olduğu bu film 'los olvidados', Bunuel'in ticari kaygı taşımayan son filmleridir. Bundan sonrası popüler olmasa da, daha yumuşak ve daha naif fimlerdir.
    Bunuel izlemenize sevindim. Ben de, geceden karar verdiğim 'gündüz güzeli'ni' post edecektim bugün.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gündüz güzelini ben de bir ara post olarak yazmıştım. ara ara bunuel izlemeyi seviyorum , seyrettikçe de yazıyorum işte birşeyler..

      Sil
  5. iflas etmekte olan kapitalist sistemin çarpık yansımaları en çok çocuklar üzerinde görülüyor.
    bunu yalın ve açık dile getiren yönetmen ve yazarlara nedense kominist deniyor.

    sevgiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iflas ediyormu sence , almış başını gidiyor bence tolga. etkisi katlanarakta artıyor. dediğin gibi çocuklarımızı da sinsice ele geçiriyor..

      Sil
  6. bunuel ve önemli bi film izlemişsin.
    bu adamın çok önemli filmleri var.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aaa deeptone aşkolsun:) fazla beni takip etmiyorsun demek. geçmiş yazılarımda bunuel seyretme günleri yaptığımı ve filmlerini seyrettiğimi hep yazdım. seyretikçe de yazıyorum :)

      Sil
  7. çok önemli bir konuya değinmişsin canım...
    bence olayların bu şekilde gelişmesinde büyüklerin rolü fazla:(
    herkes çocuklar ile ilgili üzerine düşeni yapması gerekiyor gerek maddi gerek MANEVİ..çocuğu olamayanlar bile bir çocuk karşısında onun yaşına uygun şekilde hareket etmeli...

    YanıtlaSil

Cuma Geldi

                                   Evet cuma geldi, yorgunluk da geldi hatta günlerdir süren baş ağrılarım da geldi. Bu hafta oldukça olums...